Ayrılık acısı nasıl unutulur?

Ayrılık acısına karşı zaman en iyi ilaçtır. Ama bu zamanı nasıl geçirdiğiniz de önemli. Her gün ağlayarak mı, tazelenerek mi geçirmelisiniz?

Her ayrılık bir yıkım gibi gelir insana. Bu hüzünle hiçbir şekilde baş edemeyeceğini, mutsuzluğu üzerinden atamayacağını düşünür insan. Bir başkasını sevmek mi? Aklınızdan bile geçirmez, bunun bahsini açana karşı da nefret duyarsınız o an. İçinizden ağlamak, ağlamak ve sadece ağlamak gelir…

Oysa insan hayatta her duruma alışabileceği gibi ayrılık durumuna da alışır ve zamanla acısı hafifler. Aradan bir müddet geçer ve bir bakarsınız, o acı çektiğiniz günler, gözünüzün önünden sadece anlık bir film şeridi gibi geçer. Günlerce eve kapanıp ağlamalar, küçük bir anı olarak kalır başkalarına anlatabileceğiniz...

TAZELENMEK GEREK

Gerçekten sevdiğiniz ve birlikte pek çok şeyi paylaştığınız bir insandan ayrılmak, onunla birlikte kurduğunuz hayatın da kesintiye uğraması anlamına gelir. Birlikte yaptığınız sosyal faaliyetler, ortak arkadaşlıklar, belki ortak ev… Bunların hepsi bir anda uçup gider. Bu noktada üzülmekte haklısınız. Ama hayat da bir şekilde devam ettiğine göre tazelenmek ve acılardan kurtulmak gerek, öyle değil mi?

ARKADAŞ TESELLİSİ

Kendinizi rahatlatıp sosyalleşmeye, arkadaşlarınızla daha fazla görüşmeye çalışmalısınız bu dönemde. İnsanın acı çektiği zamanlarda en iyi ilaç, arkadaştır kuşkusuz. Ancak bu arkadaşların ayrılığınızı sorgulamalarına asla izin vermeyin. Zira kendinize hayatınızın bundan sonraki dönemine odaklanacağınız konusunda söz verip uygulamanız gerekiyor. Geriye dönüşler ve keşke’ler sizi yıpratmaktan başka bir işe yaramaz.

“BAKTIĞIM HER ŞEY SENİ HATIRLATIYOR”

O’nu size hatırlatan objelerden kurtulun. Giysi, aksesuar, bardak, hediye, notlar, vs. Bir daha hiç görmeyeceğinizden emin olmak kaydıyla birilerine verebilir ya da çöpe atabilirsiniz.

ARKADAŞ KALMAK MI? BİR DAHA DÜŞÜNÜN!

Ayrıldığınız kişiyle görüşmenin tek nedeni, ortada bir çocuk varsa, o olmalı. Aksi takdirde onun gereksiz duygusal konuşmalara girmesine, size pişmanlık duygusu yaşatmasına ya da sizi sinirlendirmesine izin verecek diyaloglar yaşamayın.

Arkadaş kalmak ise modern ilişkilerin dayattığı, ama hayatta bir karşılığı olmayan bir durum. Özellikle de henüz ayrılık yaşamış bir insan olarak, sanki geçmişte onunla hiçbir şeyi paylaşmamışsınız gibi arkadaş konumuna gelmek hiç inandırıcı değil. En azından üzerinizden ayrılık acısının geçmesini bekleyin ve duygularınız olgunlaştığında buna karar verin.

YENİ HOBİLER EDİNİN

Aklınızdan sizi hüzünlendirecek düşünceleri atmanın yolu, eğlenceli işlerle meşgul olmakla mümkün ancak. Mesela bir dans okulu, dil ya da hobi kursu veya bir spor salonuna yazılın. Hayatınızı ne kadar renklendirir, aklınızı yeni bilgilerle ne kadar meşgul ederseniz, sıkıntılarınızdan o kadar çabuk kurtulursunuz. Hem bu sizi kendinizi yemeye içmeye vererek teselli bulmaktan da kurtarır.

YENİ BİR AŞK!

Ayrılığın ilk zamanlarında bir başkasını sevebileceğinizi aklınızdan bile geçirmezsiniz. Ya da “Acaba bir gün olabilir mi?” gibi bir soru aklınızdan geçerken, kendinize kızıp bunun ne kadar imkânsız olduğuna kendinizi inandırmak istersiniz. Özellikle uzun süreli bir ilişkiyse yaşadığınız ya da bir evlilikse, onun kadar iyi birini bulamayacağınız inancıyla stres yaşamaya devam edersiniz. Oysa kendinizi yeni insanlarla tanışmaya açık tutmalısınız. Yeni bir aşka yelken açmaktan daha güzel ne olabilir ki şu hayatta? Yeniden biriyle göz göze gelmek, yeniden dokunduğunuzda heyecan duymak, yeni hikâyeler duymak… Bunların hiçbiri imkânsız değil!