'37. İstanbul Film Festivali'

Festival kapsamında bu yıl Sinema Onur Ödülleri'ne değer görülen Aram Gülyüz, Osman Şahin ve Arif Keskiner konuşmacı olarak 'Yeşilçam'dan Bugüne' başlıklı söyleşiye katıldı.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Vodafone Red sponsorluğunda düzenlenen "37. İstanbul Film Festivali" kapsamında "Yeşilçam'dan Bugüne" başlıklı söyleşi gerçekleştirildi.

Yapı Kredi Kültür Sanat Binası'nda düzenlenen söyleşide, festival kapsamında bu yıl Sinema Onur Ödülleri'ne değer görülen Aram Gülyüz, Osman Şahin ve Arif Keskiner konuşmacı olarak yer aldı.

Söyleşiyi yöneten sinema eleştirmeni Atilla Dorsay, Aram Gülyüz'ün Türk sinemasına katkıda bulunan Ermeni kökenli sanatçıların başında geldiğine işaret ederek, "İnanılmaz bir filmografisi, inanılmaz bir enerjisi var. Son olarak 2014 yılında 'Zaman Makinası 1973' adlı bir film çekti." dedi.

Dorsay, bu bağlamda Ermeni, Süryani kökenli sanatçıların Osmanlı ve Türk kültüründe tarihten bu yana büyük katkılar sunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Yeşilçam'da bu durumdan uzak kalmamış, Nubar Terziyan, Adile Naşit, Toto Karaca, Vahi Öz, Kenan Pars, Sami Hazinses, Danyal Topatan, Turgut Özatay, bunlar benim de bilmediğim ama kaynaklara göre Ermeni kökenli olan oyuncular. Görüntü yönetmenlerinin de çok büyük katkısı var; Yorgo İlyadis, Lazar Yazıcıoğlu gibi."

- "Sinema'ya girişim Halit Refiğ'le başladı"

Yönetmen Aram Gülyüz de Halit Refiğ'le tanışma hikayesine değinerek, "Kore'ye gönüllü olarak gidecektik. 6 aylık bir eğitim vardı, yedek subay olmadan. Ankara'da Mamak'tayız. Orada 2 binbaşı geldi sınıfa, 'Kore'de tercüman eksiğimiz var, gönüllü var mı?' dedi. Hemen elim kalktı. O yüzden Kore'ye gittik. 6 tercüman olarak bir çadırdaydık. O tercümanlardan biri de Halit Refiğ'di." diye konuştu.

Normal şartlarda Refiğ ile tanışmasının mümkün olmadığını dile getiren Gülyüz, şöyle devam etti:

"18 ay baş başa olunca acayip bir arkadaşlık ortaya çıktı. Askerlik bittikten sonra o gazeteciliğe başladı, sonra da sinemaya yöneldi. Ben de İngiliz Hava Yolları'nda çalışıyordum. Tabii devamlı buluşuyoruz, 'Bana sen matrak adamsın, gel sen de sinemaya gir' diye tuttururdu. En sonunda da aklıma yattı tabii. Benim sinemaya girişim de böyle başladı."

- "Doğuda gördüklerimi, yaşadıklarımı yazmalıydım"

Aralarında "Yağmurdan Sonra", "Dönüş" ve "Kibar Feyzo"nun bulunduğu birçok eseri Türk sinemasına uyarlanan yazar Osman Şahin de Doğuda öğretmenlik yaptığı sıralarda "Fırat'ın Cinleri" adlı kitabını kaleme aldığını söyleyerek, "Oradaki gördüklerimi, yaşadıklarımı yazmalıydım. Fırat Nehri taştığı zaman ne çok ölü getiriyordu. Oralardan o kadar çok film çıkar ki..." ifadelerini kullandı.

"Ayıkla Beni Hüsnü" ve "Alemin Keyfi Yerinde" gibi birçok filmin yönetmenliğini ve yapımcılığını üstlenen Arif Keskiner de söyleşide, sinema alanındaki çalışmalarına nasıl başladığını ve yaşadığı anıları katılımcılarla paylaştı.
Kaynak: AA