Türkiye Dağcılık Federasyonunun Yeni Logosu Ağrı Dağı Oldu

Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanı Ersan Başar, federasyonun yeni logosunun Ağrı Dağı olduğunu belirterek, "Dünyanın birçok yerinde dağcılık federasyonları ve dağcılar Ağrı Dağı’na çıkmak istiyorlar. Çıkmak istemelerinin en önemli nedeni Hazreti Nuh peygamberin gemisinin olmasıdır" dedi.

Türkiye Dağcılık Federasyonunun Yeni Logosu Ağrı Dağı Oldu
Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen Türkiye Dağcılık Federasyonu tanıtım logosu programına Ağrı Valisi ve Belediye Başkan Vekili Süleyman Elban, İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Abdulhalik Karabulut, Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanı Dç. Dr. Ersan Başar, 12. Mekanize Tugay Komutanı Ahmet Ömercikli, İl Emniyet Müdürü Kenan Yıldız, İŞKUR İl Müdürü Gıyas Güven, kamu kurum amirleri, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı.

Programda konuşan Vali Süleyman Elban, Dağcılık Federasyonu tarafından Ağrı’da düzenlenen etkinliğin çok anlamlı ve yerinde olduğunu söyledi.

Yaşadığımız coğrafya gereği herksin dağlarla iç içe olduğunu vurgulayan Vali Elban, "Dağlar bizim yaşam tarzımız, şarkılarımızda, türkülerimizde, geleneklerimizde beste ve tarzımızda hep dağlar var. Dolayısıyla uzun yıllar bu bizim yaşam tarzımız olduğu için onu bir spor ve bir faaliyet olarak da hiç görmedik. Ancak özellikle batılılar ülkemizdeki başta Ağrı Dağı olmak üzere belli yerlerle ilgili tırmanışla ilgileri arttığında ilk olarak 1829 yılında Ağrı Dağı ile başlıyorlar. Bu ilgi yavaş yavaş bizde de dernekleşme, federasyonlaşma gibi çeşitli kurumsal yapılarla birlikte devam ediyor. İlk olarak Ağrı Dağı’na yapılan bu tırmanıştan sonra ilimizdeki dağcılık faaliyetleri özellikle uluslararası sporcuların ve gönüllülerin hep ilgisini çekmiş ve Ağrı Dağı bu alanda hep bu işin merkezi olmuştur" ifadelerini kullandı.

"Dağcılık Federasyonu’nun doğum tarihi gerçeğe dönüyor"

Programın devamında konuşan Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanı Doç. Dr. Ersan Başar, Dağcılık Federasyonu logosunun Ağrı Dağı logosu olarak değiştiğini belirtti.

Başar, Ağrı’da dağcılığın bir ateş gibi yanarak bütün ülkeye yayılması ve gelişmesi için Ağrı Dağı’nın seçildiğini kaydetti.

Başar, Ağrı Dağı’na ilk çıkışların 1926 yılında Türk ordusu komutanları tarafından yapıldığını hatırlattı. 1928 yılında Türk Dağcılık cemiyetinin kurulduğunu anlatan Başar, "Bu cemiyet ilk olarak Türkiye’de dağcılık faaliyetlerini sürdürüyor. Bunların tamamı askeri anlamda yapılan aktivitelerdir. Askerlerle birlikte doğada yapılıyor. Yurt dışından da bazı eğitmenler Türkiye’ye geliyor. 1933 yılına geldiğinde Türk yürüyüşçülük dağcılık adı altında Türkiye’de ilk defa bir resmi kulüp kuruluyor. 1966 kuruluş yılı olarak Türkiye Dağcılık Federasyonu geçiyordu. Bugün bir değişiklik de burada oluyor. Türkiye Dağcılık Federasyonu’nun doğum tarihi gerçeğe dönüyor. Tabi ki bilimsel çalışmalarla ortaya çıktı. Özellikle Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesinde spor tarihi kürsüsündeki hocalarımızla yapılan çalışmalar sonucunda 1936 yılında ilk federasyonun kurulduğu ve mecliste bununla ilgili bütçe verildiği kayıtlarına ulaşıldı. Federasyon aslında ilk olarak 1936 yılında kuruluyor. 1938 yılında statü kazanarak faaliyetlerine başlamış oluyor. İlk olarak kurulduğunda Latif Osman Çıkıgil federasyon başkanı, aynı zamanda Türkiye’de uzun bir süre 1930, 50 ve 60’lı yıllara kadar bir efsane olan bir dağcı. Türkiye Dağcılık Federasyonu’nun asıl kuruluşu 1936 yılında atama yoluyla federasyon başkanı olarak görevlendiriliyor ve bu görevi yürütüyor. 1938 yılına gelindiğinde kış sporları aktiviteleri ile birlikte kayak başta olmak üzere tüm kış sporları da bu federasyonun bünyesinde birleşiyor" şeklinde konuştu.



