'Yabancı Öğrencilere, Türkçe'mizi Ve Türk Kültürünü Tanıtıyoruz'
İÜ Dil Merkezi ve Yunus Emre Enstitüsü iş birliğiyle düzenlenen Türkçe yaz okulu başladı İÜ Dil Merkezi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Yılmaz: 'Yunus Emre Enstitüsü'nün ev sahipliğinde Türkiye'ye gelen yabancı öğrencilere, Türkçe'mizi ve Türk kültürünü tanıtıyoruz' Sanat Eğitmeni Dere: 'Medeniyetimizin bir yansıması olarak ebru sanatı, 16. yüzyıldan bu yana varlığını sürdürmüştür. Ebru sanatına bakarak, insan kendini bulur çünkü ebru da insan gibi bir damla suyla başlar ve sonradan şekil alır'
İstanbul Üniversitesi Dil Merkezi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Yalçın Yılmaz, 'Yunus Emre Enstitüsü'nün ev sahipliğinde, Türkiye'ye gelen yabancı öğrencilere, Türkçe'mizi ve Türk kültürünü tanıtıyoruz.' dedi.
Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eğitim çalışmalarının temelde yurt dışında yapılan Türkçe öğretiminin devamı niteliğinde olduğunu, yurt dışında faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüleri ile yurt dışındaki Türkoloji bölümlerinde öğrenim gören farklı ülkelerden gelen misafirlerin katılımıyla gerçekleştiğini anlattı.
İletişim dili olarak Türkçe'nin kullanıldığı bu organizasyonda, öğrencilerin hem Türkçe eğitimi aldığını hem de bulundukları ve ziyaret ettikleri şehirlerin tarihi ve turistik eserlerini gezme imkanı bulduğunu aktaran Yılmaz, şunları kaydetti:
'Yunus Emre Enstitüsü'nün ev sahipliğinde, Türkiye'ye gelen yabancı öğrencilere, Türkçe'mizi ve Türk kültürünü tanıtıyoruz. Gençleri müzelere, kültür ve sanat merkezlerine götürerek, onlara bir ay boyunca rehberlik ediyoruz. Öğrenciler merkezimizde dil öğrenirken, bir taraftan da klasik Türk sanatlarının farklı dallarını tanıyorlar. Yaz okulu programımızın arkasından ülkelerine dönen öğrencilerin Türkçe öğrenmeye olan ilgileri daha da artıyor. Böylece dünyanın dört bir tarafındaki ülkeler, Türkiye'yi daha yakından tanıyor ve ülkeler arası köprü kuruyoruz. '
- 'Osmanlı sanatı, bir medeniyetin yansımasıdır'
İÜ Dil Merkezi, 'Türkçe Yaz Okulu' kapsamında gerçekleştirilen sanat faaliyetlerini, dünyanın dört bir yanından Türkiye'ye gelen öğrencilere tanıtmak için Türkçe eğitimin yanı sıra, Türk kültürü ve sanatını tanıtan çeşitli etkinlikler ve çalışma atölyelerini de organize ediyor. Ebru sanatçısı Ömer Faruk Dere, dil merkezinde öğrencilere Klasik Türk Sanatları hakkında teorik bilginin yanında ebru sanatının uygulanması hakkında da bilgi verdi.
Öğrencilere ebru sanatının inceliklerini anlatan Dere, 'İstanbul'da geçirdiğiniz zamanlardan aslında en özel zamanlarından birindesiniz. İstanbul, Türkçe'nin merkezi olduğu gibi sanatın da merkezidir. İstanbul halen ülkemizde sanatın da en çok icra edildiği, uygulama, eğitim ve en çok alım-satımın yapıldığı merkezdir.' dedi.
İstanbul'un köklü ve pek çok medeniyete başkentlik yaptığını hatırlatan Dere, şöyle konuştu:
'İstanbul, son olarak bizlerin yani Türklerin, Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önceki Osmanlı Devleti'ne başkent olmasıyla, sanat enerjisi son derece yüksek ve Osmanlı medeniyetine ait pek çok sanatın icra edildiği merkez konumundadır. Osmanlı sanatı, bir medeniyetin yansımasıdır. Medeniyet dediğimiz kavram, kendine ait bütün her şeyi, bütün unsurları kendi rengiyle boyar. Buna hayat, ömür, evlilik ve ticaret dahildir. Bu medeniyetimizin bir yansıması olarak ebru sanatı, 16. yüzyıldan bu yana varlığını sürdürmüştür. Ebru sanatına bakarak insan kendini bulur çünkü ebru da insan gibi bir damla suyla başlar ve sonradan şekil alır.'
