Bakan Bağış, Avrupa Komisyonu'nun 2010 İlerleme Raporunu Değerlendirdi

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Bugün yayımlanan İlerleme Raporu'na baktığımızda AB üyeliği için bir 13 yıl daha beklemeyeceğimizin işaretini alıyoruz

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Bugün yayımlanan İlerleme Raporu'na baktığımızda AB üyeliği için bir 13 yıl daha beklemeyeceğimizin işaretini alıyoruz. Artık burnumuza AB üyeliğinin kokuları gelmeye başlamıştır. Bütün fasıllarda ilerleme kaydettiğimizin AB Komisyonu tarafından kabul edilmesi güzel günlerin habercisidir" dedi.
Devlet Bakanı Egemen Bağış, Avrupa Komisyonu'nun 2010 İlerleme Raporunu değerlendirdi. Raporun 13. rapor olduğunu belirten Bağış, Ekim 2009-Ekim 2010 dönemini kapsadığını söyledi. Bakan Bağış, İlerleme Raporu'nun bu dönemde kabul edilen mevzuat ve uygulamaya konulan somut tedbirleri içerdiğini belirtti. Bağış, tüm ülkeler için geçerli usul çerçevesinde Komisyon adaylar arasında eşit muamele, objektif ve tarafsız bir yazımı hedeflediğini söyledi. Raporun oldukça kapsamlı ve teknik değerlendirmeleri
içermesinin tam üyelik yolunda sistematik bir şekilde ilerleyerek doğru adımlar atıldığının ve sürecin olgunlaştığının en açık göstergesi olduğunu belirten Bakan Bağış, her konu başlığında atılan adımların ardından eleştirilerin ve ilerleme kaydedilmesi gereken alanların sıralandığı da görüldüğünü ifade etti. Raporda yer alan eksikliklerin kendilerine yol gösterici olduğunu belirten Bağış, "İlerleme Raporlarının bizim için bir özeleştiri fırsatı yapma sağladığı da aşikardır" ifadelerini kullandı.
Raporun ülkeleri AB üyeliğine hazırlayıp daha demokratik, çağdaş ve müreffeh bir noktaya ulaştırmaktan başka amacının olmadığını belirten Bakan Bağış, raporun ülkedeki demokratikleşmeden, haklar ve özgürlüklere kadar, ekonomik kriterlere uyumdan müktesebata kadar farklı alanlarda eleştiri olmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti. 2010 raporunu "en olumlu rapor" olarak tanımlayan Bakan Bağış, "Gerçekten bu raporları önünüze alıp değerlendirirken, sadece bakmakla yetinmemek gerek. Geçmiş yıllarla
karşılaştırmalıyız. 13 tane raporu yan yana koyduğumuz zaman, bu raporun diğer 12'sinden daha olumlu olması Türkiye'nin AB sürecinde ilerlediğinin göstergesidir. Faili meçhul cinayetlerin, işkence örneklerinin listesi yayınlanırdı. Ama çok şükür artık çok daha mikro düzeyde, teknik hassasiyetlerin dile getirildiği raporlarla karşı karşıyayız. Türkiye mükemmel demiyorum. Türkiye'nin çözmesi gereken çok sorunu vardır. Ama dünle karşılaştırıldığı zaman, bugünkü Türkiye çok daha iyi bir noktadadır, yarın
Türkiye daha da iyi olacaktır. 2010 İlerleme Raporu bu zamana kadar yayımlanan 13 rapor arasında en olumlu ve en teşvik edici olanıdır" şeklinde konuştu.

