'Epilepsi Hasta Okulu' Programı
Prof. Dr. Temel Tombul: 'Epilepsi psikolojik, ruhsal ve bazı hurafelerde söylendiği üzere cin çarpması gibi bir şey değil. Tamamen beyindeki belli nöronların fazla elektrik aktivitesi üretmesinden meydana geliyor'
Dünya Epilepsi Günü kapsamında, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, "Epilepsi Hasta Okulu" programı düzenlendi.
Türk Epilepsi ile Savaş Derneği ve Türkiye Epilepsi Hasta ve Yakınları Derneği'nce düzenlenen programa, epilepsi hastaları ile yakınları ve hekimler katıldı.
Programa ev sahipliği yapan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Temel Tombul, etkinlikle ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, her yıl şubat ayının ikinci pazartesi gününün Dünya Epilepsi Günü olarak kabul edildiğini söyledi. Tombul, bu günü takip eden hafta boyunca, epilepsi hakkında farkındalık yaratmak, hastaları ve yakınlarını bilgilendirmek amacıyla etkinlikler gerçekleştirildiğini aktardı.
Prof. Dr. Tombul, hastaların eğitiminin yanı sıra, epilepsinin ve farklı nöbet tiplerinin tanınması, bu kişilerin toplumla bütünleşmesi, dışlanmaması gibi amaçlar hedefledikleri için Epilepsi Hasta Okulu programı düzenlediklerini belirterek, şunları söyledi:
"Programda epilepsinin tanımı, sıklığı, epilepsi nöbetlerinde görülebilecek şeyler, nöbet tipleri, toplumun bildiği yaygın epilepsi nöbetleri dışındaki farklı nöbetler, bunların tanısı, tedavisi, tedavi yaklaşımları, ilaç tedavisinin ilkeleri ve hastaların dikkat etmesi gereken konuları ele alıyoruz. Aynı zamanda hastaların sosyal yaşamları, aile ilişkileri, eğitim, okul ve diğer faaliyetlerini nasıl sürdürmeleri gerektiğini anlatıp, bunun sonucunda epilepsi hastalarının toplumla iç içe olmaları, toplumdan dışlanmamaları, kendi kendilerini de dışlamamalarıyla ilgili bilinç oluşturmaya çalışıyoruz."
Epilepsi hastalarının, tanı ve tedavilerinin iyi yapılması durumunda sosyal hayatlarını rahat bir şekilde sürdürebileceklerini bildiren Tombul, gelişen teknolojik ve bilimsel çalışmalar sayesinde daha ağır vakaların bile beyinde bir odak tespit edildiği takdirde, cerrahi müdahale ile tedavi edilebildiğini kaydetti.
Prof. Dr. Temel Tombul, "Epilepsi psikolojik, ruhsal ve bazı hurafelerde söylendiği üzere cin çarpması gibi bir şey değil. Tamamen beyindeki belli nöronların fazla elektrik aktivitesi üretmesinden meydana geliyor." diye konuştu.
Türkiye'de 75-80 bin civarında epilepsi hastası bulunduğunu belirten Tombul, bunun oldukça yaygın görülen fakat birçok yönüyle iyi tanınmayan bir hastalık olduğuna dikkati çekti.
Prof. Dr. Tombul, epilepsi nöbeti geçiren ve bilincini kaybeden hastalarla karşılaşıldığında yapılması gerekenler hakkında da şu bilgileri verdi:
"Öncelikle panik olmamak, insanları mümkün mertebe uzaklaştırmak. İkincisi hastanın başını ve ayaklarını çarpmaması için etrafında sert ve tehlikeli maddeler varsa onları uzaklaştırmak. Daha sonra hastayı yan yatırarak solunumunun daha rahat olmasını sağlamak, ağızdaki tükürük, salya gibi solunum yolunu tıkayabilecek şeylerin dışarı çıkmasını sağlamak. Nöbet genellikle iki üç dakikada kendiliğinden geçer. Bir de yanlış yapılan şeyler vardır; su içirmek, yüzüne su dökmek, soğan koklatmak gibi. Bunlar kesinlikle yapılmamalı. Nöbet geçiren birine özellikle su ve yiyecek vermek çok tehlikeli olabilir. Nöbet uzun sürerse doktor veya ambulans çağrılabilir. Nöbet anında hastaya ilaç vermenin anlamı yoktur. Yapmış olduğu istemsiz hareketleri zorla engellemeye çalışmaktan kaçınmak lazım."
