Kuşadası'nın Gizli Kalmış Güzelliği Aslanlı Mağarası Turizme Kazandırılıyor

Kuşadası’na bağlı Kirazlı’da bulunan ve yöre halkının Yaren diye adlandırdığı Aslanlı Mağarası’nın gizli kalmış güzelliklerinin ortaya çıkarılması için Kirazlı Muhtarı Seydi Kaya tarafından başlatılan girişimler olumlu sonuçlandı. Muhtar Kaya’nın başvuruları sonucu görevlendirilen İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yıldırım Güngör, Kuşadası’na gelerek mağarada inceleme yaptı. Mağaranın doğal güzelliğinden ve yapısından etkilenen Doç. Dr. Güngör, hazırladığı olumlu raporu bakanlığa sunacağını belirterek, bu önemli doğal hazinenin bir an önce turizme kazandırılması gerektiğini söyledi.



Aslanlı Mağarası’nın turizme kazandırılması çalışmalarının hız kazanması en çok Kirazlı Muhtarı Seydi Kaya’yı sevindirdi. Mağaranın gün yüzüne çıkarılması için 2 yıldır mücadele veren Muhtar Kaya, “Yaptığımız girişimlerin ardından İstanbul Üniversitesi’nden uzman Yıldırım Hocamız gelerek gerekli incelemelerini yaptı. Hocamız, inceleme sırasında çok önemli doğal güzelliklere ulaştı ve bunları belgeledi. Hazırladığı rapor doğrultusunda kısa süre içerisinde gerekli çalışmaların yapılmasını bekliyoruz. Mağaraya ulaşan yolu açtık. Şimdi sıra diğer çalışmalarda“ dedi.

Kuşadası’na bağlı Kirazlı’ya 4 kilometre uzaklıktaki Yaren mevkiinde bulunan Aslanlı Mağarası, Türkiye’nin ikinci büyük mağarası konumunda. Nefes darlığı ve astım hastalıklarına iyi geldiği söylenen mağara oksijen yoğunluğu ile de dikkat çekiyor. Aslanlı Mağara’ya gitmek için Kirazlıdan Kuşadası’na ulaşan yolun 3. kilometresinde Dereboğazı mevkiinde yeni açılan yola girmeniz gerekiyor. Toplam uzunluğu 110 metre olan mağara kısmen dikey, kısmen yatay tipinde kuru bir mağara. Ekim ayında ısısı 18 dereceyi buluyor. Mesozoik yaşlı dolomitik mermerler içinde ve büyükçe bir fay üzerinde gelişmiş. 6 metrelik dik bir inişten sonra mağara kabaca doğu-batı yönlü büyükçe bir fay boyunca batıya doğru 26 derece eğimle inerek, 40 metreden sonra mağara daha da genişler ve tabanı eğimli bir salon görünümü alıyor. Salonun tabanı çamurlu toprak ve tavandan düşen kaya blokları ile kaplı. Sarkıt ve dikitler, duvarlarda perde ve bayrak travertenleri oluşmuş. Dikitlerden birinin görünümü oturan bir aslana benzediği için bu ad verilmiş.