İsmail Cem'in ailesinin soylu isyanı!

Usta Gazetesi Necati Doğru, Balyoz Darbe planıyla ilgili bilinmeyenleri aktardı.

Türk halkının beynine kurulmuş pis bir tuzak olduğu anlaşılan “Balyoz Darbesi”ni unutmamak, unutturmamak, dibine kadar gitmek namus borcu oldu.

Balyozu kaldırdılar.

Niçin indirmediler?

Madem ki, ordunun önde gelen komutanları, generalleri, albayları, binbaşıları, yüzbaşıları, “Camileri bombalayalım, kendi savaş uçağımızı kendimiz düşürelim, bunu iktidarın üzerine atalım, sonra da darbe yapıp Tayyip Erdoğan’ı iktidardan indirelim, devletin üst kadrolarına yerleştirdiği ne kadar tarikatçı adamı varsa alıp hapse koyalım, onların yerine bizim laik asker emeklilerini getirelim, halktan da alkış alalım, faydalanılacak gazetecileri bulup darbeye goygoyculuk yaptıralım” harp oyununu 2003 yılında planladılar.

Yedi yıl geçti.

Niçin balyozu indirmediler?

Kilit soru budur.

Ben düşünüyorum ki “balyozu kaldırma” planı yapanlarla bugün kocaları dünyadaki ve Türkiye’deki bütün Amerikancı darbeleri planlayan ABD gizli örgütü CIA’da çalışan yasemin bakışlı gazetecilerle, “babaları darbe şakşakçılığı yaparak” şöhret olmuş kırmızı şafak duruşlu tetikçi gazetecilerin eline bu planları “Al yayınla...” diye verenler, ortak bir merkezin oyuncularıdır. Balyozlu harp oyunu yapanlarla “kalkmış, nedense indirilmemiş balyozu şimdi 7 yıl sonra deşifre edenler” seçim ortamına girildiği şu günlerde iktidarın oy kaybını önlemek için “ortak hareket” ediyorlar.

Görüşüm budur.

Uzun anlatacağım.

Bugün İsmail Cem’i yazacağım.

Siz onu yazılarından, kitaplarından, fotoğraflarından, bakanlığından, siyasette parti kurma girişimlerinden tanıyorsunuzdur. Ben onunla “Güneş Gazetesi”nde uzunca bir süre çalıştım. İkimiz de gazetenin kuruluşunda buluştuk. Ben “Ekonomi servisini yönetmekle görevli” sıradan biriydim fakat İsmail Cem, Ömer Çavuşoğlu, Ahmet Kozanoğlu ve Güneri Cıvaoğlu’nun ortaklığıyla yayın hayatına giren Güneş’in “haberci-yorumcu ince gergefini” dokumakla görevliydi.

Benim babam işçiydi.

İsmail Cem, zengin sınıftandı.

Kumaşımız ayrıydı, fakat birbirimizi seviyorduk. Canla başla çalışırdı. Çok içten, beyefendi, ilerici, çağdaş, laik, iyi eğitim almış, sivil toplumcu, darbelere karşı, dini siyasete alet edenlere de karşı birikimli biriydi. Neler yapabiliriz, kadroyu nasıl zenginleştirebiliriz diye odasında zaman zaman buluştuğumuzda; “Çetin Altan’ı Güneş’e getirme çabası içinde” olduğunu bana söylüyordu. O yıllar; Türkiye yazı hayatının kendisine, okuruna, dostuna, düşmanına ve halkına hiç rol yapmamış dürüst kalemi, pırlanta insan Aziz Nesin’in ilk kez “Çetin Altan sosyalistlikten döndü, bir dönek oldu” diye yazdığı ve Hıfzı Topuz’un da kitabında anlattığı; ‘Paris banliyö istasyonunda “Ben komünistim” diye bağırma hikâyesi’ kulaktan kulağa dolaşıyordu.

Çetin Altan, bitişe girmişti.

Fakat İsmail Cem, onun yazısındaki alevli tafranın gazete okurunu tutacağını, onu basın hayatında yaşatmanın yararlı olacağını düşünüyordu. Güneri Cıvaoğlu’nu etkiledi, büyük paralar verdiler, Paris’te kirasını gazetenin ödediği ev tuttular, çok büyük bir reklam propagandasıyla Çetin Altan Güneş’e geldi.

Gazetenin kurucuları Ömer Çavuşoğlu ile Ahmet Çavuşoğlu’nun bankaları battı, Libya’daki inşaat işleri top attı, gazete maaşları ödeyemez hale geldiği için biz bütün çalışanlar “4 ay maaş almadan” devam ettik. Müessese Müdürü Sencer Güneşsoy ve Finansman Müdürü Ali Rıza vardı, konuşsalar neler anlatırlar. Bir tek Çetin Altan, “Maaşımı almazsam yazıyı keserim” tehdidinde bulundu ve İsmail Cem’in de onu koruyan tavrıyla parasını almaya devam etti. Çocuklarını kolejlerde okutup, yurtdışında master yapmalarına katkıda bulundu.

Geldik bugünlere!

O çocuklardan biri olan Ahmet Altan’ın yönettiği gazetede yayınlanan “Balyoz darbesi” haberinde; rahmetli İsmail Cem’in adını darbe yapacak generallerin “Bakanlar Kurulu’na üye” listesinde, doğrulatmadan, gazetecilik ahlakı filtresinden geçirmeden yayınladılar. İsmail Cem’in ailesi, bu tetikçiliğe “soylu bir isyanla” cevap verdi ve “İsmail Cem’in isminin bu listede geçmesini teessüfle karşılamaktayız. İsmail Cem hakkında çıkan ve Türkiye’mizin tüm kurumlarını zedelemekten başka bir işlevi olmayan bu tutarsız yayınları değerli kamuoyumuzun yüksek takdirlerine bırakmaktayız” denildi.

Ahmet Altan’a bak!

Aydın ahlakına bak!

Gazeteci etiğine bak!

Hayatında hiç darbeci olmamış İsmail Cem’i “darbeci bakanlar kurulu listesinde” yayınlıyor, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül’de “darbe şakşakçılığı yapmış babası Çetin Altan’ı babalıktan reddedecek bir tek yazı” bile yazamıyor.

Neyin demokratı bunlar!


Necati doğru