Dr. Muzaffer Al Açıklaması 'Diyabette Erken Tanı Önemli'

SAMSUN – Laparoskopik, Bariatik ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Muzaffer Al, diyabet hastalığında erken tanının önemli olduğunu söyledi.

Dr. Muzaffer Al Açıklaması 'Diyabette Erken Tanı Önemli'
Büyük Anadolu Hastaneleri tarafından diyabet hastalığında farkındalık oluşturmak adına "Diyabetten korkma, farkında ol, geç kalma" sloganıyla önemli bir etkinliğe imza atıldı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da 14 Kasım Dünya Diyabet Günü vesilesiyle Kasım ayı boyunca Büyük Anadolu Hastanelerinde diyabet hastalığına dikkat çekmek ve diyabet hakkında farkındalığı artırmak amacıyla bir dizi etkinlikler gerçekleştirildi.

Laparoskopik, Bariatik ve

Metabolik Cerrahi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Muzaffer Al, laparaskopik (kapalı) yöntemle metabolik cerrahi (tip 2 şeker hastalığı ameliyatı) ile tedavi olan hastalarla akşam yemeğinde bir araya geldi. Büyük Anadolu Hastaneleri Genel Müdür Yardımcısı Fatih Esen’in de katıldığı etkinlikte Dr. Al, hastalarıyla tek tek ilgilenerek, sorularına yanıt verdi.

“Diyabette erken tanı önemli”

Bütün hastaları ile birlikte büyük bir aile olduklarını belirten Dr. Muzaffer Al, “Bugünün önemine binaen Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri olarak daha önce metabolik cerrahi uygulamış olduğumuz tip 2 şeker hastalarımızla bir araya geldik. Onlarla hasret giderdik, sohbet ettik. Çünkü biz büyük bir aileyiz. Bu ailenin her bir üyesi diyabetin ne olduğunu çok iyi biliyor ve bu hastalık konusunda farkındalık oluşturmak noktasında mesajları hep birlikte vermek istiyoruz. Neden diyabet hastalığı bu kadar önemli diye sorarsak, çünkü dünyada 335 milyon şeker hastası var. Bu rakamın 2040 yılında 640 milyon olması bekliyor ve en fazla gelişmekte olan ülkelerde bekleniyor. Bu anlamda ülkelerin sağlık harcamalarının büyük bir yükününü diyabet ve diyabete bağlı hastalıklar oluşturuyor” dedi.

Dr. Al, “Bireyin hayat kalitesini bozan, yaşam süresini kısaltan, önemli organlarda oluşturulduğu hasarlardan dolayı da aile bireyleri arasında iş ve güç kaybına yol açan bir sağlık problemidir. Şeker hastalığı, hastalar tarafından farkında olunsa bile bazı hastalar tarafından farkında olmadan ortaya çıkıyor. Çünkü hastaların şekeri yüksek olsa bile herhangi şikayetleri yok. Başı dönmüyor, herhangi bir ağrı olmuyor, ama biliyoruz ki kontrolsüz kalan kan şekeri, özelikle başta böbrek, göz, bacak damarları, kalp damarları olmak üzere bütün organ damarlarına hasar veriyor. Bu hasarlar ilerleyen yıllara doğru organ kaybına yol açıyor. Biz diyabetin ne kadar farkında olursak, bu hastalığı önlemede, hastaları kurtarma da o kadar şansımız yüksek olacaktır. Bu yönden baktığımızda diyabet zor ve önemli bir hastalıktır. Şimdi hastalar hep şunu söylüyor, ‘yemek yedim şekerim yükseldi’, ‘üzüldüm şekerim yükseldi’, ‘ailemde şeker hastalığı vardı’ ve ‘stresten oldu.’ Bunların hepsi doğru ama burada hastalarımız var, bunları hastalarımıza da anlatıyoruz, onlar da çevresine anlatıyor. Fakat diyabetin hala oluşturduğu nedenlerini bilmiyoruz. Bilecek olsak bu hastalıkla mücadele farklı olur. Fakat bilinmiyor, bununla ilgili çalışmalar sürüyor. Tip 1’de insülin salgısı hiç yoktur veya yok denecek kadar az olduğundan tedavisinde mutlaka insülin kullanılır. Tip 1 diyabetin belirtileri hızla ortaya çıkar ve hemen insülin başlanmazsa ciddi sonuçlara yol açabilir. Tip 2 diyabette ise vücutta insülin salgısı yetersizdir, salgı bozukluğunun yanı sıra insülin direnci vardır” diye konuştu.



Tip 2 ameliyatında büyük başarı

Tip 2 şeker ameliyatı hakkında da bilgiler veren Dr. Al, şunları söyledi:

“Metabolik cerrahi yüzde 75 ile yüzde 98 arasında değişmekle birlikte ortalama yüzde 86 oranında Tip2 şeker hastalarında tedavi sağlayarak ilaç ve insülün kullanımını ortadan kaldırabilmektedir. Ayrıca kollestrol ve trigliserit yüksekliği olan hastalarda yüzde 90 iyileşme, yüksek tansiyonu olan hastalarda da yüzde 80 oranında iyileşme sağlamaktadır. Kilo fazlalığı olan hastalarda hormonel etkiyle fazla kilolardan kurtulmasını sağlarken, biz bu ameliyatı ılımlı, kilolu ve nonobaz hastalarda da güvenli bir şekilde de uygulayabilmekteyiz. Sonrasında ise laparoskopik ameliyatları uygulayabilmekteyiz. Ortalama iki saat süren operasyon ardından bir hafta sonrasında ise normal yaşamlarına dönebilmektedir. Ayrıca şeker hastalığı bağlı meydana gelebilecek uç organ hasarlarının önlenmesine yardımcı oluyor. Ameliyatlar laparoskopik metabolik cerrahi ile yapılıyor. Tip 1 şeker hastalarında pankreasta hiç insülin olmadığından tip 1 şeker hastası grubuna bu ameliyatı uygulamıyoruz. Tip 2 şeker hastalarında da ameliyattan önce yaptığımız testlerde pankreasta geride kalan insülin stokları yeterli olan belli bir değerin altında olmayan hastaları ameliyat programına alıyoruz. Bu anlamda hastalarımızın diyabette erken tanı tedavinin başarılı olması için çok önemlidir.”
Kaynak: İHA