Doktorun Zeytin Rüyası Müzeye Dönüştü

Zeytin ağacına çocukluk yıllarından bu yana tutkuyla bağlı olan Doç. Dr. Levent Köstem'in çocukluk anılarını yaşatmak için 15 yıldır kurmaya çalıştığı zeytinyağı müzesi, 5 bin 500 metrekarelik alanda açılışa hazırlanıyor Antik dönemden Roma'ya, Osmanlı'dan yakın döneme kadar zeytinin nasıl yağa dönüştürüldüğüne ilişkin antikalar ve aslına uygun tasarlanan işliklerle donatılan müzede, zeytinyağının 3 bin yıllık yolculuğu tek çatı altında sergileniyor Doç. Dr. Köstem: 'Ameliyathane kadar temiz bir zeytinyağı fabrikası kurma hayaliyle işe başladık. Zaman içinde binlerce yıllık zeytinyağı kültürünü anlatmaya dönüştü bu macera'

TOLGA ALBAY - Zeytin ağacına çocukluk yıllarından bu yana tutkuyla bağlı olan ve zeytinyağı kültürünü yaşatma hayaliyle 15 yıl önce yola çıkan İzmirli doktor Levent Köstem'in müze hayali gerçek oldu.

Dünyanın en büyük zeytinyağı müzelerinden biri olan mekanda, zeytinyağının 3 bin yıllık yolculuğu tek çatı altında sergileniyor.

Buca ilçesinde zeytin ağaçlarının arasında geçen çocukluğundan hatıraları yaşatma amacıyla yola çıkan Köstem, 15 yıl önce Ege Bölgesi'ndeki köyleri gezerek topladığı makine, dövme taşları ve sıkım atölyelerine ilişkin parçaları depolamaya başladı.

Dünyanın bilinen ilk zeytinyağı tesisi olan Urla'daki Klozemenai'deki işliği, tarih kitaplarında geçen Roma ve Osmanlı dönemi işliklerini inceleyen Köstem, bu alanda çalışan Ali Ertan İplikçi'nin danışmanlığında tüm parçaları aslına uygun olarak yeniden ürettirdi.

Böylelikle yaklaşık 3 bin yıllık tarihte insan, hayvan, su, buhar, yakıt ve elektrik gücüyle yağ sıkan işlikleri tek çatı altında toplamayı başaran Köstem, Urla ilçesine bağlı Uzunkuy köyü yakınlarında 5 bin 500 metrekarelik kapalı alanda bu eserleri bir araya getirdi.

Spor yaralanmaları, eklem ve diz cerrahisi konusunda uzman olan Doç. Dr. Levent Köstem'in eşi ve çocuklarıyla birlikte kurduğu Köstem Kültür Eğitim ve Müzecilik Vakfı tarafından yapımı tamamlanan Zeytinyağı Müzesi, ilk etkinliğini Dünya Zeytin Günü kapsamında çocukları ağırlayarak yapacak.

- 'Doktorlukla zeytinyağı yakından ilgili'

Levent Köstem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doktorluğun zeytinyağıyla yakından ilişkisi olduğunu, hastalarına sağlık için zeytinyağını tavsiye ettiğini ancak bununla yetinmek istemediğini dile getirdi.

Çocukluğunda üzerinde oynadığı zeytin ağaçlarının binaya dönüşmesinin üzüntüsüyle bu kültürü çocuklara aktarma hayalinin oluştuğunu ifade eden Köstem, 'Belli bir yaşa geldikten sonra insan çocukluğundaki ortamı özlüyor. Ben de o günleri anabilmek için zeytin ağacı dikmeye başladım. Sonra üretim işine girdik. Ameliyathane kadar temiz bir zeytinyağı fabrikası kurma hayaliyle işe başladık. Zaman içinde binlerce yıllık zeytinyağı kültürünü anlatmaya dönüştü bu macera.' dedi.

Yaklaşık 15 yıl önce eşiyle köy köy dolaşarak eski alet ve makinaları topladıklarını aktaran Köstem, bir çoğunu hurda ve odun olmaktan kurtardıkları bu aletlere yeniden hayat verdiklerini dile getirdi.

Müze için destek başvurularının olumsuz karşılandığını, müzeyi tamamen doktorluktan elde ettiği kazançla kurduğunu, bu proje için evini ve arsasını sattığını anlatan Köstem, şöyle konuştu:

'Dünyada kayıtlı 26 zeytinyağı müzesi var. Bunların büyük çoğunluğunu biliyorum. Burası şu anda dünyanın en büyük zeytinyağı müzesi. Bugüne kadar büyük olarak nitelenen müzelerin üç dört misli kadar. Sergilenecek malzemelerin sayısını bilemiyoruz çünkü elimizde hala depolardan çıkarılmamış malzemeler ve belgeler var. Burası aslında bir kompleks. Genelde dünyadaki müzeler, eski bir fabrika restore edilerek müze haline dönüştürülüyor. Ama burası bir enstitü şeklinde çalışacak, çok fonksiyonlu olacak. Burada her şeyi eğitime göre tasarladık.'

Çocuk bahçesi, ahşap ve seramik atölyelerinin yanı sıra sabun, hijyen ve temizlik müzesinin de bulunduğu kompleks içinde toplantı salonlarının, butik otel ve restoranın da bulunacağını dile getiren Köstem, Buca'da çocukluğunun geçtiği sokağı, bakkalı ve kahvehaneyi de müze içine taşıdıklarını ifade etti.

- Öncelik çocuklara

Müzenin bölgedeki 8 köye önemli katkısının olacağını anlatan Köstem, Anadolu'daki zeytinyağı kültürünün dünyaya anlatılması açısından büyük faydalar sağlayacak müze için henüz turizm temsilcileriyle görüşme imkanı yakalayamadığını ifade etti.

Köstem, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Burası herkese açık bir yer olacak. Ancak önceliğimiz çocuklar. Tedavi için gelen çocukları izliyorum ellerindeki tabletler dışında ilgi alanları yok. Soruyorum, çoğu armut ağacı görmemiş. Onlar için de burada bir çocuk bahçesi yaptık. Bu coğrafyada yetişebilen tüm ağaçları yetiştiriyoruz. Çocuklar buraya gelip çapa yapacak, tarım dersi görecek. Önümüzdeki yıldan itibaren burada Çocuk Zeytinyağı Festivali düzenleyeceğiz. Okullarla iletişim kuracağız. Bu kültürü çocukluktan aşılamak istiyoruz.”

- Nakkaş Osman'ın çizimleriyle

Bazı özel okulların henüz müze açılmadan öğrenci göndermeye başladığını, Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı ile temasa geçerek çeşitli programlar düzenlemek istediklerini aktaran Köstem, müze içinde yer alan Osmanlı zeytinyağı işliğinin özel olarak çocuklar için tasarlandığına dikkati çekti.

Padişah 3. Murat'ın oğlu Şehzade Mehmet'in sünnet törenini anlatan Nakkaş Osman'a ait Surname-i Hümayun eserinde zeytinyağı sıkımı için kullanılan işliğin resmine bakarak çocukların el gücüyle döndürebileceği bir işlik yaptıklarını dile getiren Köstem, çocukların ağaçtan topladıkları zeytinleri eski yöntemlerle yağa dönüştürebileceklerini belirtti.

Kaynak: AA