Ak Parti'den Chp'ye 'Hesabım Yok Belgesi Getir' Cevabı

AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başbakan Erdoğan'a yaptığı 'İsviçre bankalarında hesabı yoktur yazısı getir' çağrısına, "SSK Genel Müdürü olduğu dönemde işe aldığı ve hüküm giymiş çalışanların önemli bir bölümünün bölücülükten, PKK terör örgütü üyesi olmaktan mahkum olduğunu biliyoruz

AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başbakan Erdoğan'a yaptığı 'İsviçre bankalarında hesabı yoktur yazısı getir' çağrısına, "SSK Genel Müdürü olduğu dönemde işe aldığı ve hüküm giymiş çalışanların önemli bir bölümünün bölücülükten, PKK terör örgütü üyesi olmaktan mahkum olduğunu biliyoruz. 'Siz PKK'yla ya da illegal örgütlerle bir bağınız olmadığını ispat edin ya da belge getirin' demek ne kadar abesle iştigalse, Sayın Kılıçdaroğlu'nun da
öyle bir talepte bulunması akla, vicdana, ciddiyete uymaz" cevabını verdi.
Canikli, Meclis'te gazetecilerin sorularını cevapladı. İstanbul'da Başbakan Erdoğan'ın rektörlerle toplantısını protesto eden öğrencilere polisin sert müdahalesine ilişkin soru üzerine Canikli, esas tartışma konusunun sertlik olduğunu ama o aşamaya gelmeden önce polisin, protestonun yasal sınırlar içinde olup olmadığını hatırlatmış olması gerektiğini söyledi. Canikli şöyle konuştu:
"Kuralsız herhangi bir şekilde yürütülmeleri söz konusu olamaz. Hakların kullanılması için de böyle. Belirlenen nizam içerisinde ancak realize edilebilir. Aksi halde kaos olur tartışmasız bir şekilde. Dolayısıyla ayrıntılı bir şekilde bakmak lazım. Polisimiz o aşamaya gelmeden önce kurallara uygun davranmaları konusunda gerekli, yasaların zorunlu kıldığı o ikazı, hassasiyeti gösterip göstermediğine bakmak lazım. Eğer bu yapılmasına rağmen yine de yasal çizgiler dışına çıkma noktasında ısrarlarını sürdürmüş
iseler, yani bir başka deyişle yasadışı, kuralların dışında bir gösteriye dönüşmüş ise elbette ki polisimizin temel görevlerinden birisi de yasadışı bir takım eylemleri bertaraf etmektir. En temel görevleri budur. Bu çerçevede yapılmışsa kimse polisimize görevini neden yaptığı konusunda bir suçlamada bulunamaz. Ayrıntılı bir şekilde prosedürün izlenip izlenmediğine bakılması gerekiyor."
Demokratik Toplum Kongresi'nde demokratik özerklik için öz savunma birliği kurulması yönünde karar alındığı haberlerinin hatırlatılması üzerine Canikli, Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları içinde hem sınırları hem de iç asayişi temin etmekle görevli kurum, kuruluş ve kişilerin belli olduğunu vurgulayarak, "O amaçla kimse bir yapı oluşturamaz. Anayasanın nizamına aykırılık teşkil eder. Bertaraf edilmesi için de yetkililer ve ilgililer gerekeni yapar" dedi.
Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener'in 'Bakanlığı niye bıraktığımın yanıtı WikiLeaks belgelerinde çıktı' şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Canikli, "Sayın Şener'in açıklaması gerekir. Bu tür bilgiler varsa o dönemde bu bilgilerin paylaşılması gerekirdi. Daha yakışık alırdı. Aradan bunca zaman geçtikten sonra bir olay vesilesi ile böyle açıklamalar yapmak ne kadar doğru olur. Bunu kamuoyunun taktirine bırakıyorum. Eğer açıklaması gereken bir hassasiyet söz konusu ise o anda
açıklanması gerekirdi. Sayın Şener'in kastetmek istediği neyse en iyi o bilir herhalde. Açıklarsa biz de memnun oluruz" şeklinde konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'nin, '72 milyon nasıl 'sabıka kaydı yoktur, vergi borcu yoktur' belgesi buluyorsa Başbakan da 'İsviçre bankalarında hesabı yoktur' belgesi bulabilir' şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine ise Canikli, artık sabıka kaydı istenmediğini belirterek, "Sicil kaydının tek merkezde dijital ortamda saklanması mümkün değildi ama artık mümkün. Sabıka kaydı önceden isteniyordu artık istenmiyor" diye konuştu. Devletin o kayıtlara sahip olduğunu kaydeden Canikli, ilgili
kurumların bunlara ulaşabildiğini ifade etti. Canikli şunları kaydetti:
"Eğer onu esas alırsak bu ülke yaşanmaz hale gelir. Bütün dünya yaşanmaz hale gelir. Herkes, herkes hakkında bir takım iddialarda bulunur. Ya da ortaya atılan iddiaların doğruluğunun ya da yanlışlığının tespit edilmesi, ispat edilmesi karşı tarafa yüklenir ki gerçekten kuralsız bir dünya haline gelir. Sayın Kılıçdaroğlu hakkında iddialar da vardır. Şimdi şunu söyleyebilir miyiz? SSK Genel Müdürü olduğu dönemde işe aldığı ve hüküm giymiş çalışanların önemli bir bölümünün bölücülükten, PKK terör örgütü
üyesi olmaktan ya da illegal sol örgütlerin üyesi olmaktan mahkum olduğunu biliyoruz. Bunlar belgeli bir şekilde ortadadır. Bundan yola çıkarak sayın Kılıçdaroğlu'na şunu söylememiz ne kadar doğru olur? 'Siz buradan baktığınızda böyle bir alım yapmışsınız. Siz PKK'yla ya da illegal örgütlerle bir bağınız olmadığını ispat edin ya da belge getirin' demek ne kadar abesle iştigalse, ne kadar yanlış bir yaklaşımsa, Sayın Kılıçdaroğlu'nun da öyle bir talepte bulunması akla, vicdana, ciddiyete uymaz
kesinlikle."
(ZÇ-CC-Y)