'AB'nin Geleceği Konusunda Endişe Taşıyoruz'

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Aktay: 'Avrupa bitmiştir, AB bitmiştir. Avrupa Birliğinin daha bize anlatacağı hiçbir şey yoktur. Bize bahsedeceği, ne bir insanlık değeri, ne bir ifade özgürlüğü, ne demokrasi, ne insan hakları, bunların hiçbiri hakkında artık ağzını açabilecek ne bir yeterliliği ne liyakatı kalmıştır' 'Avrupa değerleri konusunda, Avrupa Birliği'nin geleceği konusunda endişe taşıyoruz. AB bu şekilde gidemez. Çünkü AB'nin şimdiye kadar üzerine dayandığı tüm değerler, dün Hollanda'da iflas etmiş bulunuyor. Dün Hollanda'da o atların, o itlerin ayakları altında çiğnenmiş bulunuyor'

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, Hollanda'nın skandal tavrına ilişkin, 'Avrupa bitmiştir, AB bitmiştir. Avrupa Birliğinin daha bize anlatacağı hiçbir şey yoktur. Bize bahsedeceği, ne bir insanlık değeri, ne bir ifade özgürlüğü, ne demokrasi, ne insan hakları, bunların hiçbiri hakkında artık ağzını açabilecek ne bir yeterliliği ne liyakatı kalmıştır.' dedi.

Aktay, AK Parti İl Gençlik Kollarınca düzenlenen 'Genç Kürsü' programında, referandumda 'hayır' cephesine her çeşit desteğini veren bir Avrupa ile karşı karşıya olduklarını söyledi.

Son zamanlarda, bakanların, genel başkan yardımcılarının, milletvekillerinin, Avrupa'daki 'evet' kampanyaları için yapacakları tüm toplantıların eften püften gerekçelerle iptal edildiğini belirten Aktay, 'O konuda da mert ve dürüst değiller. 'Güvenlik gerekçesiyle iptal ettik' diyorlar. Aynı gerekçelerle biz de zaman zaman toplantıları iptal etmiyoruz. Yer değiştiriyoruz.' diye konuştu.

Aktay, yaptıkları bu yer değişikliği gibi düzenlemeler nedeniyle 'Vay siz Taksim'i neden açmazsınız' diye Hollanda, Almanya'dan, eleştiriler hatta küfürler aldıklarını vurgulayarak, 'Ne oldu şimdi? Bizi neyle eleştirdilerse daha fenasıyla imtihan oldular ve çuvalladılar. Kelimenin tam anlamıyla çuvallıyorlar şu anda. Bizi neyle eleştirdiler; ifade özgürlüğü. Sıradan insanın ifade özgürlüğünü bırakalım, bakanlarımızın ifade özgürlüğünü kısıtlıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Bakanı orada ifade özgürlüğünü kullanamıyor.' değerlendirmesinde bulundu.

- ' Foyaları ortaya çıktı'

Avrupa'nın bu teröristleri kendi evlatları gibi sahiplendiğini dile getiren Aktay, şunları kaydetti:

'Eleştiri ile teröre destek arsındaki ayrımı çok iyi biliyoruz. Onlar da biliyor aslında. Biliyor oldukları halde bizdeki gazeteci görünümündeki teröristleri bu kadar sahipleniyor olmalarının tek sebebi, o teröristlerin kendi evlatları olmasından kaynaklanıyor. Onlar bu teröristleri kendi evlatları gibi sahipleniyorlar. Onları bizim ülkemizdeki casusları gibi görüyorlar ve casuslarına sahip çıkıyorlar. Kendi askerleri gibi görüyorlar ve kendi askerlerine sahip çıkıyorlar. Bunu bugün biraz daha net biçimde gördük. Foyaları ortaya çıktı. Artık mızrakları hiçbir çuvala sığmayacak bir boyuta varmış durumda.'

- 'Bizim karşımıza tankları topları getirin, biz onlara alışığız'