Dere, ebru hakkında verdiği eğitimin ardından Polonya, Ürdün, Sırbistan, Romanya, Moldova, Makedonya, Bosna Hersek, Lübnan gibi ülkelerden gelen öğrencileri tekne başına geçirerek, kendi ebru çalışmalarını yapmalarına yardımcı oldu.
Kaynak: AA
Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eğitim çalışmalarının temelde yurt dışında yapılan Türkçe öğretiminin devamı niteliğinde olduğunu, yurt dışında faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüleri ile yurt dışındaki Türkoloji bölümlerinde öğrenim gören farklı ülkelerden gelen misafirlerin katılımıyla gerçekleştiğini anlattı.
İletişim dili olarak Türkçe'nin kullanıldığı bu organizasyonda, öğrencilerin hem Türkçe eğitimi aldığını hem de bulundukları ve ziyaret ettikleri şehirlerin tarihi ve turistik eserlerini gezme imkanı bulduğunu aktaran Yılmaz, şunları kaydetti:
'Yunus Emre Enstitüsü'nün ev sahipliğinde, Türkiye'ye gelen yabancı öğrencilere, Türkçe'mizi ve Türk kültürünü tanıtıyoruz. Gençleri müzelere, kültür ve sanat merkezlerine götürerek, onlara bir ay boyunca rehberlik ediyoruz. Öğrenciler merkezimizde dil öğrenirken, bir taraftan da klasik Türk sanatlarının farklı dallarını tanıyorlar. Yaz okulu programımızın arkasından ülkelerine dönen öğrencilerin Türkçe öğrenmeye olan ilgileri daha da artıyor. Böylece dünyanın dört bir tarafındaki ülkeler, Türkiye'yi daha yakından tanıyor ve ülkeler arası köprü kuruyoruz. '
- 'Osmanlı sanatı, bir medeniyetin yansımasıdır'
İÜ Dil Merkezi, 'Türkçe Yaz Okulu' kapsamında gerçekleştirilen sanat faaliyetlerini, dünyanın dört bir yanından Türkiye'ye gelen öğrencilere tanıtmak için Türkçe eğitimin yanı sıra, Türk kültürü ve sanatını tanıtan çeşitli etkinlikler ve çalışma atölyelerini de organize ediyor. Ebru sanatçısı Ömer Faruk Dere, dil merkezinde öğrencilere Klasik Türk Sanatları hakkında teorik bilginin yanında ebru sanatının uygulanması hakkında da bilgi verdi.
Öğrencilere ebru sanatının inceliklerini anlatan Dere, 'İstanbul'da geçirdiğiniz zamanlardan aslında en özel zamanlarından birindesiniz. İstanbul, Türkçe'nin merkezi olduğu gibi sanatın da merkezidir. İstanbul halen ülkemizde sanatın da en çok icra edildiği, uygulama, eğitim ve en çok alım-satımın yapıldığı merkezdir.' dedi.
İstanbul'un köklü ve pek çok medeniyete başkentlik yaptığını hatırlatan Dere, şöyle konuştu:
'İstanbul, son olarak bizlerin yani Türklerin, Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önceki Osmanlı Devleti'ne başkent olmasıyla, sanat enerjisi son derece yüksek ve Osmanlı medeniyetine ait pek çok sanatın icra edildiği merkez konumundadır. Osmanlı sanatı, bir medeniyetin yansımasıdır. Medeniyet dediğimiz kavram, kendine ait bütün her şeyi, bütün unsurları kendi rengiyle boyar. Buna hayat, ömür, evlilik ve ticaret dahildir. Bu medeniyetimizin bir yansıması olarak ebru sanatı, 16. yüzyıldan bu yana varlığını sürdürmüştür. Ebru sanatına bakarak insan kendini bulur çünkü ebru da insan gibi bir damla suyla başlar ve sonradan şekil alır.'
Dere, ebru hakkında verdiği eğitimin ardından Polonya, Ürdün, Sırbistan, Romanya, Moldova, Makedonya, Bosna Hersek, Lübnan gibi ülkelerden gelen öğrencileri tekne başına geçirerek, kendi ebru çalışmalarını yapmalarına yardımcı oldu.