TBB Başkanı Coşar: Hukukçular da partilerin ön veya arka bahçesi olmadan siyaset yapabilir

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Coşar, baroların veya barolar birliği gibi meslek kuruluşlarının da herhangi bir partinin ön veya arka bah

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Coşar, baroların veya barolar birliği gibi meslek kuruluşlarının da herhangi bir partinin ön veya arka bahçesi olmadan siyaset yapabileceğini söyledi.

Kayseri'de 2010-2011 Staj Eğitim Dönemi Açılış programına katılarak stajer öğrencilerle sohbet eden Coşar, Türkiye'de siyasetin girmediği alan kalmadığını belirterek hukukçuların da meslek kuruluşları aracılığıyla siyaset yapabileceğini vurguladı. Coşar, "Siyaset bir dolu şeyin içinde. Sadece meslek kuruluşlarının baroların, barolar birliğinin olsun herhangi bir siyasi partinin ön veya arka bahçesi olmaması gerektiğini söylüyorum. Yoksa bizimde siyasetle ilgilenmemiz gerekiyor. Avukatın mahkemelerde, savcılıkta, karakollarda veya diğer kamu kurum ve kurumlarında karşılaştığı birçok sorun oldu. Avukat hakları merkezlerinin düzenledikleri tutanaklarda avukatlık yasasında kaynaklanan bir takım hakların avukatlara kullandırılmaması durumunda biz bunların hepsinin takipçisi olduk." diye konuştu.

Mesleğe yeni atılan avukatlara tavsiyelerde bulunan Birlik Başkanı Coşar, genç avukatlara önce kendilerini sevmelerini sonra okudukları okulu, hocalarını, sınıf arkadaşlarını ve mesleklerini sevmeleri gerektiğini söyledi. avukatların sermayesinin bilgi, zaman ve çevre olduğuna dikkat çeken Coşar, bilginin en önemli sermaye olduğunu bu nedenle hergün bilgilerini arttırmaları tavsiyesinde bulundu.

Türkiye'de barolara her yıl 4-5 bin civarında yeni avukatın başvuruda bulunduğunun altını çizen Coşar, ülkenin bu kadar fazla hukuk fakültesi ve avukatı kaldıracak pozisyonunun olmadığını savundu. Avukatlık sınavının mutlaka ama mutlaka getirilmesi gerektiğine dikkat çeken Coşar, "Avukatlık mesleği çok özel bir meslek. Herkes avukat olamamalı. Mesleğin kalitesini yükseltmek için sınav başta olmak üzere meslek içi eğitimin zorunlu hale getirilmesi gerekiyor. Kendimizi geliştirmemiz meslek içi eğitimle olanaklı oluyor. Ayrıca hukuk adamı olabilmek için hukuk fakültesinden sonra bir fakülte daha bitirilmesini gerektiren bir düzenleme yapılması gerekiyor. Böylelikle her önüne gelen iki üniversiteyi okumayı göze alamayacağı için hukuk fakültesini tercih edemez. Sadece gerçekten bu işi seven, isteyen, kendisine hedef olarak belirleyen kişiler hukuk adamı olmuş olur. Bununla birlikte avukatların yaşamış olduğu birçok soruna da çözüm bulunabilir." dedi.

Duruşma salonlarında avukatların çok fazla zaman kaybettiğini kaydeden Coşar, bu durumun devlet memuru zihniyetiyle hareket eden hakimlerin çok fazla umurunda olmadığını savundu.

Hakimlerin ve avukatların en önemli sermayesinin zaman olduğunun farkında olmadıklarını belirten Coşar, "Ama haksızlıkta yapmamak gerekiyor. İşte çok. İşin artmasına ise hakimler ve avukatlar sebebiyet veriyor. Duruşma öncesi bir hazırlık olmuyor. Dava açılıyor Bir ila bir buçuk ay sonrasına defter durumuna göre tarih veriliyor. Ama duruşma öncesi hazırlık yapılmış olsa bazı davalar bir iki bilemedin üç celsede sonuçlanabilir. Avukatlar olarak bizlerde kusurluyuz. Bizlerde avukatlar olarak dosyamızı hazırlamıyoruz. Davayı açarken biz de yazılması gerekenleri yazdırmıyoruz. Bizde gecikmeye sebebiyet veriyoruz." dedi.