Okumak İsteyen Cam Kız, Öğretmeniyle Hayata Bağlandı

Adana'da doğuştan cam kemik hastalığı bulunan 8 yaşındaki Çağla Baysoy, hasta olduğu için okula başlayamadı.

Okumak İsteyen Cam Kız, Öğretmeniyle Hayata Bağlandı
Bu yılda okula gidemeyeceği için üzülen çocuğun imdadına, atandığı okulda norm fazlası olduğu için derslere giremeyince hasta öğrencilere ders vermek amacıyla Milli Eğitim'e başvuran Ummahani Kılıç yetişti.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından okula gidemeyecek kadar hasta olan anaokulu ve ilköğretim çağındaki öğrencilerin evde eğitim almalarını sağlamasıyla eğitim-öğretimi tamamlayamayacak çocukların yüzleri gülüyor. Adana'da bu uygulama fedakar öğretmenlerin başvurusu ile uygulamaya konuluyor. Bu çocuklardan biri de 8 yaşında doğuştan cam kemik rahatsızlığı bulunan Çağla Baysoy. Minik kız, geçen yıl okula başlaması gerekirken sürekli kemikleri kırıldığı için okul yönetimi tarafından okula alınmadı.
Okul müdürü, anne Serap Baysoy'a (31) normal çocuklara gerekli ilgiyi gösteremediklerini, cam kıza son derece özenli bakılması gerektiğini belirterek Milli Eğitim'in evde eğitim sistemi olduğunu, hastaneye giderek rapor alıp kızını evde okutabileceğini söyledi. Bunun üzerine anne, hastane hastane gezerek kızına rapor almaya çalıştı. Ancak rapor alırken hastanelerde çok büyük zorlukla karşılaştı. Uzun uğraştan sora aldığı raporla Adana Milli Eğitim Müdürlüğü Rehberlik Araştırma Merkezi'ne (RAM) başvurdu.

Ancak geçen yıl öğretmen olmadığı gerekçesiyle cam kız eğitime başlayamadı. Bu yıl anne Serap Baysoy, ümidini kırmayarak tekrar başvurdu. Bu yıl da ümitle bekleyen annenin ve Çağla'nın imdadına 18 yıllık öğretmen olan Ummahani Kılıç yetişti. 2003 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Almanya'ya gönderilen ve 2005 yılında tekrar Türkiye'ye gelerek Adana'da göreve başlayan Kılıç, kadrosu Adana'da olduğu için norm fazlası olarak Seyit Ali Onbaşı İlköğretim Okulu'na atandı. Norm fazlası olduğu için derslere
giremeyen Kılıç, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2004 yılında eğitim öğretim kurumlarından yararlanamayan, özel eğitim gerektiren bireyler için başlattığı "evde eğitim" uygulamasına başvurdu. 2008 yılında başvuru yapan Kılıç, 2009 yılında 3 lösemi hastası öğrenciye evde eğitim vermeye başladı. 2008-2009 eğitim öğretim yılı geride kaldıktan sonra Kılıç, bu yıl da dilekçe vererek yine hasta öğrencilere evde eğitim vermek istediğini söyledi. Kılıç yaptığı bu fedakarlıkla cam kız Çağla'yı hayata bağladı. Okula gitme
ümidi olmayan ancak okumayı çok isteyen Çağla, şimdi okuyarak hayallerini gerçekleştirme peşinde.

Ummahani öğretmen, bakanlık tarafından yayımlanan yönerge ile okul öncesi ve ilköğretim çağındaki özel eğitim gerektiren bireylerden eğitim öğretim kurumlarından doğrudan yararlanmayacak durumda olanlara evde eğitim verildiğini, kendisinin de norm fazlası olduğu için gönüllü olarak bu işe başladığını söyledi. İşini severek yaptığını belirten Kılıç, "Türkiye'de çok sayıda çocuk, hasta olduğu için okula gidemiyor. Bunların göz göre göre eğitimden yoksun kalmalarına gönlüm razı olmadı. Onların geleceğe
hazırlanmasında benim de bir payımın olması beni çok mutlu ediyor. Bütün yorgunluğum bunu düşününce geçiyor" dedi.

Evde eğitimin iyi yanları ve kötü yanları olduğuna dikkat çeken Kılıç şunları kaydetti:
"İyi yanı, evde eğitim bire bir olduğu için öğrencinin anlaması ve kavraması daha kolay oluyor. Kötü yanı ise çocuklar hasta olduğu için bazen rahatsızlanıyorlar. Ben de buna çok üzülüyorum. Onların hasta olmasına dayanamıyorum. Onlarla bire bir görüştüğüm için artık aileden birisi gibi oldum. Çocukların üzgün ya da hasta olması beni çok etkiliyor."

Ummahani öğretmen evde eğitim sisteminin Türkiye'de aileler tarafından çok bilinmediğini, bu sebeple hasta çocukların eğitimden yoksun kaldıklarını belirterek, "Ailenin evde eğitim hizmeti alabilmesi için tek yapacağı şey hastaneden çocuğunun evde eğitim görebilir raporu alıp Milli Eğitim Rehberlik ve Araştırma Merkezi'ne başvurmasıdır. Çıkarılan kanuna göre bu raporu getiren herkese Milli Eğitim, öğretmen tahsis etmek zorundadır" diye konuştu

"KIZIMIN OKUMASI İÇİN ÇOK MÜCADELE ETTİM"
Anne Serap Baysoy, kızının doğuştan genetik olarak cam kemik denilen hastalığı bulunduğunu, ilk olarak 3 aylıkken yaşanan kırılmada bunu fark ettiklerini ve o günden bugüne çok kez kırılma yaşadıklarını anlatarak, "Okul çağına geldiğinde kardeşinin gittiği okula götürdüm ama okul yönetimi cam kemik rahatsızlığından dolayı okula almadı. Bana evde eğitimden yararlanacağımı söylediler. Tam bir yıl rapor almak için uğraştım. Sonra öğretmen bulamadım. Kızım şimdi 2. sınıfta olması gerekiyordu ama bir yılı
boşa gitti. Bu yıl ise Ummahani öğretmenin sayesinde kızım okula başladı. Çok zorluk çektim ama şimdi çok mutluyum. Bu sistem sayesinde kızım okuyup geleceğini hazırlayabilecek. Bu sistemi bütün hasta çocukların ailelerine öneriyorum. Rapor alıp başvursunlar" dedi.

Çağla Boysay ise okuyabildiği için çok mutlu olduğunu belirterek, "Ben büyüyünce öğretmen olmak istiyorum. Zeki çocuklar ortaya çıkarmak istiyorum. Okula gidemediğim için çok üzülüyordum ama okul bana geldi. Arkadaşlarım yok ama Ummahani öğretmen bana her şeyi öğretiyor. Okula gitmek, arkadaşlarımla oynamak isterdim ama hastalığım sebebiyle bu mümkün değil. Ama olsun okuyabilmek de beni çok mutlu etti" şeklinde konuştu.