KBÜ'den Kısa Kısa
Karabük Üniversitesi (KBÜ) Düşün Dokun Değiştir Kulübü tarafından "Hayat En Güzel Hediyedir Bilene" konferansı düzenlendi.
KBÜ Tıp Fakültesi Konferans Salonu’nda yapılan konferansta konuşan Akupunktur Uzmanı ve Aile Danışmanı Hatice Kösecik, olumlu düşüncenin gücü, empati ve aile içi iletişimle ilgili detaylı bilgi verdi.
Olumlu ve olumsuz düşüncenin insan psikolojisi üzerindeki etkilerini anlatan Kösecik, "Beynimize ne koyarsak onu geri alırız. Bilinçaltımız bir süngerdir, yeterince sık ve kesin söylerseniz her şeye inanacaktır bir yalana bile. Beyin ahlaki yargıda bulunmaz, sadece ona söyle kabul eder. Beynimizde ürettiğimiz düşünceler bazı nöropeptitleri salgılatır. Bu maddeler bir düşünceye sahip olduğumuzda beynimizde bir pencere açıyor, o düşünce bitince de orayı sırlıyor. Kendimizi engellemiş hissettiğimizde, hayal kırıklığında, öfkelendiğimizde, bağırma veya vurma isteği nöropeptitler üretiyor." diye konuştu.
Aile içinde çocuğun kabul edilmek ve onaylanmak istediğinin altını çizen Kösecik, şunları kaydetti:
"Eğer aile ortamı ona kendi benliğini tanımlama özgürlüğü veriyorsa sağlıklı bir şekilde olgunlaşma yoluna gider. Tam tersi olduğu zaman da çocuk ailenin istediği yönde bağımlı bir kişilik olarak gelişir. Psikolojik ve sosyal olgunlaşamaz. İleride evlenip yuva kurarsa eğer sorunları olan yuvada bulur kendisini. Büyüyüp olgunlaşmamıştır çünkü. Çocuğuna gerçek servet bırakmak isteyen anne ve baba ona iyi dinlemeyi öğretin."
- "Akıl Defteri" seyircisiyle buluştu
Yönetmenliğini Karabük Üniversitesi (KBÜ) öğrencisi Tuğba Yazgı Atabek'in yaptığı "Akıl Defteri" tiyatro oyunu izleyiciyle buluştu.
KBÜ 15 Temmuz Konferans Salonu'nda Tiyatro Kulübü tarafından organize edilen tiyatro oyununu Fransız yazar Jean-Claude Carriere kaleme aldı.
"Akıl Defteri", bir yandan kadın ve erkeğin birlikte yaşayabilme marifetini ve imkansızlığını anlatırken bir yandan da içine düştükleri, eğlenceli ve komik durumları gösteriyor.
Kaynak: AA
Olumlu ve olumsuz düşüncenin insan psikolojisi üzerindeki etkilerini anlatan Kösecik, "Beynimize ne koyarsak onu geri alırız. Bilinçaltımız bir süngerdir, yeterince sık ve kesin söylerseniz her şeye inanacaktır bir yalana bile. Beyin ahlaki yargıda bulunmaz, sadece ona söyle kabul eder. Beynimizde ürettiğimiz düşünceler bazı nöropeptitleri salgılatır. Bu maddeler bir düşünceye sahip olduğumuzda beynimizde bir pencere açıyor, o düşünce bitince de orayı sırlıyor. Kendimizi engellemiş hissettiğimizde, hayal kırıklığında, öfkelendiğimizde, bağırma veya vurma isteği nöropeptitler üretiyor." diye konuştu.
Aile içinde çocuğun kabul edilmek ve onaylanmak istediğinin altını çizen Kösecik, şunları kaydetti:
"Eğer aile ortamı ona kendi benliğini tanımlama özgürlüğü veriyorsa sağlıklı bir şekilde olgunlaşma yoluna gider. Tam tersi olduğu zaman da çocuk ailenin istediği yönde bağımlı bir kişilik olarak gelişir. Psikolojik ve sosyal olgunlaşamaz. İleride evlenip yuva kurarsa eğer sorunları olan yuvada bulur kendisini. Büyüyüp olgunlaşmamıştır çünkü. Çocuğuna gerçek servet bırakmak isteyen anne ve baba ona iyi dinlemeyi öğretin."
- "Akıl Defteri" seyircisiyle buluştu
Yönetmenliğini Karabük Üniversitesi (KBÜ) öğrencisi Tuğba Yazgı Atabek'in yaptığı "Akıl Defteri" tiyatro oyunu izleyiciyle buluştu.
KBÜ 15 Temmuz Konferans Salonu'nda Tiyatro Kulübü tarafından organize edilen tiyatro oyununu Fransız yazar Jean-Claude Carriere kaleme aldı.
"Akıl Defteri", bir yandan kadın ve erkeğin birlikte yaşayabilme marifetini ve imkansızlığını anlatırken bir yandan da içine düştükleri, eğlenceli ve komik durumları gösteriyor.