"BURNUMUZA AB ÜYELİĞİNİN KOKULARI GELMEYE BAŞLAMIŞTIR"
1998'de yayınlanan ilk İlerleme Raporu'yla bugün yayınlanan İlerleme Raporu birbirinden tamamen farklı olduğunu ve Türkiye'nin kat ettiği mesafenin çarpıcı şekilde görüldüğünü vurgulayan Bağış, "Bugün yayımlanan rapora baktığımızda AB üyeliği için bir 13 yıl daha beklemeyeceğimizin işaretini alıyoruz. Artık burnumuza AB üyeliğinin kokuları gelmeye başlamıştır. Bütün fasıllarda ilerleme kaydettiğimizin AB Komisyonu tarafından kabul edilmesi güzel günlerin habercisidir. Şunu açık ve net söyleyeyim. Bu
Türkiye'nin raporudur. Hükümetin, iktidarın İlerleme Raporu değildir. Yasamanın ya da yürütmenin İlerleme Raporu değildir. İktidarı, muhalefetiyle, yürütmesi, yasaması, yargısıyla, askeri, sivili, kadınıyla erkeğiyle Türkiye'nin her kesiminin AB sürecindeki ilerlemesinin bir röntgeninin çekildiği bir rapordur" dedi.
Raporun genelinin Türkiye'nin bugünkü fotoğrafının dengeli ve olumlu bir şekilde ortaya koyan bir metin olduğunun görüldüğünü ifade eden Bakan Bağış, AB sürecinde yapılan çalışmalara da atıf yapıldığını söyledi. Bağış, hükümetin reform çalışmalarına özellikle de Anayasa Reform Paketi bağlamında açıkça vurgulandığını belirterek, AB üyelik müzakerelerinde çok önemli katkılar yaptığı belirtildiğini ifade etti. Komisyon raporunda, yargı reformu ile birlikte Anayasa değişikliğinin başta HSYK; Anayasa
Mahkemesi ve askeri yargı konularındaki değişiklikler olmak üzere yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve etkinliği konusunda önemli ilerlemeler getirdiği vurgulandığını belirten Bağış, şunları söyledi:
"Bu reformların AB standartlarında uygulanması hususuna önem verilmesinin gerekliliğinin de altı çizilmiştir ki, bizim zaten öncelikli çıkış noktamız ve hedefimiz budur. HSYK'nın üye sayısının arttırılarak HSYK'daki yargıdaki temsil gücü arttırıldığı, HSYK tarafından meslekten ihraç edilen hakim ve savcılara dönüş yolunun açılmasının olumlu bir adımı teşkil ettiği, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasının önüne geçilmesinin önemli bir adım olduğu, Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısının arttırılması ve
TBMM'nin ilk kez Sayıştay ve baroların gönderdiği adaylar arasından mahkemeye üye seçmesinin Türkiye'yi AB'deki uygulamalara yakınlaştırdığı dile getirilmektedir."

"ARAPÇA YAYIN YAPAN TRT KANALININ AÇILMASI GİBİ GELİŞMELER RAPORDA ÖVGÜYLE BAHSEDİLMİŞTİR"
Bakan Bağış, hükümetin Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi kapsamında yürüttüğü çalışmalar da olumlu gelişmeler olarak raporda yer bulduğunu söyleyerek, "Geçtiğimiz yıl yayına başlayan TRT 6 kanalına ek olarak bu yıl 24 saat Arapça yayın yapan TRT kanalının açılması gibi gelişmeler raporda övgüyle bahsedilmiştir. Ombudsmanlık kurumu, TBMM'de sivil toplum örgütlerinin de görüşleri alınarak oluşturulan Ulusal İnsan Hakları Kurumu ile vatandaşlardan gelen şikayetleri inceleyecek bağımsız bir mekanizmanın
kurulması yönünde Hükümetimiz tarafından atılan adımların vurgulanmış olması da raporda olumlu olarak nitelendireceğimiz açıklamalardır" ifadelerinie ve en teşvik edici olanıd kullandı.
Gizli darbe planları ve Ergenekon gibi yasadışı örgütlenmelere yönelik açılan soruşturma ve davaların, Avrupa Birliği tarafından da demokrasi ve hukukun üstünlüğüne güvenin güçlendirilmesi konusunda ülkemiz için bir fırsat olarak değerlendirildiğini belirten Bağış, raporda özellikle savunma hakları ve yargılama öncesi süreçlerin uzunluğu konuları eleştirildiğini söyledi. Bağış, "Hükümetimiz tarafından yürütülen Yargı Reformuna yönelik çalışmalar ülkemizde bu gibi sorunların en aza indirilebilmesi
amacıyla devam etmektedir" dedi.
Bağış, Yüksek Askeri Şura ile ihraç edilen askeri personele temyiz yolunun açılması ve 1980 darbesinin faillerinin yargılanması önündeki engellerin kaldırılması gibi adımları olumlu olarak nitelendirildiğini belirterek, her kesimden vatandaşa eşit hak ve özgürlükler sağlanması, farklı inanç gruplarına yönelik atılan adımlar ve bu hususta yayımlanan Başbakanlık Genelgesi övgüyle karşılandığını söyledi. İfade özgürlüğü alanında, TCK 301. maddesinin uygulanmasındaki olumlu gelişmeye vurgu yapıldığını
belirten Bağış, geçmişte hassas olarak addedilen konuların bugün tartışılabildiği ifade etti.
Basın özgürlüğü konusunda eleştiriler önlerindeki döneme ışık tutacağını belirten Bakan Bağış, "Yargı sürecindeki olan ve devam eden davalara ilişkin Hükümetin hedef alınması, bu davalar konusunda yöneltilen eleştiriler ise yürütme olarak adım atmadığımız konusunda yöneltilen eleştirilere ise çok ciddi çelişkinin izahından başka bir şey değildir. Biz, medyanın, bize acı gerçekleri, çıplak gerçekleri gösteren, yapıcı eleştirilerde bulunan, yol gösteren bir ayna olmasını arzuluyoruz. Bununla birlikte,
eleştiri sınırlarını aşmakla kalmayıp, hakaret, iftira ve küfür boyutlarına varan yorum ve haberlere de elbette tepkimizi gösteriyor, bunlarla mücadelemizi sürdürüyoruz" şeklinde konuştu.
Kıbrıs konusunda Türkiye'nin müzakere sürecinde verdiği desteğin altı çizildiğini söyleyen Bağış, "Ek protokol konusunda daha önceden dile getirilen 'Türkiye'nin Ek Protokolü ayırım gözetmeden uygulaması' talebi yinelenmiştir. Rapordaki ifadenin durum tespitinden ibaret olup, müzakerelerin dondurulmasına yönelik bir ima veya tavsiye söz konusu olmadığını vurgulamak gerekir" dedi.
Bağış, özellikle raporun siyasi engellemeler nedeniyle tıkanan başlıklara rağmen, Türkiye'nin bütün fasıllarda ilerleme kaydettiğine dikkat çekmesinin son derece anlamlı ve AB üyeliği yolunda kararlılıklarının bir teyidi olduğunu ifade etti. 9 Kasım'ın Berlin duvarının yıkılışını sembolize ettiğini belirten Bakan Bağış, Avrupa yeni duvarlarda ve kaybedecek zamanın olmadığını, AB'nin Türkiye ile tamamlanabileceğini belirtti. Ayrıca 10 Kasım Cumhuriyetin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün anılacağını söyleyen
Bağış, hükümetlerini Atatürk'ün işaret ettiği çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma hedefi doğrultusunda çalışmalarına ara vermeden devam ettiğini de ekledi.

