Panik mi fırsat mı?

Düzeltmelerin zamanlamasını kestirmek çok güç; ama, düzeltme olmadan uzun süreli büyük yükselişler olmaz.


Cumhuriyet Bayramı nedeniyle daha kısa mesai yapan iç piyasalar, geçen haftaya iyi başlayıp kötü bitirdiler. Yurtiçi piyasaların yurtdışına oranla daha olumsuz bir görüntü çizdiğini gördük. Bunun asıl sebebi hiç kuşkusuz uzun süredir yurtdışına oranla daha iyi performans göstermemiz. Dış piyasalar bir birim yükseldiğinde biz üç birim yükseliyorsak, düşüşlerde de bunun tersi olması gayet normal. 

Molalar ve geri çekilmeler
FED’in bu hafta aciklayacagi yeni bono alim programinin buyuklugu piyasalari dogrudan etkileyecek. Beklentiler gecen haftaya kadar 500 milyar-1 trilyon dolar iken daha dusuk olacagi yorumlari borsalarin ve paritenin dusmesine sebep oldu. Peki biz şimdi ne yapacağız? Bu gelişmeleri nasıl yorumlayacağız?
Her yukarı trend, mutlaka ara sıra göreceğimiz ‘mola’lar ve ‘geri çekilme’ler içerir. Bunların büyüklüğüne bağlı olarak biz “Ana trend bitti, artık yönümüz aşağı” veya “Bu bir düzeltme, trend devam ediyor” yorumlarını yaparız. 

Yükselişler satış fırsatı
Düzeltmelerin zamanlamasını kestirmek çok güç olduğu için, bunu tahmin etmeye çalışmak yerine olduğunda pozisyonlarımızı ayarlamak daha doğru bir hareket olacaktır. Bir hafta önceye göre ana trendi değiştirecek bir gelişme yok. FED bono alım programını açıklamadan bu konuda yapılan değişik yorumlardan uzak duralım. Dolar kuru pariteye bağlı olarak 1.4380 seviyelerine kadar yükselse de gelen satışlarla haftayı 1.4325 seviyesinden kapadı. Son üç aydır düşme trendinde olan dolarda, düşüşlerde alanlar yükselişi de satış fırsatı olarak değerlendirdikleri için belli bir aralık oluştu. 

Görüşümde değişiklik yok
Euro-dolar paritesi 1.3750 seviyesinin altına kalıcı olarak düşmediği sürece dolardaki yükselişlerde TL’ye geçmeyi öneriyorum. Düşüşlerde alım yapılmalı mı derseniz, hayır diyorum. Borsada geçen hafta hedef olarak gösterdiğimiz 72.000 seviyesine oldukça yaklaştık, 71.777 seviyesi görüldü. Söz ettiğimiz sebeplerle de haftayı 68.760 seviyesinde kapattık. Görüşümde değişiklik yok, kısa vadede 72.000 hedefimiz. Bu haftaki FED toplantısından sonra hedeflerimizde bir değişiklik olup olmadığını tartışacağız. Tekrar ediyorum, düzeltme olmadan uzun süreli büyük yükselişler olmaz.
Bono piyasasında, yani ihraç edilen Ağustos 2010 vadeli bono bileşik yüzde 7.61 seviyesinde. Aynı bononun yarın yapılacak ihaleyle tekrar satılacak olması nedeniyle bu hafta getirilerde önemli bir değişiklik beklememek gerek. 2015 ve 2020 vadeli bonolar alım için hâlâ cazip.


Eksi faizli tahvil olur mu?
Olur, hatta oldu bile. Geçen hafta Amerika’da bir ilk gerçekleşti ve Hazine ‘yüzde eksi 0.55’ faiz oranı ile 5 yıl vadeli enflasyon korumalı tahvil sattı. 10 milyar dolarlık satış gerçekleşti, daha da ilginci, ihaleye yaklaşık 3 katı talep gelmesiydi.
İlginç değil mi? Bizim gibi yıllarca yüksek enflasyon-yüksek faiz oranlarına alışmış insanlar için anlaması daha da güç. Ama hayat bu, değişen koşullarda yeni enstrümanlar kaçınılmaz oluyor, bize de işin mantığını anlamak düşüyor. 

Kazanç enflasyona bağlı
Bu tahvilin mantığı oldukça basit. Sahibine, enflasyon oranının biraz daha üzerinde bir getiri vaat ediyor. Başlangıç faiz oranı eksi çünkü şu anda Amerika’da enflasyon oranları oldukça düşük. Ama enflasyon yükseldikçe tahvili alanlar kazanmaya başlayacaklar. Yani bu tahvili alanlar, enflasyonun yükseleceği beklentisi ile bu
işe giriyorlar. Eğer enflasyon yükselmezse 5 yılın sonunda gerçekten de eksi bir getiri elde edecekler.
Ama beklenildiği gibi enflasyon yükselirse de normal tahvillere göre daha yüksek bir getiri elde edecekler.
O halde soru şu: Amerika’da enflasyon yükselecek mi? Benim görüşüm, bu tahvili alanlar pek de mantıksız bir iş yapmış sayılmazlar. Amerika’da kriz esnasında başlayan faiz indirimleriyle faiz oranları sıfıra yaklaştı. Ardından, bono alım programları ile piyasaya bolca ‘ucuz para’ pompalandı (Mart 2010 itibariyle 1.7 trilyon dolar). Bu bono alım programlarından yeni bir tanesi de bu hafta açıklanacak. Bu da bir süre daha piyasalara para vermek anlamına geliyor. 

Para bolluğu enflasyon olur
Tüm bunların sonucunda önümüzdeki birkaç yıl içinde enflasyon oranlarının artması kaçınılmaz görünüyor. Amerika bu işin sonunda istediği büyüme oranlarını yakalasın veya yakalamasın, bu para bolluğunun enflasyona dönüşmesi büyük olasılık.