İki Kez Askerden Firar Eden Şahıs, İha'ya Konuştu

İki kez askerden firar eden, gözaltına alınmak istendiğinde polise silah çekerek kaçan şahıs, yaşadıklarını anlattı.

İki Kez Askerden Firar Eden Şahıs, İha'ya Konuştu
Taner A., Zonguldak'tan 2007 yılının Şubat ayında askere gittiğini, acemi birliğini tamamladıktan sonra usta birliğini piyade er olarak yapmak üzere Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde bulunan Dağlıca Köyü Piyade Sınır Taburu'na gönderildiğini söyledi. Tezkeresine 6 ay 20 gün kala, 21 Ekim 2007 tarihinde Dağlıca köyü yakınlarında terör örgütü PKK ile girilen çatışmada çok sevdiği arkadaşı Mehmet Cücük ve yanında bulunan diğer 11 asker arkadaşının şehit olduğunu söyleyen ve çatışmadan sonra psikolojisinin bozulduğunu öne süren Taner A., birliğinden firar ettiğini ve memleketine döndüğünü söyledi. Olayı anlatan Taner A., Mehmet Cücük ile aynı koğuşta kaldığını belirterek "benim yatağımın yanındaki yatakta yatardı. Bu olay üzerine psikolojim bozuldu. O çatışmaya girdiğimiz arkadaşımın şehit olduğu gün askerden kaçtım" dedi.

KÜÇÜK YAŞTA KIZI İSTİSMARDAN TUTUKLANDI

Zonguldak'ta, o dönemde 15 yaşında olan S.K. ile birlikte olduğunu ifade eden Taner A., iki yıl sonra S.K.'nın ağabeyi Ramazan K. ve babası Recep K.'nın bu ilişkiden haberdar olduğunu ve olayı polise haber verdiğini söyledi. Gözaltına alındığını anlatan Taner A., küçük yaşta kıza cinsel istismar suçundan çıkarıldığı adli makamlarca tutuklanarak Beycuma M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na gönderildiğini anlattı. Asker kaçağı olması nedeniyle Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Nezarethanesi'ne sevk edildiğini söyleyen Taner A., ailesini ikna ettiği S.K. ile evlilik planları yapmaya başladığını belirtti.

ASKERİ NEZARETHANEDEN KAÇIŞ

Bu kez askeri nezarethaneden kaçan Taner A., tekrar memleketi Zonguldak'a döndü. Tel örgülerden kaçtığını belirten Taner A., kaçış anını ve sonrasını şöyle anlattı: "Nezarethanede görevli bir asker vardı. O da tuvalete girmişti. Bu arada Allah yardım etti herhalde; demir parmaklıkları ayaklarımla, sırtımla ve kollarımla eğip araladım. Asker tuvaletten çıkar çıkmaz onu ve astsubayı etkisiz hale getirdim. İçeri de bulunan 4 arkadaşla birlikte kaçmaya başladık. Jiletli tel örgülerin olduğu yere gelene kadar iki arkadaşımız yakalandı. Bir arkadaşımla birlikte tel örgülere tırmandık. Ellerim parçalandı. Tel örgülerin üzerinden atlarken montum takıldı. Montumun kollarını çıkarınca askeri bölgenin dışına düştüm ve kurtuldum. Diğer arkadaşım da kaçmayı başardı. Ben kamyon kasasına binerek Diyarbakır'a kadar gittim. Diyarbakır'dan başka bir kamyona binerek Adana'ya gittim. Adana'da otobüsle önce Ankara'ya sonra da Zonguldak'a geldim. Benle birlikte kaçmayı başaran diğer arkadaşımın memleketinde tekrar yakalandığını öğrendim."

