"Yöresel ürünler potansiyeli harekete geçirilirse 150 bin kişi iş sahibi olur"

Türkiye'de bulunan 2 bin 500 yöresel ürünün değerlendirilmesi halinde 150 bin kişiye yeni iş kapısının açılabileceği belirtildi.

Antalya Ticaret Bo

Türkiye'de bulunan 2 bin 500 yöresel ürünün değerlendirilmesi halinde 150 bin kişiye yeni iş kapısının açılabileceği belirtildi.

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, el emeği yoğun olan yöresel ürünlerin ticarileştirilmesi halinde özellikle kırsal kesimdeki istihdamı arttırma konusunda ciddi bir potansiyelin harekete geçirilebileceğini söyledi.

Çandır, "Bu da, en az 150 bin kişiye daha yeni iş fırsatı oluşturma anlamına gelmektedir." dedi.

Antalya Ticaret Borsası, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, Antalya İhracatçı Birlikleri ve Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı'nın ev sahipliğinde organize edilen 1. Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX) Antalya Expo Center'da açıldı.

'Sizin oraların nesi meşhur?' sloganıyla başlayan fuarda, Anadolu'nun 10 bin yıllık geçmişini ve birikimini yansıtan binin üzerinde ürünün tanıtımı yapılıyor.

Fuara, 54 ilden 7 oda, 26 borsa, 19 ticaret sanayi odası 7 belediye, 3 kaymakamlık, 20 firma katılıyor.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun da katıldığı fuarın açılışında konuşan ATB Başkanı Ali Çandır, Türkiye'nin 2 bin 500 civarında yöresel ürüne sahip olduğunu, ancak bunun sadece 131'inin coğrafi işaret tescilinin bulunduğunu kaydetti.

"Yöresel ürünlerimizin hakkını-hukukunu koruyarak ticarileştirmek için tescilleme hayati derecede önemlidir." diyen Çandır, fuarı düzenlemedeki amaçlarını şöyle anlattı: "Yöresel ürünler piyasasının gelişmiş dünya ekonomilerindeki en az 200 milyar dolarlık hacmini, ve sadece Fransa örneğindeki yüzde 30'u ihraç edilen 30 milyar dolarlık büyüklüğünü öğrenince, Anadolu'nun eşsiz birikimini ve potansiyelini harekete geçirmenin yollarını araştırdık. Bundan yola çıkarak medeniyetler ve kültürler beşiği 10 bin yıllık Anadolu ve Türkiye'nin sahip olduğu yöresel ürünleri, bu fuarda bir araya getirmek istedik."

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Çetin Osman Budak ise yerel ve geleneksel ürünlerin ekonomiye kazandırılamamasının büyük bir sorun olduğuna dikkat çekerek, "Ancak sorun yalnızca üretim değil, aynı zamanda pazarlama ve satış sorunudur." dedi.

Yerel ürünlerin, bir sanayi ürünü dahi olsa dağıtım kanallarına dolayısıyla hipermarketlere giremediğini dile getiren Budak, bu nedenle Büyük Mağazalar Kanunu'nda yerel ürünlere özel reyon veya reyon bölümü ayrılması koşulu getirilmesini istediklerini akardı.

Budak, coğrafi işaretin, yöreye özgü ürünlerin, geleneksel kültür ürünlerinin korunması, desteklenmesi, geliştirilmesi açısından en önemli araçlardan birisi olduğunu vurguladı.

Avrupa Birliği'nin son yıllarda bu konuda kapsamlı bir uyum çalışması içerisine girdiğini hatırlatan ATSO Başkanı, şöyle konuştu: "Avrupa ülkelerinde coğrafi işaret kullanımı eskiden daha çok şarap, peynir gibi ürünler için geçerliyken, son 10-15 yılda küresel rekabet yerel ürünleri ortadan kaldırmaya başlayınca diğer ürünler de yaygınlaşmaya başlamıştır. Bizim de bu konuda daha hızlı ilerlememiz gerekiyor."

Budak, Patent Enstitüsü'ne kaydın tek başına yeterli olmadığını, Türk ürünlerinin Avrupa'da da tescil ettirilmesi gerektiğinin altını çizerken, Avrupa Birliği coğrafi işaret veri bankasında Türkiye'den sadece baklava için başvuru yapıldığını hatırlattı.

Türkiye'de coğrafi işaretlerinin korunmasının 1995 yılında çıkarılan 555 sayılı yasa ile başladığını belirten Türk Patent Enstitüsü (TPE) Başkan Yardımcısı Yüksel Birinci de, "TPE de bugüne kadar 131 coğrafi işaret tescili yapıldı. 156 coğrafi işaretinin de işlemleri devam ediyor. Bu sayılar son yıllarda artışa geçti, ama yetersiz. Ülkedeki coğrafi işaretlerin potansiyeli bu sayılarının çok üstünde." bilgilerini verdi.