Pendik'te Lokal Anestezi İlacıyla Uyutulup Öldürülen Adamın Ağabeyi Konuştu

Pendik’te eşi ve sevgilisi tarafından lokal anestezi ilacıyla uyutulduktan sonra evindeki küvette boğazı ve bilekleri kesilerek öldürülen adamın ağabeyi konuştu. Ağabey Oğuz Karaca, kardeşinin eşinin "Yunus Karaca ölürse ev bana kalır mı" dediğini ileri sürerek, “Benim kardeşimin asıl öldürülme nedeni evdir" dedi.

Pendik'te Lokal Anestezi İlacıyla Uyutulup Öldürülen Adamın Ağabeyi Konuştu
İstanbul Pendik’te 7 Nisan 2015 tarihinde meydana gelen olayda havalimanında güvenlik görevlisi olarak çalışan 39 yaşındaki Yunus Karaca, sevgilisiyle bir olup internet üzerinden aldıkları lokal anestezi ilacı ile uyutularak öldürülmüştü. Olayın ardından araştırma ve incelemelerini sürdüren polis ekipleri, çelişkili ifadeler veren Karaca’nın eşi Ö.K. ve (38) ve yasak aşk yaşadığı sevgilisi Maşallah S.’yi (33) gözaltına almış, ardından da sevgili çift çıkartıldıkları mahkemece tutuklanmıştı. Cezaevine tutuklu yargılanan sevgili çiftin özel güvenlik görevlisi Yunus Karaca’nın öldürülmesiyle ilgili ilk duruşması başladı.

Cezaevinde tutuklu bulunan ve mahkemeye getirilen sevgili çift suçlarını reddetti.

“Çekyatlar kaldırılmış, eşyalar kalıp kalıp yere atılmış, hırsızlık süsü verilmiş”

Mahkemenin ardından öldürülen Karaca’nın ağabeyi Oğuz Karaca İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. Olay gününü anlatan ağabey Karaca, “Nisan 2015 Salı günü işten eve geldiğim öğle saatlerinde yaşandı. Ben eve geldiğimde rahatsızdım, rahmetlinin tutuklu bulunan eşi Ö.K. bizim evdelerdi. Ben eve geldiğimde ağabey; ‘Yunus telefonlarına cevap vermiyor bir de sen arar mısın?’ dedi.

Benim de telefonlarıma cevap vermeyince, anahtarları ver ben bir eve geçip bakayım, belki uyumuştur telefonu sessize almıştır dedim. Sonra anahtarları alıp ben eve gittim. Kapı kilitli değildi, içeriye girdim. Koşar adımlarla yatak odasına gittim ancak orada kendisini bulamadım. Yatakta dağınıklık falan yoktu. Sonra odalara girdim, çekyatlar kaldırılmış, eşyalar kalıp kalıp yere atılmış, hırsızlık süsü verilmiş. Sonra kapıyı yöneldiğim de kapıda rahmetlinin anahtarını gördüm. Yarım sokulmuş şekilde kapıdaydı onu çıkartıp yanıma aldım. Banyoya baktığımda ise kardeşimi çırılçıplak soyulmuş, boğazından ve bileklerinden kesilmiş bir şekilde ölü vaziyette bulduğumda ilk eşimi ve diğer kardeşimi bağıran bir ses tonuyla aradım. Sonra aklıma polis geldi, polisi aradım. Onlar da bana adres sordu ama bilediğim için komşuların kapısına vurdum ama cevap alamadım. Sonra başka bir komşuya rastladım adresi aldım ve polise verdim. Sonra polisler geldi” dedi.



“Eşinin hal ve hareketleri bizi şüpheye düşürdü”

Cenazeden sonra Ö.K.’den şüphe duyduklarını ifade eden ağabey Karaca, “Elimizde delil ve ispat olmadığı için bir şey diyemiyorduk. Hal ve hareketleri bizi şüpheye düşürmeye başladı.