"BUGÜN LİMANLARIMIZIN YENİDEN AÇILMASI İÇİN AVRUPA BİRLİĞİ'NİN KENDİ SÖZÜNÜ TUTMASI GEREKİR"
Türkiye KKTC limanlarını Rum gemilerine açmadığı yönündeki ee ve en teşvik edici olanıdleştirilere katılıp katılmadığını soran basın mensubuna Bağış, Türkiye'nin limanlarının 1987 yılına kadar Rum gemilerine açık olduğunu hatırlatarak, "Bugün limanlarımızın yeniden açılması için Avrupa Birliği'nin kendi sözünü tutması gerekir. Kuzey Kıbrıs'a uygulanan izolasyon son bulursa, daha açık söyleyeyim, AB üyesi ülkelerin havayolları Ercan havalimanına tarifeli seferler başlatırsa, Türkiye hava limanlarını da,
deniz limanlarını da Rum Kesimi'nin uçaklarına, gemilerine yeniden açar" dedi.
'AB perspektifimiz ne olmalıdır ve kaç yıl içinde AB'ye girebiliriz' sorusuna Bakan Bağış, Almanya Cumhurbaşkanı Türkiye'ye gelip, Türkiye'nin standartlarını görüp, olumlu cümleler kuruyorsa, Alman Hıristiyan Demokrat Parti Lideri 'Türkiye AB üyesi olmalıdır' diye kitap yayınlıyorsa, Alman Dışişleri Bakanı Türkiye'nin AB üyeliğine destek veriyorsa, Avrupa'da bir şeylerin değiştiğini gördüğünü belirtti.
Fransa Cumhurbaşkanı Türkiye'yi ziyaret edeceğini ve Türkiye'nin dinamizmini gördükten sonra fikirlerini tekrardan gözden geçireceğine inandığını belirten Bakan Bağış, 'ayrıcalıklı ortaklık' dediklerini fakat bunu Avrupalı Liderlerin artık kullanmadıklarını söyledi. Türkiye AB'nin ihtiyaçlarının buluşma noktasında Türkiye'nin AB'ye üye olacağını ifade eden Bağış, Türkiye genç nüfusu, üç saatlik uçuşla 1,5 milyar insana ulaşması, en güçlü orduya sahip olmasıyla Avrupa Birliği'ne gireceğini belirtti.
2013'te Avrupa Birliği isteklerini tamamlama hedefinin olduğunu söyleyen Bağış, kararın alınmasını kolaylaştıracağını ifade etti. Türkiye'nin hava sahasını açması ve limanları açması karşılığı olarak açılmayan fasılların açılması konusundaki soruya Bağış, Kıbrıs'ta adil, kalıcı bir barış istediklerini belirterek, üzerlerine düşeni yaptıklarını belirtti. Ada'daki Rum dostlara ve Yunanlı dostlara fırsat verilmesi gerektiğini belirten Bağış, "Çözümden yana olduklarını ispat etmelerini zamanı gelmiştir" dedi.
Bağış, her öneriyi reddeden tarafın Kıbrıs Rum Kesimi'nin çözümü istediğini ispat etmesi gerektiğini sözlerine ekledi.