Kabe Örtüleri Yalova'da Sergileniyor

“Kabe Örtüleri ve Kabe Yolunda Mukaddes Emanetler Sergisi” Yalova’da açıldı. Türkiye’de ilk kez vatandaşlarla buluşan sergi, 28-31 Mayıs 2019 tarihleri arasında Yalova Kent Müzesi’nde ziyarete açık kalacak.

Kabe Örtüleri Yalova'da Sergileniyor
4 bin yıllık medeniyet tarihinin kültürel değerlerini Türk İslam Sanatları ve mücevherlerle yeniden yorumlama vizyonunu sahiplenen, Kiswah Kültür Sanat ve Mücevherat firmasının kurucusu Bekir Kantarcı’nın uzun yıllar içerisinde toplamış olduğu özel koleksiyonu Yalova halkının ziyaretine sundu. “Kabe Örtüleri ve Kabe Yolunda Mukaddes Emanetler Sergisi”nin açılışını Yalova Valisi Muammer Erol, AK Parti Yalova İl Başkanı Muğlim Bağatar ve Kiswah Kültür Sanat ve Mücevherat firmasının kurucusu Bekir Kantarcı birlikte yaptılar. Ardından sergiyi gezen Yalova Valisi ve beraberindekiler Kantarcı’dan bilgiler aldılar. Yalova halkı da sergiye yoğun ilgi gösterdi. Sergi salonunu tıka basa dolduran Yalovalılar Kabe örtülerini ilgiyle izlediler.

Aslen Yalovalı olan iş insanı ve koleksiyoner Bekir Kantarcı’nın 25 yılı aşkın bir süredir bir araya getirdiği nadide parçalardan oluşan koleksiyonununda farklı dönemlere ait Kabe örtüleri ile eski hac yolculuklarından pek çok hatıra yer alıyor. Osmanlı’da her yıl Kabe örtüsünün gönderilme seremonisi olan Surre alaylarının da konu edildiği sergide, İstanbul halkından Mekke ve Medine’ye gönderilen hediyeler, Surre Alayı sandıkları ve bu sandıklara konulan feraşet çantaları gibi birçok değerli parça da bulunuyor. 1900’lü yılların başında Mekke’den dönüşte Surre Alayları ile getirilen koku, gulabtan, zemzemlik gibi orijinal hediyelikler ve antikalar, ayrıca Mescid-i Nebevî’de Peygamberimizin kabrinde bulunan, Suudiler’in Medine’ye girmesi sırasında zarar görmemesi adına Fahrettin Paşa tarafından İstanbul’a getirilen mukaddes emanetlerin Kiswah Kültür Sanat ve Mücevherat firması tarafından üretilen replikaları da sergileniyor.

Koleksiyonunu Yalova halkı ile buluşturmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirten Kantarcı sergi ile ilgili, “Bir Yalovalı olarak uzun süredir topladığım, İslamiyet’in tarihine tanıklık etmiş parçalardan oluşan koleksiyonumu sayın valimizin de desteği ile Yalova halkının ziyaretine sunuyor olmaktan son derece büyük bir mutluluk duyuyorum. 4 bin yıllık tarihin bir yansımasını, geçmişin izlerini göreceğimiz bu sergiyi Yalova halkının büyük beğeni ile karşılayacağını umuyorum” dedi.



İnce zanaatkarlığın yansıması Kabe örtüleri

Kabe Örtüleri ve Kabe Yolunda Mukaddes Emanetler Sergisi’nde, Mekke’deki İslami Dinar Müzesi tarafından sertifikalanmış örtüler arasında farklı dönemlere ait Kâbe’nin iç kısım örtüsü, Hazreti Muhammed’in Kabr-i Şerif örtüsü, Kâbe’nin dışını sarmalayan Kisve-i Şerif gibi parçalar bulunuyor. Üzerindeki yoğun emek ve ince zanaatkarlık ile başlı başına bir şaheser niteliğindeki, tezgahlarda dokunulduğunda sıradan bir kumaş olan bu örtüler, Kâbe’nin taşlarına dokunduğu anda Müslümanlar için çok değerli Kisve-i Şerif’e dönüşüyor. Her sene yenilenen örtü üzerine Kur’an’dan ayetler, 200’den fazla yetenekli nakkaş tarafından saf altın ve gümüş ipliklerle örtünün üzerine ustalıkla işleniyor. 14 metre boyundaki örtü bittiğinde 120 kilogram gümüş ipi üzerinde taşıyor ve toplam ağırlığı 650 kiloyu geçiyor.

Kantarcı’nın bu özel koleksiyonunda yer alan, Kral Abdülaziz zamanında Mekke’de son kez üretilen örtüler arasında olan kırmızı renkli ipek örtü parçası ise koleksiyonun en nadide parçalarından sadece biri. Zikzaklı bir tasarımla hazırlanmış örtünün üzerindeki yazılar, Sülüs hattı ile yazılmış Kuran’dan parçalar içeriyor ve bu sayede bu örtü, dönemin hat sanatının gelişmişliğinin de bir göstergesi oluyor.

Koleksiyonda öne çıkan bir diğer ürün ise, Mekke’de üretilmiş, Hazreti Muhammed’in Medine-i Münevvere mescidindeki Kabr-i Şeriflerinin duvarlarını süsleyen yeşil renkli parça. Osmanlı döneminde Kabe’nin yanı sıra Kabr-i Şerif için de aynı özelliklerde ancak farklı ifadelerle örtüler hazırlansa da bu örtü, Mekke’de üretilmiş olması açısından çok az bulunan bir parça olma özelliğini koruyor.

Abbasi döneminden itibaren başlayan Kabe örtüsü üzerine ayet ve dini yazılar yazma geleneğinin yansımalarını da Kantarcı’nın koleksiyonunda bulmak mümkün. Kemer yazıları olarak bilinen bu ayet ve yazıların günümüze ulaşan formlarından biri İhlas suresini kapsayan Samediyye levhası. Kantarcı’nın koleksiyonundaki Samediyye parçası, siyah ipek üzerine altın kaplama has gümüş ile işlenmiş olup 1990 senesinde Kabe üzerinde bir sene boyunca asılı kalmış. Kemer yazılarının Kandil olarak isimlendirilen kısımlarından örnekler de koleksiyon içerisinde mevcut. Üzerinde “Ya Rahman Ya Rahim” ve “El Hamdu Lillahi Rabbil - Alemin” ibareleri bulunan iki adet kandil kemer yazıları, 1999 senesine ait ve 1 sene boyunca Kabe üzerinde yer almış orijinal parçalardan. Bunun yanı sıra koleksiyonda Osmanlı döneminde Hereke‘de üretilmiş kırmızı örtü, yeşil kumaş üzerine dival tekniği ile işlenmiş gümüş kuşak yazısı, çok özel kıblenuma, 19.yüzyıla ait damask tekniği ile dokunmuş Osmanlı dönemi Kabe örtüsü; Mekke’de Kral Fahd döneminde kullanılan Kabe anahtarı kesesinin ön yüzü gibi nadide parçalar da yer alıyor.

Sergide aynı zamanda Kabe’nin hikayesi, Kabe örtüsünün tarihi ve Peygamberimiz, Emeviler, Abbasiler, Memlükler ve Osmanlı dönemi Kabe örtülerinin tarz ve özellikleriyle ilgili bilgiler de verildi.

Kaynak: İHA