'Kaşıkçı Cinayeti Sonrasında Orta Doğu Siyaseti' Paneli

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berdal Aral: '(Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi) Suudi Arabistan bu olayla birkaç suç işlemiştir; konsolosluk suç işlemek amacıyla kullanılmıştır, Suudi Arabistan, Türkiye'de devlet yetkisini kullanmaya kalkmıştır. Yani Türkiye'de bir infaz yapmıştır ve infazı yapanlar devlet kurumlarında görevi olan insanlardır. Diğer taraftan Türkiye'nin içişlerine müdahale edilmiş olmaktadır' SETA Strateji Araştırmacısı Hüseyin Alptekin: 'Kaşıkçı bize dedi ki Hizbullah ile temasından dolayı Lübnan Başbakanı Hariri baskı altında. Dedi ki bize Katar'a bir askeri operasyon hazırlığı var, Birleşik Arap Emirlikleri ile Suudi Arabistan'ın dizayn ettiği. Dedi ki bize Yemen'deki savaşın müsebbibi Muhammed bin Selman. Dolayısıyla 'Neden Kaşıkçı?' sorusunun cevabı basit. Çok etkili bir yerde (The Washington Post) yazıyor ve Suudi Arabistan'dan çıkmadan da çok etkili bir gazeteciydi ve tabii ki hanedanla da teması olan bir gazeteciydi'

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berdal Aral, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesi olayıyla ilgili, "Suudi Arabistan bu olayla birkaç suç işlemiştir; konsolosluk suç işlemek amacıyla kullanılmıştır, Suudi Arabistan, Türkiye'de devlet yetkisini kullanmaya kalkmıştır. Yani Türkiye'de bir infaz yapmıştır ve infazı yapanlar devlet kurumlarında görevi olan insanlardır. Diğer taraftan Türkiye'nin içişlerine müdahale edilmiş olmaktadır." dedi.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nda (SETA) düzenlenen, "Kaşıkçı cinayeti sonrasında Orta Doğu siyaseti" konulu panelde konuşan Aral, istisnalar olmakla birlikte büyükelçi ve konsoloslukların dokunulmazlıklarının bulunduğunu söyledi.

Diplomatların iki temel yükümlülüğü olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Berdal Aral, bunlardan birinin ev sahibi ülkenin yasalarının ihlal edilmemesi, diğerinin elçilik binalarının yasa dışı faaliyetler için kullanılmaması olduğunu belirtti.

Cemal Kaşıkçı olayının uluslararası düzeyde ses getirmesinin sebebinin, konsolosluk binasında katledilmesi olduğunu dile getiren Aral, şöyle konuştu:

"Bu çok olağan dışı bir olay. Tarihte bunun örneğini göremezsiniz. Konsoloslukta katledilmesi ve iddiaya göre işkence ile öldürülmesi, kollarının ve kafasının kesilmesi vahşet. İğrenç bir olay. Uluslararası düzeyde bu tarz bir olay görmek pek mümkün değil. Burada Türk devletinin egemenliğine de çok ciddi saygısızlık söz konusu. Burada ihlal var ve Türkiye'nin egemenlik anlayışına saygısızlık yapılmıştır. Suudi Arabistan bu olayla birkaç suç işlemiştir; konsolosluk suç işlemek amacıyla kullanılmıştır, Suudi Arabistan, Türkiye'de devlet yetkisini kullanmaya kalkmıştır. Yani Türkiye'de bir infaz yapmıştır ve infazı yapanlar devlet kurumlarında görevi olan insanlardır. Diğer taraftan Türkiye'nin içişlerine müdahale edilmiş olmaktadır. Bu çok vahim. Yasalar ihlal edilmiştir."

Prof. Dr. Aral, Kaşıkçı cinayetine karışanların Türkiye'de yargılanması konusunda ise "Deliller olduktan sonra konsolosun Türkiye'de yargılanmasına herhangi bir engel yok. Şu an soruşturma devam ediyor, delillere ulaşılırsa o zaman ilgili kişilerin burada tutuklanması ve yargılanması söz konusu olabilir. Cumhurbaşkanı onların Türkiye'de yargılanmasını istedi ama Suudi Arabistan buna direnecektir." dedi.

SETA Strateji Araştırmacısı Hüseyin Alptekin ise bu olayla birlikte Türkiye'nin çok doğru ve mümkün olan en iyi siyaseti izlediğini söyledi.

Alptekin, Cemal Kaşıkçı'nın hedefe alınma nedenlerine ilişkin de şunları kaydetti:

"Kaşıkçı bize dedi ki Hizbullah ile temasından dolayı Lübnan Başbakanı Hariri baskı altında. Dedi ki bize Katar'a bir askeri operasyon hazırlığı var, Birleşik Arap Emirlikleri ile Suudi Arabistan'ın dizayn ettiği. Dedi ki bize, Yemen'deki savaşın müsebbibi Muhammed bin Selman. Dolayısıyla 'Neden Kaşıkçı?' sorusunun cevabı basit. Çok etkili bir yerde (The Washington Post) yazıyor ve Suudi Arabistan'dan çıkmadan da çok etkili bir gazeteciydi. Ve tabii ki hanedanla da teması olan bir gazeteciydi."

Gazeteci Ferhat Ünlü de Suudi yetkililerin olayı önce inkar ettiğini ancak Türkiye'nin başarılı diplomatik ve istihbari paylaşımları sayesinde olayı itiraf etme noktasına geldiklerini belirterek, "Bu aynı zamanda Türkiye'ye yönelik bir operasyondu çünkü olay burada yaşandı." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA