'Din Görevlileri İle Buluşma Toplantısı'

Başbakan Yardımcısı Bozdağ: (1) 'Herkes elini vicdanına koysun. Mabetlerimizin göğsüne namahrem eli değdi mi, değdi. Nerede suç? İmamda. 'Bu camiye giremezsin' deyip orada haykıracak sütçü imamların torunları nerede? Camiyi bırakıp kaçıyor, teröristler geliyor. Ben böyle imam istemiyorum. 'Benim cesedimi çiğnemeden bu camiye hiçbir terörist giremez' ama bunu diyemedik, bunu hiçbir yerde demeyi başaramadık' 'Kur'anlar ayaklar altında, imamlar evde oturuyor. Sadece güvenlik güçleriyle olacak iş değil. O ayaklar altına Kur'anları alan, camileri yıkan teröristler, onlara düşmanlık edenler bizim cemaatten bazılarının çocuğu. Biz eğer işimizi iyi yapsaydık onlar o hale gelir miydi, belki gelmezdi' 'Allah aşkına dünyanın tamamı bir terör örgütü ile mücadeleye karar verirse o terör örgütü bitmez mi, emin olun saatinde biter. Ama bir yandan mücadele eder bir yandan da silah verirseniz, bomba atılacak yerlerden terör örgütü haberdar edilirse dağı taşı bombalarsınız ama onlar da var olmaya devam eder'

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Herkes elini vicdanına koysun. Mabetlerimizin göğsüne namahrem eli değdi mi, değdi. Nerede suç? İmamda. 'Bu camiye giremezsin' deyip orada haykıracak sütçü imamların torunları nerede? Camiyi bırakıp kaçıyor, teröristler geliyor. Ben böyle imam istemiyorum. 'Benim cesedimi çiğnemeden bu camiye hiçbir terörist giremez' ama bunu diyemedik, bunu hiçbir yerde demeyi başaramadık." dedi.

Şırnak'ta temaslarını sürdüren Bozdağ, beraberinde Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ile bir otelde düzenlenen, "Din Görevlileri ile Buluşma Toplantısı"na katıldı.

Bozdağ, toplantıda yaptığı konuşmada, Ortadoğu'da yaşanan gelişmelere değinerek, Afganistan'da 1990'lı yılların başından beri insanların birbirlerini öldürdüğünü, Irak'ın 2003'ten beri yaklaşık 3 milyon Iraklıya mezar olduğunu, Suriye'de 700 bin Suriyelinin öldürüldüğünü, 3 milyon 200 bin Suriyelinin Türkiye'ye geldiğini, 10 milyon Suriyelinin yerinden yurdundan edildiğini söyledi.

"İşte körfezde yaşananlar, dört bir yanda terör var. İşte Türkiye'de yaşananlar. PKK terör örgütü etnik farklılıkları istismar edip öldürüyor, öldürtüyor. DEAŞ terör örgütüne Türkiye'den de katılanlar olduğunu görüyoruz ve dini istismar edip Türkiye'dekileri öldürüyor, ölüme gönderiyor. FETÖ terör örgütü, o da aynı şeyleri yapıyor." diye konuştu.

- "Bu dinin aydınlık yüzünü aydınlatacak olanlar sizlersiniz"

Türkiye'de milletin dini inançlarının güçlü olduğunu vurgulan Bozdağ, çocukları istismar etmek için yaklaşanların bu zayıf noktaları görüp, oradan nüfuz ederek çocukları ve dine olan hassasiyeti istismar edip bambaşka bir noktaya doğru evirmeye çalıştığını söyledi.

Bozdağ, "Bir gün sonra oğlunuzu, kızınızı siz tanımaz hale geliyorsunuz. Onun için de FETÖ, DEAŞ ve PKK terör örgütü gibi bütün terör örgütlerine karşı bu dinin aydınlık yüzünü aydınlatacak olanlar işte sizlersiniz. Peygamber efendimizin ve Kur'an'ın mesajını doğru iletecek olanlar ancak sizlersiniz. 'Bana ne' deme hakkımız yok. Eğer birisi diyorsa o zaman taşıdığı sorumluluğun farkında değil demektir." diye konuştu.

Bozdağ, 15 Temmuz darbe girişimine değinerek, şunları kaydetti:

"15 Temmuz darbesini yapan askerlerden bazıları Türksat uydusunu ele geçirmeye gittiğinde orada iki görevliyi şehit ediyorlar, sonra da su istiyorlar. Besmele ile üç nefeste su içiyorlar. Bunun üzerine orada görevliler, 'Biraz önce 2 arkadaşımızı gözününü kırpmadan öldürdünüz ama şimdi oturmuş besmele ile su içiyorsunuz' deyince onlar, 'Biz onlara iyilik yaptık, onlar şehit oldular, şimdi cennetteler. Ben de şehadet şerbeti içtim geldim, ben de ölsem ben de şehit olacaktım' diyor. Yakalanan DEAŞ'lı teröristler de aynı şeyi söylüyorlar. Siz okullara, yollara, duraklara, alışveriş merkezlerinde canlı bomba olarak kendinizi patlatıyorsunuz, bombalar atıyorsunuz. Bunun dinde yeri var mı diye sorunca diyorlar ki, 'Onlar masum, ölenlerin hepsi şehit, cennete gittiler biz onlara iyilik yaptık. Dünyanın zahmetine, sıkıntısına katlanmadılar' diyor. Sen kendin de ölüyorsun deyince de, 'Ölünce ben de cennete gideceğim' diyor. Beyinlerini öyle yıkamışlar ki, Allah'ın rızasının herkesi öldürerek kazanılacağını zanneden bir ahmak güruh ortaya çıkmıştır."

- "Dini kullanarak öldürecek, ölecek ahmaklar devşirmeye çalışıyorlar"

"FETÖ'nün zihniyeti ile DEAŞ'ın zihniyeti aynıdır. PKK'nın zihniyeti de aynı şekilde bunların zihniyeti ile örtüşüyor. İlle de dini kullanarak öldürecek, ölecek ahmaklar, cellatlar devşirmeye çalışıyorlar." ifadelerini kullanan Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Etnik kökenimizi kullanarak ölecek ve öldürecek Kürtleri devşirip, dağa götürerek silahlandırıyorlar ve birbirini öldürtüyorlar. Bu silahları kim veriyor? DEAŞ ile bütün dünya mücadele ediyor, bitiyor mu? DEAŞ bitmiyor. Allah aşkına dünyanın tamamı bir terör örgütü ile mücadeleye karar verirse o terör örgütü bitmez mi, emin olun saatinde biter. Ama bir yandan mücadele eder bir yandan da silah verirseniz, bomba atılacak yerlerden terör örgütü haberdar edilirse, dağı taşı bombalarsınız ama onlar da var olmaya devam eder. Terörle uluslararası bir mücadele bugün maalesef yapılmıyor. Çünkü terör Müslümanları öldürüyor. Başka yerde terör var mı, yok. Bütün teröristler toplanmış bu bölgedeler. Her yerde kan, her yerde gözyaşı."

- "Şeytan onları ayakta alkışlıyor"

Terör örgütlerinin dini istismar etmeye çalıştığını vurgulayan Bozdağ, "Bu DEAŞ, FETÖ ve PKK ile El-Kaide terör örgütleri insanların İslam'a ve Müslümanlara olan muhabbetini artırıyor mu, azaltıyor mu? Kur'an'a ve peygamberimiz Hz. Muhammed'e olan sevgimizi, saygımızı artırıyor mu, azaltıyor mu? İslam'a ve Müslümanlara Müslüman olmayanların kin ve nefretini çoğaltıyor mu, azaltıyor mu? Müslümanların dahi İslam'dan soğumasına, Müslüman'dan uzaklaşmasına yol açıyor mu açmıyor mu? Peki bundan kim kazançlı çıkıyor? Bu yapılanlardan kim memnun? Ben eminim ki Allah'ın emrine isyan eden şeytan onları ayakta alkışlıyor. Çünkü bütün şeytanlar bir araya gelse ancak böyle organizasyon ortaya koyarlar." şeklinde konuştu.

Bozdağ, insanları Hakk, Kur'an, peygamber yolundan ayırmak için ancak böyle terör örgütleri ortaya çıkarabileceklerine dikkati çekerek, Türkiye ve İslam düşmanlığı yapan güçlerin bundan sadece mutluluk duyduğunu anlattı.

Bu nedenle din görevlilerine, İslam'ın bugün doğru anlaşılması konusunda çok büyük işler düştüğünü aktaran Bozdağ, "Bütün bu yaşanan olumsuzlukları olumluya çevirecek sihirli bir anahtarın sahipleriyiz. Eğer Şırnak'ta ve Türkiye'nin 81 ilinde Diyanet İşleri Başkanlığının bünyesinde görevli olanlar, ilahiyat fakültelerimiz, imam hatip liselerinde ve diğer liselerindeki din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri, meslek lisesi hocalarımız, müezzinler, Kur'an kursu öğretmenleri, vaizler, müftüler hep beraber bunlara karşı, dinin doğru anlatılması konusunda üzerimize düşeni layıkıyla yapabilirsek, yaptırabilirsek, inanıyorum ki huzurumuzu bozamayacaklar, kardeşliğimizi yok edemeyecekler, sevgimizi yıkamayacaklar, saygımızı mahvedemeyecekler." şeklinde konuştu.

- "Çok oyunlar oynandı, kardeşliğimizi yok edemediler"

Bu topraklarda Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Laz ve bütün etnik kökenden vatandaşların yıllar yılı, binlerce yıl bir arada, kardeşçe yaşadığını dile getiren Bozdağ, "Çok oyunlar oynandı, kardeşliğimizi yok edemediler. Türk'ü Kürt'ün karşısına Kürt'ü de Türk'ün karşısına dikmeyi başaramadılar. Kardeşlik hukukumuzu, sevgimizi saygımızı bombalarıyla yok edemediler. İnşallah kıyamete kadar da başaramayacaklar." dedi.

Bozdağ, yine et ve tırnak misali bu ülkede yaşanmaya devam edeceğini vurgulayarak, ancak terör örgütlerinin yok olmaya, kaybolmaya mahkum olacağını aktardı.

- "Sütçü imamların torunları nerede?"

Bozdağ, şöyle konuştu:

"Osmanlı ve Selçuklu döneminde de terör örgütleri vardı, şimdi adını bilen yok, Cumhuriyet döneminde de var, yarın, bugün adı bilinenlerin adını bilen inşallah kalmayacak. Çünkü bu terör örgütleri de eninde sonunda kaybedeceklerdir, yok olacaklardır. Bunun için hep beraber mücadele etmemiz lazım. Hendek terörü sırasında Şırnak'ta 71 cami hasar gördü. Bunlardan 27'si tamamen yıkıldı. Kur'an-ı Kerimler, hadis kitapları teröristlerce camilere serildi, atıldı. Bu kanınıza dokun du mu, dokunmadı mı? Siz din görevlileri olarak sahip olduğunuz camileri teröristler ele geçirip, oraları İslam'ın aydınlık yüzüne kapatırken, bizim buna engel olamamız görevli olarak bizim manen mesuliyetimizi doğurur mu doğurmaz mı? Herkes elini vicdanına koysun. Mabetlerimizin göğsüne namahrem eli değdi mi, değdi. Nerede suç? İmamda. 'Bu camiye giremezsin' deyip orada haykıracak sütçü imamların torunları nerede? Camiyi bırakıp kaçıyor, teröristler geliyor. Ben böyle imam istemiyorum. 'Benim cesedimi çiğnemeden bu camiye hiçbir terörist giremez' ama bunu diyemedik, bunu hiçbir yerde demeyi başaramadık. Kur'anlar ayaklar altında, imamlar evde oturuyor. Sadece güvenlik güçleriyle olacak iş değil. O ayaklar altına Kur'anları alan, camileri yıkan teröristler, onlara düşmanlık edenler bizim cemaatten bazılarının çocuğu. Biz eğer işimizi iyi yapsaydık onlar o hale gelir miydi, belki gelmezdi."