İrtibata geçtiğimizde polislerin yaklaşık 7 aylık çalışması neticesinde eşinin bir dost olduğunu öğrendik. Bunların suçu işlediğini düşünüyoruz. Otopsi raporlarında zaten rahmetli kardeşime anestezi ilacı verilmiş, uyuşturulmuş ve sonra boğularak öldürülmüş. Banyo da boğazına ve bileklerine jilet atılmış ve kanı boşaltılmış. Buna intihar süsü vermişler ama intihar değil, çünkü iki bileği de kesilmiş. Boğazını kesebilmesi için ellerinden birinin işlev yapıyor olması lazım” ifadelerini kullandı.

“Eşinin doğru dürüst ağladığını bile görmedik. Böyle bir şey var mı?”

“Bir insan eşi öldüğü zaman kendini yırtıp parçalar” diyen ağabey Karaca, “Benim başıma böyle bir şer gelse, benim eşim intihar edecek derecede beni sever ve kendini parçalar. Gelinde biz böyle hareketler görmedik, doğru dürüst ağladığını bile görmedik. Böyle bir şey var mı? 16 yıllık eşin cinayete kurban gidiyor ve sen çok sakin bir şekilde hayatını devam ettirmeye çalışıyorsun” şeklinde konuştu.



“Cezalılar cezasını çekecekler, kardeşimin kanı yerde kalmayacak”

Türk adaletine güvendiğini söyleyen ağabey Karaca, “İnşallah cezasını bulacaklar. Mahkemede ilk duruşma gerçekleşti. İfadelerimizi verdik, tabi savcı bey tutukluların tahliyesi talebinde bulundu ama mahkeme başkanımızın tutuklulukların tutuklu olmasına karar verdi. Duruşmada kardeşimin ölüm yıl dönümü olan 7 Nisan’a ertelendi. Bu da bizi derinden yaraladı. Biz yüce Rabbimin ve Türk adaletine güveniyoruz. Cezalılar cezasını çekecekler, kardeşimin kanı yerde kalmayacak” diye konuştu.



“Benim kardeşimin asıl öldürülme nedeni evi buradan almasıdır”

Cinayet günü kardeşinin eşi ile sevgilisinin telefonlarının aynı baz istasyonundan sinyal aldıklarının belirlendiğini ifade eden ağabey Karaca, “Bunun gibi delil ve bulgular polis tutanaklarında mevcuttur. Bir de dostunun tutanaklardaki ifadesinde, gelin dostunu eve çağırıp zaman zaman kahvaltı yapıp daha sonra birlikte olduklarını belirtmiş. Ö.K. de ifadesinde, kardeşim Yunus’a ilaçlı bir plan hazırladığını, ilacı Yunus’a içirip evini elinden alacağımızı söylemiş. Benim kardeşimin asıl öldürülme nedeni bu evdir. Evi buradan almasıdır. Bankadaki memura da, Yunus Karaca ölürse bu ev bana kalır mı? demiş. Düşün ki, eşiniz bunu nasıl diyebilir? Ben mi kıymetliyim, ev mi yoksa dünya malı mı? Böyle bir şey var mı? Zaman zaman arabada birlikte oluyorlarmış, TOKİ’deki ev yüksek güvenlikli olduğu için bir şey yapamamışlar. Zaman zaman da evine çağırmış orada birlikte olmuşlar. Maşallah ile birbirimizi sevdik, aşık olduk, beraberliğimiz devam etti ama cinayetle alakamız yok diye itiraf etmiyor. Suçlu suçluyum demiyor. Bu daha önceden planlı bir şekilde organize edilmiş bir cinayettir. Adaletimizden bu kişilerin müebbet ile yargılanmasını, en derin şekilde cezalarını çekmelerini, bir can almanın ne kadar zor olduğunu bilmelerini istiyorum” dedi.

Öte yandan mahkeme savcısı, tutukluluk süreleri, delillerin toplanmış olması sebepleri ile adli kontrol şartıyla sanıkların tahliyelerini talep etti. Mahkeme, kuvvetli suç şüphesinin devam etmesi nedeniyle bu talebi reddetti ve duruşmayı erteledi.
Kaynak: İHA