Tombul, öte yandan Dünya Epilepsi Günü dolayısıyla #EpilepsiİçinBak hastagi ile sosyal medyada da farkındalık oluşturmaya çalıştıklarını dile getirdi.
Kaynak: AA
Türk Epilepsi ile Savaş Derneği ve Türkiye Epilepsi Hasta ve Yakınları Derneği'nce düzenlenen programa, epilepsi hastaları ile yakınları ve hekimler katıldı.
Programa ev sahipliği yapan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Temel Tombul, etkinlikle ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, her yıl şubat ayının ikinci pazartesi gününün Dünya Epilepsi Günü olarak kabul edildiğini söyledi. Tombul, bu günü takip eden hafta boyunca, epilepsi hakkında farkındalık yaratmak, hastaları ve yakınlarını bilgilendirmek amacıyla etkinlikler gerçekleştirildiğini aktardı.
Prof. Dr. Tombul, hastaların eğitiminin yanı sıra, epilepsinin ve farklı nöbet tiplerinin tanınması, bu kişilerin toplumla bütünleşmesi, dışlanmaması gibi amaçlar hedefledikleri için Epilepsi Hasta Okulu programı düzenlediklerini belirterek, şunları söyledi:
"Programda epilepsinin tanımı, sıklığı, epilepsi nöbetlerinde görülebilecek şeyler, nöbet tipleri, toplumun bildiği yaygın epilepsi nöbetleri dışındaki farklı nöbetler, bunların tanısı, tedavisi, tedavi yaklaşımları, ilaç tedavisinin ilkeleri ve hastaların dikkat etmesi gereken konuları ele alıyoruz. Aynı zamanda hastaların sosyal yaşamları, aile ilişkileri, eğitim, okul ve diğer faaliyetlerini nasıl sürdürmeleri gerektiğini anlatıp, bunun sonucunda epilepsi hastalarının toplumla iç içe olmaları, toplumdan dışlanmamaları, kendi kendilerini de dışlamamalarıyla ilgili bilinç oluşturmaya çalışıyoruz."
Epilepsi hastalarının, tanı ve tedavilerinin iyi yapılması durumunda sosyal hayatlarını rahat bir şekilde sürdürebileceklerini bildiren Tombul, gelişen teknolojik ve bilimsel çalışmalar sayesinde daha ağır vakaların bile beyinde bir odak tespit edildiği takdirde, cerrahi müdahale ile tedavi edilebildiğini kaydetti.
Prof. Dr. Temel Tombul, "Epilepsi psikolojik, ruhsal ve bazı hurafelerde söylendiği üzere cin çarpması gibi bir şey değil. Tamamen beyindeki belli nöronların fazla elektrik aktivitesi üretmesinden meydana geliyor." diye konuştu.
Türkiye'de 75-80 bin civarında epilepsi hastası bulunduğunu belirten Tombul, bunun oldukça yaygın görülen fakat birçok yönüyle iyi tanınmayan bir hastalık olduğuna dikkati çekti.
Prof. Dr. Tombul, epilepsi nöbeti geçiren ve bilincini kaybeden hastalarla karşılaşıldığında yapılması gerekenler hakkında da şu bilgileri verdi:
"Öncelikle panik olmamak, insanları mümkün mertebe uzaklaştırmak. İkincisi hastanın başını ve ayaklarını çarpmaması için etrafında sert ve tehlikeli maddeler varsa onları uzaklaştırmak. Daha sonra hastayı yan yatırarak solunumunun daha rahat olmasını sağlamak, ağızdaki tükürük, salya gibi solunum yolunu tıkayabilecek şeylerin dışarı çıkmasını sağlamak. Nöbet genellikle iki üç dakikada kendiliğinden geçer. Bir de yanlış yapılan şeyler vardır; su içirmek, yüzüne su dökmek, soğan koklatmak gibi. Bunlar kesinlikle yapılmamalı. Nöbet geçiren birine özellikle su ve yiyecek vermek çok tehlikeli olabilir. Nöbet uzun sürerse doktor veya ambulans çağrılabilir. Nöbet anında hastaya ilaç vermenin anlamı yoktur. Yapmış olduğu istemsiz hareketleri zorla engellemeye çalışmaktan kaçınmak lazım."
Tombul, öte yandan Dünya Epilepsi Günü dolayısıyla #EpilepsiİçinBak hastagi ile sosyal medyada da farkındalık oluşturmaya çalıştıklarını dile getirdi.