Süreyya Karabulut: Adaletin önünde çaresiz kalmış bir babayım
Münevver Karabulut cinayeti davasında katil zanlısı Cem Garipoğlu dışındaki 4 tutuklunun tahliye edilmesiyle şaşkına dönen baba Süreyya Karabulut, "Ad
Karabulut cinayeti davasının 3. duruşması Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Tutuklu sanıklar Mehmet Nida Garipoğlu, Habib Kurt, Mehmet Karakayalı ve Ahmet Batur'un tahliye edildiği dava sonrasında Münevver Karabulut'un avukatı Rezan Epözdemir, baba Mehmet Nida Garipoğlu'nun tahliye edilmesini beklemediklerini söyledi. Epözdemir şunları söyledi: "Verilen tahliye kararı beklemediğimiz gibi oldu. Bir kısım taleplerimiz vardı. Mehmet Nida Garipoğlu'nun dışında, Hayyam Garipoğlu'nu ve Hayyam Garipoğlu'nun dışında Tülay Makbule Garipoğlu'nun da tutuklanmasını talep etmiştik. Çünkü bunların suçları değiştirmeye suç delillerini gizlemeye ehil olduğunu söylüyorduk. Nitekim bunlarla ilgili şeyler de ortaya çıktı. Çünkü Ahmet Batur'a daima bir psikolojik baskı var. Bu celsede söyledi. Hayyam Garipoğlu ifadesini değiştirsin diye baskı yapıyor."
Tutuklamanın bir ceza değil, bir güvenlik tedbiri olduğunu vurgulayan Epözdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şöför Ahmet Batur'u tutukluyorsan, taraflar aynı, maddi vaka aynı, süreç aynı sevk maddesi aynı Hayyam Garipoğlu'nu tutuklamamanız manidardır demiştik geçmiş için. İnsan vücudunda 6 litre kan vardır. Biz bunu CD ile izletmek istemiştik. Bu celse uygun görülmedi. Bir sonraki celsede zannediyorum izleteceğiz. 6 litre kan insan vücudunda ve evde iki tane kusmuk, duvarlarda bir iki tane kan noktası olduğu söyleniyor. 6 litre kan 3 saatte temizlenilmiş. Vereceğimiz CD'de maktülenin kafası olaydan 5 saat sonra kanıyor. Olay böyleyken 6 litre kanın 3 saatte temizlenmesi hayatın olağan akışına uygun değil."
Münevver Karabulut'un avukatı Rezan Epözdemir, suç delillerini bir kişinin temizlemeyeceğini fiziksel gerekçelerle ortaya koyduklarını ifade etti. Epözdemir, bu konuda şöyle konuştu: "Dahası maktülenin cesedi kıvrılarak valize konmuş. Elbiselerinde hiç kan yok. 48 kilogram olan bir hanımefendinin tek başına taşınması mümkün değil. Elbiseler de vuruldu diyor. Elbiselerde bıçak izi yok. Kuvvetle muhtemel soyuldu ve vuruldu. Akabinde elbiseler giydirildi. Biz bu CD'de bunları ortaya koymak istedik. Bu CD elimizde, hiç kimseyle paylaşmadık. 8 ay sonra bugün iddialarımızı CD eşliğinde incelemek istedik. Çünkü ancak öyle anılabilir. Fakat mahkeme de incelememiş CD'yi zannediyorum. Dolayısıyla bir sonraki celseye onu değerlendirmeye karar verdi."
Şoför ve iki genel müdürün tahliyesini beklediğini belirten Epözdemir, "Sadece bizi şaşırtan Mehmet Nida Garipoğlu'nun tahliye edilmesidir. Takdir yüce mahkemenindir. Yüce mahkeme böyle uygun görmüş. Gerekli yasal mekanizmalara başvuracağız. Sonuna kadar takipçisiyiz sürecin." şeklinde konuştu.
Baba Süreyya Karabut ise şunları söyledi: "İlahi adaletin dediği olur. Bir şey diyemiyeceğim. Bir şey konuşamayacağım fazla. Ben yandım başka babalar yanmasın. Yazık. Tek kelimeyle yazık. Bugün kaç tane tahliye verildi? Ben mürekkep yalamadım. Okul okumadığım için hukuktan anlamıyorum. Anladığım bir dil varsa o da adaletin önünde çaresiz kalmış bir babayım. Bu kadar bunu söyleyeceğim."
