IUC Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu Açıklaması
Uluslararası Üniversiteler Konseyi (IUC) Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, “Kurumsal vakıflar sosyolojik toplumsal değişim ve dönüşümümüzü inandığımız gibi yaşamaya teşvik ediyor” dedi.
Sudan’ın yıllarca silahlı örgütlerle tehdit edildiğini belirten Osman, “Şimdi de ekonomik ambargo uygulanmaya çalışılıyor. Sıkıntılarımızı çözebilmek için bir araya gelmemiz gerekiyor. 100 yıl önce Batılı ülkelerce hazırlanan ülkeleri bölme planları bugün aktörleri değişerek sürüyor. Sudan’da Suriye, Mısır ve Libya’daki gibi bir devrim hareketi başlatılmak isteniyor. Bu tarz saldırılara ancak birlik olursak karşı çıkabiliriz" dedi.
Türkiye’yi tehdit eden birçok terör unsurunun farkında olduklarını vurgulayan Osman, “Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Gülen örgütünün Türkiye’yi parçalamak için Batı tarafından kurulmuş bir örgüt olduğunu biliyoruz” dedi.
IUC Başkanı Azizoğlu tüm toplantı ve görüşmelerde IUC’nin, Müslüman ülkelerdeki üniversitelerin üst seviyelerde eğitim vermesine yardımcı olmak amacıyla kurulduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Barış kültürünü yerleştirmeye çalışıyoruz. Bütün dinlerin doğuş yeri bizim coğrafyamızdır. Medeniyet dünyaya bu coğrafyadan yayılmıştır. Türkiye ve Sudan, İslam coğrafyasının barış içinde yaşaması için iki önemli ülke. Böyle hedefler koyduğumuzda bazen DEAŞ bazen PKK bazen de FETÖ gibi örgütlerle karşı karşıya kalıyoruz" dedi.
AK Parti Elazığ Milletvekili Açıkkapı da Sudan ve Türkiye arasındaki tarihi bağlara değinerek "Bizler Türkiye olarak bütün Müslümanların kardeşliği için mücadele veriyoruz. Bu mücadelemiz maalesef bazı ülkelerde tedirginlik yaratıyor” dedi.
Toplantıların sonuç bölümünde konuşan Azizoğlu, “Değerli akademisyen ve bilim adamları kardeşlerimin konuşmalarını dinledim. Lakin üzülerek belirtmeliyim ki, yoğunluk vakıf tanımlaması ve İslam vakfı üzerindeki tarih analizleri ile geçti. Üzerinde durmamız gereken önemli değer İslam vakıf çalışmalarının en önemli değerlendirmesi sosyolojik boyutudur. Tüm batı toplumları insani yaşam değerlerinden uzaklaşırken bizler yani Yüce İslam’ın asil mensupları Müslüman toplumlarda vakıf ve benzeri kurumsal yapılar yüce dinimizin emrettiği ve yaşamımızın tüm alanlarını dizayn ettiği İslami yaşam ve paylaşımlar batı toplumlarının da örnek alması gereken değerlerdir. Bizler sosyolojik toplumsal değişim ve dönüşümlerle batılıların kötü kopyası olmamamız için inandığımız gibi yaşamalıyız. Allah korusun yaşadığımız gibi inanmaya başlarsak toplumsal ve sosyal yaşamımızın hızla batıya asimilasyonuna sebep verir” dedi.
Heyet, çalışmalarının ardından Türkiye’ye döndü.