- "İslam’ın anlayışını anlatabilmiş olsak, bambaşka bir durumla karşı karşıya olurduk"

Bozdağ, bu konuda çok büyük bir üzüntü içerisinde olduğunu dile getirerek, "Görevimizi öyle yapmalıyız ki, bırakın teröristleri, terör örgütlerini, bu ülkeye düşman olanları, Türkiye'yi işgal dahi etseler, camilere, mabetlere, orada görev yapanlara dokunmayı akıllarının ucundan dahi geçirememeleri lazım. 'Buraya dokunursak kıyamet kopar, bizi sokaklarda gezdirmezler' demeleri lazım. Eğer biz o ruhu veremezsek İslam düşmanları bu alçaklığı yaparlar." ifadelerini kullandı.

Allah’ın evinde Allah’ın adının anılmasını engelleyenden daha büyük bir zalim olmadığını vurgulayan Bozdağ, bu zalimin karşısında herkesin bir ve beraber olmazı gerektiğini kaydetti.

PKK terör örgütünün İslam’ın kutsalı olan Kur'an'a, Peygamber'e ve Kabe'nin şubesi olan mabedlere dönük saldırılarının, din düşmanlıklarını somut ve tartışmasız gösterdiğini anlatan Bozdağ, bu dine hizmet edenlerin bu düşmanların karşısında işlerini iyi yapıp, yapmadıklarının üzerinde durmaları gerektiğini söyledi.

"Burada sizlere çok önemli görevler düştüğüne, ben yürekten inanıyorum. İslam’ın kardeşlik anlayışını, İslam’ın etnik kökenlere bakış açısını, İslam’ın sevgi anlayışını, saygı anlayışını, insanları yaşatmaya verdiği değeri tam anlatabilmiş olsak, bugün bambaşka bir durumla karşı karşıya olurduk. 'Bir insanı öldürmek, sanki bütün insanları öldürmek gibidir. Bir insanı yaşatmak sanki bütün insanları yaşatmak gibidir' diyen bir dinin mensuplarıyız." vurgusunu yapan Bozdağ, insanları haksız yere öldürenlerin statüsünün ne olduğunu Kur'an'ın anlattığını belirtti.

Bozdağ, "Peki bu kadar terörist nerden çıkıyor? Etnik teröristler ayrı, dini istismar eden teröristler ayrı. Şimdi de PKK terör örgütünün bütün bu yaptıkları cellatlıklara dinen destek veren, dinle ilgili bilgi sahibi olduğunu zanneden şeytanın talebelerinden, talebeler bulduğunu da görüyoruz. Bundan da hepimizin rahatsız olmasız lazım. Biliyorsunuz şeytan cindendir ama ilim sahibi olması nedeniyle meleklerin hocalığı gibi önemli bir göreve getirilmiş. Ama dikkat edin onun ilmi Allah’a ilk isyan eden olmasına engel olmadı. Onun için bilgisi olup da kalkıp şiddete, teröre ve her türlü kötülüğüne cevaz verenler Peygamber'in yolundan mı gidiyor, yoksa o yoldan insanları saptırmak isteyen şeytanın yolundan mı gidiyor? Onu da elbette iyi anlaması lazım." ifadelerini kullandı.

Hendek terörünü, Mekke'nin etrafında kazılan hendeklere benzetenlere, alternatif cuma namazı kıldıranlara bakılması gerektiğini anlatan Bozdağ, bu kişilerin yaptıklarının karşılığını hem bu dünyada ve hukuk karşısında hem de yerin altında vereceğini bildirdi.

Bozdağ, terör örgütlerinin bu hesaptan kurtulamayacağını aktardı.

Toplumun din görevlilerine sevgi ve saygısının çok yüksek olduğuna dikkati çeken Bozdağ, toplumdaki saygı ve sevgiyi koruyacak ve yükseltecek adımların atılması gerektiğini dile getirdi.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığının önümüzdeki dönemde birçok önemli çalışmaya imza atacağını bildirdi.

(Sürecek)

Kaynak: AA