AB-Çin Zirvesi'ne Doğru

Brüksel'de yarın gerçekleşecek ABÇin Zirvesinin gündeminde ikili ilişkiler, ticaret, savunma, göç ve iklim değişimi olacak.

Avrupa Birliği (AB) ve Çin arasında Brüksel'de yarın 19'uncusu gerçekleştirilecek zirvede ana gündem maddeleri ikili ilişkiler, ticaret, savunma, göç ve iklim değişimi olacak.

Zirvede Çin Başbakanı Li Kıçiang, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ile bir araya gelecek. Liderler zirve öncesinde AB Konseyi binasında gayriresmi akşam yemeğinde buluşacak.

Çin ile AB arasında görüş ayrılığı bulunan konuların da zirve çerçevesinde gündeme geleceği düşünülüyor. AB tarafının Çin'in Güney Çin Denizi'nde artan askeri faaliyetlerini, ülke genelindeki insan haklarına ilişkin durumu ve Çin pazarına erişim konusunu gündeme getirmesi bekleniyor. Çin tarafının da uzun zamandır AB'den talep ettiği serbest piyasa ekonomisi statüsünün tanınması talebini yineleyeceği tahmin ediliyor.

- AB-Asya yakınlaşması

Çin tarafının isteğiyle bir ay öne alınan zirve, Çin'in geçen mayıs ayında 9 ülkenin devlet ve hükümet başkanını ağırladığı “Tek Yol-Tek Kuşak” projesi toplantılarının ve geçen hafta Avrupa'da yapılan NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Toplantısı ile G7 Zirve'sinin ardından düzenlenmesi dikkati çekiyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Avrupa'ya ilk resmi ziyaretinde muhataplarına verdiği 'önce Amerika' mesajı sonrasında Almanya Başbakanı Angela Merkel'in,'Başkalarına tamamen güvenebileceğimiz dönemler bir parça geride kaldı. Bunu son günlerde yaşadım.' açıklaması, AB'nin Asya'ya yakınlaşacağı ve burada iş birliklerini artıracağı iddialarını da beraberinde getiriyor.

Diğer yandan, AB-Çin Zirvesinin Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin bu hafta Almanya, İspanya ve Fransa'ya gerçekleştirdiği resmi ziyarete denk gelmesi, AB-Asya yakınlaşması görüşünü güçlendiriyor.

Almanya'nın Çin Büyükelçisi Michael Clauss, 'South China Morning Post'a verdiği röportajda 'Brüksel'de ve Berlin'de Asya'ya çok daha fazla ilgi var.' şeklinde konuştu. Clauss, Çin Başbakanı Li'nin ziyareti sonrasında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Hamburg'da gerçekleşecek G20 Zirvesine katılımının, tarafların ilişkilere verdiği önemi vurguladığını belirtti.

- Ticaret ve yatırım

AB ve Çin arasında gündeme gelecek en önemli konulardan biri ticaret ve yatırım olacak. Zirve çerçevesinde 12'nci AB-Çin iş zirvesi de düzenlenecek. Çin, Dünya Ticaret Örgütü’ne (WTO) 2001 yılındaki üyelik anlaşmasında Aralık 2016 tarihine kadar piyasa ekonomisi statüsü tanınması koşulu uyarınca AB'nin kendisine serbest piyasa ekonomisi statüsü tanımasını istiyor.

Öte yandan, Çin’e piyasa ekonomisi statüsü tanınması halinde ülkeye karşı uygulanan pek çok ticari savunma mekanizmasının kullanılması engellenmiş oluyor. Başta demir-çelik ve güneş enerji panelleri alanları gibi Avrupa'nın çeşitli sektörleri, Çin’in pek çok ürününde damping yaptığını yani maliyetinin aşağısında bir fiyata piyasalarda sattığını iddia ediyor. Bu sektörler, kendilerini korumak için Çin ürünlerinin serbestçe Avrupa piyasalarında satılmalarını engellemek istiyor. Çin ise Avrupa'nın iddialarını reddediyor.

Yapılacak görüşmelerde, AB ve Çin’in 3 yıldır müzakere etmekte olduğu kapsayıcı yatırım anlaşması görüşmelerinin hızlandırılmasına çalışılması bekleniyor. Bu yatırım anlaşmasıyla, AB şirketlerinin Çin piyasalarına erişiminin artırılmasının önünün açılmasına çalışılıyor. Mevcut durumda Çin şirketleri, AB ülkelerinde şirket almakta veya yatırım yapmakta sıkıntı yaşamazken, pek çok Avrupa firması Çin piyasalarına girememekten şikayet ediyor.

