Ak Partili Vekillerden Kürtçe Yorumu

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Muş milletvekilleri Dr. Medeni Yılmaz ve Seracettin Karayağız, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki (TBMM) Kürtçe konuşmalarla ilgili görüşlerini açıkladı.

Bir lokantada düzenlenen yemekte basın mensuplarıyla bir araya gelen AK Parti milletvekilleri, AK Parti iktidarı döneminde Muş'a yapılan yatırımlara değindi. Daha sonra gazetecilerin sorularını cevaplandıran AK Parti milletvekili Seracettin Karayağız, Kürtçe konuşmanın normal olduğunu ama bunun sabote edilmemesi gerektiğini söyledi. Geçmişte Kürtçe konuşulduğu ve Kürtçe müzik dinlendiği için insanların büyük işkencelere maruz kaldığını belirten Seracettin Karayağız, bugün ise 24 saat Kürtçe yayın yapan
devlet ve özel televizyonların olduğunu dile getirdi. Meclis'te de bazı deyimlerin Kürtçe ifade edilebileceğinin altını çizen Karayağız, "Bu bir demokratik haktır. Kürtçe konuşulabilir, bazı şeyler zikredilebilir. Bir deyimi Kürtçe olarak ifade edebilirsin. Demokratikleşme süreci başlamış, bu sürecin devam etmesi için milletten de kabul görmesi lazım. Diğer partilerin de bu işe yumuşak bakması lazım. Buralarda çok büyük sıkıntılar çekildi. Geçmişte bir araçta Kürtçe kaset bulunduğunda insanlarımız bin bir
türlü eziyete maruz kalıyordu. Bugün 24 saat Kürtçe yayın yapan bir devlet televizyonu var, özel televizyonlar da aynı şekilde yayın yapabiliyor. Bu seviyeye gelmişiz. Tabii ki bir dilin inkarı, konuşturulmaması kabul edilecek bir şey değil. Bunu gündeme getirip adeta bir süreci sabote etmeye çalışmak da kabullenilecek bir şey değil. Oradaki arkadaşlarımız Türkçe biliyor. Kürtçe konuştuğu zaman da orada birçok milletvekili ve dinleyici bu işi anlamayacaktır. Orada bir deyim kullanıldı. Bizce de
kullanılmasının bir mahsuru yok. Orada katiplerin bilinmeyen bir dil olarak geçmesi tepkilere neden oldu. 'Kürtçe konuşuldu' diye de yazabilirdi. Öyle yazılsaydı böyle bir tepki olmazdı. Bir süreç başlamış ve bu sürecin selametle devam etmesi için her tarafın buna hassasiyetle riayet etmesi lazım" dedi.

"İKİ DİLLİ HAYAT ZATEN DEVAM EDİYOR"
İki dilli hayatla ilgili soruyu da cevaplandıran Karayağız şöyle konuştu:
"İki dilli hayat zaten devam ediyor. İki dil konuşan var, biz de zaman zaman Kürtçe konuşuyoruz. Bazı belediyeler bayram kutlamasında Kürtçe olarak da mesaj yayınlıyor. Ama farklı şeyler de bununla birlikte zikrediliyor. Bunlar tartışılması gereken konular. Neticede bir yasal çerçeve içerisinde kalınırsa birçok şey çözülebilir. 'O yasal çerçeveyi dinlemiyorum' demek de farklı sıkıntılar ortaya çıkarıyor. Biz bu ülkede toplu halde yaşıyoruz. Bu konuyu bazı partiler özellikle ana mesele haline getirdi.
Sürekli bu konuyu istismar ediyorlar. Metanetle aklı başında gidilirse daha güzel adımlar atılabilir."
AK Parti milletvekili Dr. Medeni Yılmaz ise, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ne değindi. Geçmişte Kürt sorunun hiçbir siyasi parti tarafından dile getirilmediğini kaydeden Medeni Yılmaz, "Türkiye'de yakıcı bir meseleydi ama kimse yaklaşmak istemiyordu. Herkes hamasetle bu işi topu taca atarak götürmeye çalışıyordu. Türkiye'de ilk defa bir siyasi iktidar meselenin adını doğru koydu. Başbakan meydanda Kürt meselesinin kendi meselesi olduğunu söyledi. Bu mesele şu ana kadar Türkiye'de can yakmıştır,
haksızlık yapılmıştır, bunun çözümü gerekir ve çözümü de bizim görevimizidir. Sayın Başbakan'ımız bunu çok net bir şekilde ifade etti. Bunu söyledikten sonra da o zamanın muhalefeti Başbakan'ın etnik kimliğini sorguladı. Bu mesele bu kadar zordu. Ama bundan geri adım atılmadı. Tam aksine her seferinde ileri adımlar atıldı. Kürtçe konuşmanın yasak olduğu bir ülkede, ülkenin resmi devlet televizyonu 24 saat Kürtçe yayın yapmaya başladı. Bunun parlamento görüşmeleri sırasında AK Parti'nin dışındaki bütün
siyasi partiler buna karşı çıktı. Burada samimiyet ve sorumluluk çok önemlidir. Hiç kimse Kürt meselesi ve Kürtler üzerinden siyasi nemalanma yoluna gidemez. Bir taraftan bu ülkede Kürtlerin baskı altında olduğu, zulme uğradığını söylüyoruz ve bu doğrudur. Diğer taraftan, 'Kürtleri başkası öldüremez ama ben öldürürüm' diyeceksiniz. 'Sana günah, bana mubah' olmaz. Burada bir yanlış var, bunun yüksek sesle de hepimizin söylemesi lazım. Kürtlere haksızlık, herkes için günah olmalıdır. Milli Birlik ve Kardeşlik
Projesi, samimiyetle ortaya konmuş bir projedir. Sadece bir pencereden bakarsanız olayı çözemezsiniz" diye konuştu.