"İlk Türk tırmanışlarının 1934 yılında yapıldı"

1966 yılına geldiklerinde önemli bir gelişmenin olduğunu ve ve bu tarihin federasyonun kuruluş tarihi olduğunu bunun da hata olduğunu vurgulayan Başar, Dağcılık Federasyonu’nun 1936 yılında kurulduğunu ifade etti.

1800’lü yıllarda dağların keşfedildiğini aktaran Başar, Türkiye’de Ağrı Dağı’nda ilk tırmanışın 27 Eylül 1829 yılında Prof Dr. Parod tarafından Büyük Ağrı Dağı’na yapıldığını hatırlattı. İlk Türk tırmanışlarının 1934 yılında 9. Kolorduya bağlı 8 kişilik askeri ekip tarafından küçük Ağrı Dağı’na yapıldığını söyleyen Başar, "1934 yılına geldiğimizde Yüzbaşı Rüştü ve Teğmen Bekir komutasındaki büyük Ağrı Dağı zirvesine ilk olarak çıkmayı gerçekleştiriyorlar. Zirveye çıkan ekip 14 kişiden oluşuyor, bu tırmanışlarla büyük ve küçük Ağrı Dağı’na çıkan ilk Türk tırmanışları olarak tarihe geçiyorlar. İkinci bir Türk çıkışı ise yine bir askeri birlik tarafından 1927 yılında yapılıyor. Bunu başında Binbaşı Cevdet Sunay var. Hepimizin bildiği Binbaşı Cevdet Sunal Ağrı’da görevli olduğu dönemde zirveye 15 subay ve 50 askerden oluşan bir ekiple hareket ediliyor ve 8 kişilik bir grup zirveye ulaşıyor. Cevdet Sunay bildiğiniz gibi Türkiye’nin 5. Cumhurbaşkanıdır" diye konuştu.



"Dünyanın birçok yerinde dağcılık federasyonları ve dağcılar Ağrı Dağı’na çıkmak istiyorlar"

Ağrı Dağı’nın Türkiye’nin en yüksek dağı olması nedeniyle dağcılar arasında cazibeli bir hale geldiğine dikkat çeken Başar, belirli sebeplerden dolayı bir zamanlar Ağrı Dağı’na tırmanış yapılamadığını aktardı. Bu yıl 600 civarında Türk dağcının Gürcistan’ın Kazbek Dağı’nda zirve tırmanışı yaptığını anlatan Başar, "Bunun nedeni Ağrı Dağı’na ulaşım olmadığından ve gidilemediğinden dolayı burada ülke ekonomisi içinde büyük bir kayıp var. Yine dağcıların çekim noktası şimdi Ağrı Dağı çıkış rotası açısından zorlu bir dağ değil. Tabii ki yüksek irtifa dediğimiz bir anlamda zorluklar barındıran bir yer. Yani yüksek irtifa hastalıkları oluşabiliyor. Risk durumları söz konusu olabiliyor. 4 bin 200 metreyi geçtikten sonra zirveye geldiğinizde büyük bir buzul kütlesi var. Bu buzul kütlesinden geçiş yapıyorsunuz. Bunlar dağın kendi özellikleri olarak karşımıza çıkıyor. En önemli özelliği Ağrı Dağı’nın Hazreti Nuh peygamberin gemisinin bulunması, şimdi bu konu bize federasyon olarak ta çok fazla dağcının talepte bulunmasına sebep oluyor. Dünyanın birçok yerinde dağcılık federasyonları ve dağcılar Ağrı Dağı’na çıkmak istiyorlar. Çıkmak istemelerinin en önemli nedeni Hazreti Nuh Peygamberin gemisinin olmasıdır. Bu konudaki eserlerin dünyada tanınması bilinmesi bu konu gerçekten bu dağın pazarlanması açısından dağcılık aktivitelerinin uluslararası boyutta yapılabilmesi adına çok önemli bir faaliyet. Burayla ilgili dağı zenginleştirmemiz gerekiyor" dedi.



"Ermenistan Futbol Federasyonu amblemi Ağrı Dağı"

Türkiye Dağcılık Federasyonu amblemini değiştirerek Ağrı Dağı amblemini kullandıklarını ifade eden Başar, "Dünyadaki tüm dağcılık federasyonlarının amblemlerini inceledik. Türkiye’ye komşu olan başta Ermenistan olmak üzere tüm spor federasyonlarının amblemlerini inceledik. Bu inceleme sonucunda şu çıktı, Ermenistan Futbol Federasyonu amblemi Ağrı Dağı, bütün etrafımızdaki komşu ülkelerimizin federasyonların hepsinde Ağrı Dağı amblemi bulunuyor. Bu önemli bir şey ancak Ağrı Dağı’nın sahibi olan Türkiye Dağcılık Federasyonu Türkiye Cumhuriyeti’nin ambleminin ambleminde Ağrı Dağı maalesef yok. Gözden kaçırılmış, buna ne derseniz artık bilemiyorum. Ve biz Türkiye’nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı’nı ve Dağcılık Federasyonu’nun amblemi olması noktasında hemfikir olduk" değerlendirmesinde bulundu.

Program çekilen hatıra fotoğrafının ardından sona erdi.
Kaynak: İHA