AB ve Çin arasında stratejik sanayilerin korunması ve insan hakları gibi konularda ise ayrışma bulunuyor. Taraflar, bu alanlarda bir orta yol bulmaya çalışıyor..

-Küresel sistemin öncüsü kim?

ABD’de başkanlık koltuğuna oturan Trump’ın korunmacı ekonomik politikaları uygulayacağı sinyallerini vermesinin ardından Çin ve AB ticaret odaklı küresel sistemin öncü rolünü üstlenme yönünde ilerleme kaydetti.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Davos Zirvesinin açılışında yaptığı konuşmada küreselleşmeyi savunmuş ve korumacı ekonomi politikalarına karşı çıkmıştı. Ekonomide küreselleşmenin büyümeye, mal hareketine, bilime, teknolojiye, iletişime ve medeniyete katkı sağladığına dikkati çeken Cinping, “Ekonomik küreselleşme yeni sorunlar ortaya koydu ama bu nedenle küreselleşmeyi silemeyiz. Bizim küreselleşmeye adapte olmamız, olumsuz etkilerini yumuşatmamız, faydalarını da tüm ülkelere ve milletlere iletmemiz lazım.' değerlendirmesinde bulunmuştu.

Farklı ülkelerin ve insanların ekonomik küreselleşmenin faydalarını hissedebileceği bir denge kurulması gerektiğine dikkati çeken Şi, 'Ticaret ve yatırımları serbestleştirmeliyiz. Yerli ekonomiyi korumaya yönelik ekonomik politikalar uygulamamalıyız. Sorunlardan korkulmamalı. Problemlerle yüzleşmekten kaygı duymamalıyız.' ifadelerini kullanmıştı.

-İpek Yolu

Çin Devlet Başkanı Cinping'in, İpek Yolunun yeniden canlandırılmasına ilişkin, 'İpek Yolu Ekonomik Kuşağı” ve '21. Yüzyıl Deniz Üzerindeki İpek Yolu” olarak gündeme getirdiği 'Bir Kuşak Bir Yol” projesi, Doğu Asya ile Avrupa ekonomilerini birbirine bağlamayı amaçlıyor. Modern ipek yolu olarak da anılan girişimin kara ayağını oluşturan İpek Yolu Ekonomik Kuşağı ile Çin'den, Kazakistan ve Moğolistan'dan başlayarak Rusya ve İran üzerinden Avrupa'ya ulaşacak şekilde demiryolu bağlantıları oluşturulması ve bölge ülkeleri ile ticareti artırıcı ve kolaylaştırıcı önlemlerin hayata geçirilmesi öngörülüyor.

Çin’in bu projeyi bölge ülkelerde nüfuzunu kuvvetlendirmek amacıyla ortaya koyduğu görüşü bulunuyor.

- İklim değişimi

ABD Başkanı Trump'ın geçen sene yürürlüğe giren Paris İklim Anlaşması'ndan ABD'yi geri çekeceği yönündeki iddialar ve G7 Zirvesi'nde diğer 6 liderin iklim değişimi konusunda ortak beyanına ABD'nin katılmaması, iklim değişimi konusunu da gündemde tutuyor.

Toplantı öncesinde AB'nin iklim değişimi konusuyla ilgili komiseri Miguel Arias Canete'nin, 'AB ve Çin Paris Anlaşması'nı uygulamaya koymak için güçlerini birleştirecek ve temiz enerjiye küresel geçişi hızlandırmaya katkıda bulunacak.' ifadesini kullanması, zirvede, AB ve Çin'in iklim değişimi anlaşmasına destek vermesi beklentisine güç kazandırdı.

AB ve Çin'in zirve sonunda, sera gazı salımını azaltmak için ne gibi adımlar atacaklarını açıklamaları bekleniyor.

Çin dünyada en fazla sera gazı salımı yapan ülke konumunda bulunuyor. Sera gazı salınımında Çin'i iklim değişimi anlaşmasından çıkmak isteyen ABD ile Hindistan, Rusya, ve Japonya izliyor.

Kaynak: AA