Son Kalaycı Ustası Zamana Direniyor

Hatay’ın Arsuz ilçesi ve bölgenin son kalaycısı Orhan Akalın, teknolojik yenilikler karşısında ilginin azalmasına rağmen 55 yıldır severek sürdürdüğü mesleğini yaşatmaya çalışıyor.

Son Kalaycı Ustası Zamana Direniyor
Geçmişte aile büyüklerinden öğrendiği mesleğini 55 yıldır severek sürdüren 63 yaşındaki kalaycı ustası Akalın bakır mutfak eşyalarına ilginin azalmasına rağmen mesleğini son nefesine kadar sürdüreceğini söyledi.



Vefat eden ve farklı sektörlere girerek mesleği bırakmak zorunda kalan aile büyüklerinden bir tek kendisinin kaldığını ifade eden kalaycı ustası Akalın, azalan talebe rağmen iş yerini her gün sabah erken saatlerde açarak müşteri bekliyor.

Ateşi harmanlayan kalaycı ustası Akalın, Arsuz ve çevresindeki köylerden gelen bakır kapları kalaylayarak mesleğini sürdürmenin mücadelesini veriyor. Dedesinden ve babasından öğrendiği mesleğini 55 yıldır aşkla ve şevkle sürdüren Akalın, bugüne kadar hiç romatizma nedir bilmediğini, grip olmadığını söyledi.



Hatay’ın Erzin ilçesinden, İskenderun, Belen ve Arsuz bölgesine kadar alanın tek kalaycısı olduğunu belirten Akalın, "Bu mesleği severek yapıyorum. Aileden gelen bir meslek babam, dedem bu mesleğe devam etmişler. Ben de 55 yıldır sürdürüyorum. Sabah erken saatlerde köyden müşterilerim gelmeden geliyorum, dükkanımı açıyorum. Onlar çarşıya inerken kapları bırakıyorlar, dönüşte de alıp gidiyorlar. Dörtyol’dan, Payas’tan, Erzin’den, Reyhanlı’dan gelen müşterilerim var. İçel ve Adana bölgelerinden de gelen müşterilerim var. Tabi bu mesleğimde tek zorlandığım kısım ise Trakya bölgesinden seyyar günlük gelip buralarda mahallelerde kurşun ile kalay yapıyorlar. Kurşunla yapılan kalaylar onlar gittikten sonra kararıyor. Daha sonra bunları bana getiriyorlar kurşunla kalay yapılmış. Ben de onu tekrar düzeltmekte zorlanıyorum. Tek sıkıntım meslekte bu. Çünkü kurşun ve kalay arasında çok fark var. Kurşunla kalay yapılmış kaplarda yemek pişmez. Çünkü en ağır bir metaldir. İnsan sağlığına ciddi zararı var. Bakırda şu vardır. Sebze ve meyvelere atılan kimyasal ilaçları ve gübreleri yok eden tek madde kalay yapılmış kaplardır. Pişen yemekte kimyasal hiçbir şeyi bırakmaz. Bakırda pişen yemekte hem sağlık ve hem de ayrı bir lezzet vardır. Vatandaşlarda tekrar bakıra bir dönüş var" dedi.



"Bakırı terk edince hastalıklar çoğaldı"

Mesleki nedenlerden dolayı bugüne kadar herhangi bir nedenle doktora gitmediğini söyleyen Akalın, "Mesleki herhangi bir rahatsızlığım kesinlikle olmadı. Mesela bu meslekte kesinlikle grip olmam. Çünkü kullanmış olduğum nişadır gribi önlüyor. Romatizma nedir bilmedim hiç. Çünkü bakır ister istemez vücuda geçtiği için çok büyük faydası vardır. Hiçbir bakırcı ustasının veya kalaycı ustasının romatizma olduğunu hiç hatırlamam. Örneğin bir bakterinin bakırda 3 saatte, çelikte 63 saatte öldüğünün tahlillerde ispat edilmiştir. Bakırı terk edince hastalıklar çoğaldı. Obezit mi dersin, şeker mi dersin, tansiyon mu dersin, bunların hepsi bakır harici diğer kullanılan tencere ve tavalardan kaynaklanan şeylerdir. İnsanlara izah ediyorum. Örneğin yılda bir defa bakır kalaylı kaplarda yemek yesen kanseri önler. Bakırın faydası çoktur. Eski insanların uzun ömürlü olması onlar bu bakıra borçlular" diyerek en sağlıklı yemeklerin yapılacağı tencerelerin bakır olduğunu söyledi.



Kalaycılık mesleğinin tamamen yok olacağını, bunun üzüntüsünü yaşadığını ve bundan dolayı hiçbir şekilde destek göremediğinden dolayı yakındığını dile getiren Akalın, "Balıkesir üniversitesinde bu mesleğe çok büyük destekler veriliyor. Ama maalesef bu bölgede üniversitelerimizden böyle bir destek yok. Ben maddi destek istemiyorum. Sadece bu mesleği yaşatmak adına manevi destek istiyorum. Mesleği öğretip geleceğe taşımayı çok istiyorum. Alttan yetişen çırak yok maalesef bulamadık. Bizden sonra da bu meslek kaybolup gidecek. Çırak bulabilsem bu mesleği öğretmek isterim. Bu kültürümüz, hazinemiz gelecek kuşaklara aktarılmalı" diye konuştu.

Son kalaycı ustası Orhan Akalın’ın yıllardır müşterisi olan ve Arsuz Karaağaç’ta yaşayan 68 yaşındaki Süleyman Yaşar, bakırı tercih ettiklerini ve bakır harici başka bir mutfak eşyası da kullanmadıklarını belirtti.

Kaynak: İHA