Aktay, dün akşam Hollanda'da yaşananların aslında Türkiye ile Hollanda veya Avrupa Birliği arasındaki kriz olarak değerlendirilemeyeceğini olayın ayrı bir boyutu bulunduğunu söyledi. Bu durumun, AB'nin kendi içindeki, onarılamayacak, gizlenemeyecek bir krizi gösterdiğini, Arupa değerlerinin iflas etmesi anlamına geldiğini belirten Aktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Avrupa bitmiştir, AB bitmiştir. Avrupa Birliğinin daha bize anlatacağı hiçbir şey yoktur. Bize bahsedeceği, ne bir insanlık değeri, ne bir ifade özgürlüğü, ne demokrasi, ne insan hakları, bunların hiçbiri hakkında artık ağzını açabilecek ne bir yeterliliği ne liyakatı kalmıştır. Bugün AB değerleri Hollanda'da iflas etmiştir. Hollanda'da önce Dışişleri Bakanımızın uçağına izin vermediler. Bu tabii bir skandal. Bunun olabilmesi Avrupa'nın nasıl bir korkunun içerisine, bir korku atmosferi içerisine yuvarlanmış olduğunu göstermesi açısından çok ibretlik bir durum. Avrupa bir akılla yapmıyor bunu. Avrupa, rasyonel bir davranış içinde değil. Ciddi bir akıl tutulması söz konusu. Avrupa değerleri konusunda, Avrupa Birliğinin geleceği konusunda endişe taşıyoruz. AB bu şekilde gidemez. Çünkü AB'nin şimdiye kadar üzerine dayandığı tüm değerler, dün Hollanda'da iflas etmiş bulunuyor. Dün Hollanda'da o atların, o itlerin ayakları altında çiğnenmiş bulunuyor. 15 Temmuz'da tanklara, F-16'lara göğüslerini siper eden gençlerimizin karşısına atları ve itleri çıkarıyorlar. O atları itleri çekin, bizim karşımıza tankları topları getirin, biz onlara alışığız.'

- 'Biz susalım Kılıçdaroğlu anlatsın'

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine değinen Aktay, ülkenin geleceğini kurtarmak adına ve güvenli yarınlar için istedikleri anayasa değişikliğinin, Recep Tayyip Erdoğan'ın yetkilerini daha fazla artırmak için yapılmış bir düzenlemeye indirgenmeye çalışıldığını oysa böyle bir şey olmadığını bildirdi.

'Yalan söylüyorlar. Yalan söyledikleri için Allah şaşırtıyor ve ifşa ediyor' diyen Aktay, şöyle devam etti:

'Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylediği şey, daha paketin içeriğini bile bilmediğini ortaya koyuyor. Öyle 7'den 70 herkesin bildiği bir şeyi kendisinin hiç bilmediği anlaşılıyor. Bu sistemin özü başbakanlığı ortadan kaldırmak. Başbakanlıkla cumhurbaşkanlığının yetkilerini birleştirmek. Diyor ki 'Ya ne olacak cumhurbaşkanıyla başbakan ayrı ayrı partileriden olurlarsa, bunu neden halka anlatmıyorsunuz.' Ya biz halka anlatmamıza gerek yok ki, Sayın Kılıçdaroğlu, zaten halk biliyor, bunu bir sen bilmiyorsun. Şimdi bu gafı yapmış birine, nereden başlayıp anlatalım. Acaba neyi bilmiyor, neyi biliyor. Önce bir alfabeden mi başlasak. Hakikaten bununla ne tartışılır, buna ne anlatılır diyorsunuz, bir noktadan sonra. Arkasından bunu düzeltmek için güya bir açıklama yapıyor. Açıklaması bizim tüm tezlerimizi anlatıyor. Aslında 'Biz susalım Kılıçdaroğlu anlatsın' diyeceğimiz türden bir açıklama yapıyor.'

- '4-5-6 şiddetindeki bir depreme dayamayacak bir sistem'

Aktay, halk oylamalarının demokrasinin şenliği olduğunu, demokrasinin en iyi bu alanda tezahür ettiğini belirterek, şunları kaydetti:

'Yıllardır devam etmekte olan bir tartışma var Türkiye'de. Bu tartışma Türkiye'nin yönetim sistemi tartışmasıdır. Mevcut yönetim sistemi, sürekli olarak kriz ihtimalleri ve riskler barındıran bir sistemdir. Bu yönetim sistemi 4-5-6 şiddetindeki bir depreme dayamayacak bir sistem. En ufak bir toplumsal sarsıntıda bir seçime gittiğimize oy dağılımı bugünkü gibi değil de başka türlü olduğu zaman bizi tekrar koalisyon batağına sürükleyecek. Koalisyonlar Türkiye siyasi tarihinde birer batak olmuştur. Recep Tayyip Erdoğan'ın zamanında onun liderliği sayesinde Allah'a şükür koalisyon tatmıyoruz. Bize diyorlar ya 'Erdoğan için yapılıyor her şey' Bilakis bu sisteme en az ihtiyaç duyacak kişi Recep Tayyip Erdoğan'dır. Çünkü o zaten tek başına iktidarda. O hep tek başına iktidarda. Önemli olan Recep Tayyip Erdoğan sonrası bu sistem nasıl olacak?'
Kaynak: AA