ASKERDEN KAÇTIM BABA

Nezarethaneden kaçınca S.K.'nın babası Recep K. ile telefonla görüştüğünü ve kendisini eve davet ettiğini belirten Taner A., S.K.'nın ağabeyi Ramazan K. ve arkadaşlarının sopalı saldırısına uğradığını ileri sürdü. Taner A., sözlerine şöyle devam etti: "Askerden kaçınca kayınpederim olacak olan Recep K.'ya telefon açtım, 'askerden kaçtım, baba' dedim. O da, 'tamam oğlum, buraya gel de bir görüşelim' dedi. Bu telefon görüşmesinin ardından S.K.'nın ailesinin evine gittim. S.K.'nın ağabeyi Ramazan K., arkadaşlarını toplamış evin önünde bekliyormuş. Ramazan K.'nın elinde sopa gördüm. Sopa, tekme ve tokatla bana saldırmaya başladılar. Allah'tan hazırlıksız gitmemişim. Yanımda bulunan kuru sıkı tabancayı çıkarıp ateş etmeye başladım. Korktular. Ben de fırsattan istifade ederek kaçtım. Madem kızı vermeyecekler neden söylemediler. Askerliğimi bitirmemi istiyorsalar bana 'önce askerliğini bitir yoksa kızı vermeyiz' desinler. Saldırmak da ne oluyor."

HER TÜRLÜ SUÇU İŞLEMEYE BAŞLADIM

Taner A., yaşananların ardından S.K.'nın ailesinin tekrar polise haber verdiğini, polis ekiplerinin kendisini aramaya başladığını, Rat Mahallesi Sondurak mevkiinde bulunan evinde kıstırılınca kuru sıkı tabancayla polislere ateş açtığını söyledi. Önce polisin elinden kaçmayı başardığını anlatan Taner A., polisin sıkı takibi sonucunda yakalandığını ve yeniden adli makamlara sevk edildiğini ifade etti. S.K. ile olan birlikteliğinden pişman olduğunu belirten Taner A., şunları söyledi: "Birliğimden firar ettikten sonra geldiğim Zonguldak'ta S.K. ile tanıştım ve onla ilişkiye girmeye başladık. S.K. ile tanıştığım güne kadar sicilimi inceleyin. Ya.da çevremdeki insanlara sorun hiçbir vukuatım yoktu. Ne olduysa o kızı tanıdıktan sonra oldu. Arkadaşımı bıçakladım, gasp yaptım, hırsızlık yaptım, kavgalara karıştım, polise silah çektim. O günden sonra her türlü suçu işlemeye başladım."

TEKRAR KAÇACAĞIM

Daha önce kaçarak memleketine döndüğünü hatırlatan Taner A., yarım kalan işleri olduğunu ve tekrar kaçacağını söyledi. İki ay 10 gün sonra Zonguldak'a gelerek S.K.'nın ağabeyi Ramazan K. ile hesaplaşacağını belirten Taner A., sözlerini şöyle tamamladı: "Daha önce de firar ettim. En son yakalandığımda 'boşuna uğraşıyorsunuz, yine geleceğim' dedim. Kaçtım geldim. Şimdi iki ay içeride yatacağım. Sonra birliğime ya da nezarete teslim edecekler. Söylüyorum, 2 ay 10 gün sonra yine kaçıp buraya geleceğim. Boşuna uğraşmasınlar. Benim onlardan alacağım hem kızları var hem de orada kalan özel eşyalarım var. Ramazan K., beni polise teslim etmekle kurtulacağını zannetmesin. Artık eşyalarımı da, kızı da istemiyorum. Yarım kalan işlerimi tamamlamaya geleceğim. Ramazan K., 'kaçarken ölmem' için dua etsin. Ya da kaçacak yer bulsun."

YAŞADIKLARINI KİTAP HALİNE GETİRMEK İSTİYOR

Taner A., S.K.'nın da kendisini sevdiğini, fakat ağabeyinin baskısında kaldığını, S.K. ile tanıştıktan sonra yaşadıklarını anlatacağı bir kitap yazmak istediğini ifade etti. Adli makamlar tarafından çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanan Taner A., Zonguldak Tepebaşı Jandarma Karakolu'na götürüldü. Geceyi karakol nezarethanesinde geçiren Taner A., Mamak Askeri Cezaevi'ne sevk edildi. Taner A.'nın adli süreç boyunca yüzünün gülmesi ve moralinin iyi olması dikkat çekti.