GRAFİKLİ- İnsan Kaçakçılarını Cezalar Da Yıldırmıyor

EFSUN YILMAZ / MUSTAFA YILDIRIM - Yunan adalarına ulaşmak için Ege kıyılarına gelen binlerce sığınmacıyı yasa dışı yollardan yurt dışına kaçıranlara yönelik operasyonlarda tutuklu sayısının hızla artması insan kaçakçılarını vazgeçirmiyor.

Kaçırdıkları her bottan en az 30 bin dolar kazanan kaçakçıların sorumluluktan kurtulmak için yüzme dahi bilmeyen sığınmacıları dümene oturtması kazalara davetiye çıkarıyor.

AA muhabirinin İzmir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ve İzmir İl Jandarma Komutanlığından aldığı bilgilere göre İzmir'de yıl başından bu yana yapılan operasyonlar sonucu yakalanarak tutuklanan kişi sayısı 584'e ulaştı. Sahil Güvenlik Komutanlığının yürüttüğü operasyonlarda tutuklananlar da eklendiğinde sayının 700'e yaklaştığı tahmin ediliyor.

Mahkemeye sevk edilen zanlılar, "doğrudan veya dolaylı olarak maddi çıkar sağlamak amacıyla bir yabancıyı yasal olmayan yollardan ülkeden çıkmasına imkan sağlamak" suçlamasıyla TCK'nın 79. maddesine göre yargılanıyor. Yasaya göre göçmen kaçakçılığı suçu hangi şekilde işlenirse işlensin, cezası 3 yıldan 8 yıla kadar hapis ve 10 bin güne kadar adli para cezası olarak öngörülüyor.

Göçmen kaçakçılığı suçu teşebbüs aşamasında kalsa dahi fiil tamamlanmış gibi ceza veriliyor. Göçmenlerin işlenen suç nedeniyle hayati tehlike yaşaması veya onur kırıcı muameleye tabi tutulmaları halinde verilecek ceza, yarısından üçte ikisine kadar artırılabiliyor. Örgütsel faaliyet halinde de cezalar yarı oranında artırılıyor. İnsan kaçakçılığı suçlamasıyla alınan cezalar ertelenemiyor, paraya çevrilmesi ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılması mümkün olmuyor.

Ölümle sonuçlanan olaylarda ise zanlılar, "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçlamasıyla 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanabiliyor.

-"Yolcubaşı" ve "emanet kasa" kritik önemde

Göçmen kaçakçılığı şebekeleri 3 ayaklı yapılanmadan oluşuyor. Genelde kendi olanaklarıyla yurda girerek kıyı şeridine gelen göçmenler, sosyal paylaşım sitelerindeki gruplar ya da tanıdıkları aracılığıyla ulaştıkları "yolcubaşı" tabir edilen şebeke üyeleriyle temasa geçerek pazarlık yapıyor.

Ödeme sistemi ise "emanet" yöntemiyle işliyor. Uygulamaya göre para, "emanet kasa" ya da "mektep" olarak tabir edilen iş yerine veriliyor. Komisyon karşılığı hizmet veren "emanet kasa", geçiş ücretini aldığı göçmene bir kod veriyor ve göçmenin karşıya geçtikten sonra telefon ederek isim ve kodunu söylemesi halinde parayı organizatöre iletiyor.

Göçmenler, "ara organizatör" olarak tabir edilen şahısların temin ettiği araçlarla ya da kendi olanaklarını kullanarak taksilerle denize açılacakları kıyılara geliyor. Burada "çıkış organizatörlerinin" ayarladığı, kapasitesinin çok üzerinde doldurulan bot ve tekneler, sabahın erken saatlerinde yola çıkıyor. Botları çalıştırarak kıyıdan biraz açıldıktan sonra dümeni bir göçmene bırakan çıkış "organizatörleri", yüzerek kıyıya dönüyor ve diğer botu hazırlıyor.

Kaçak geçiş için kişi başına en az bin 200 dolar alan insan kaçakçılarının, bot başına en az 30 bin dolar kazandığı tahmin ediliyor. Kazancın yüksek olması nedeniyle özellikle kendisi de Avrupa'ya gitmek için para biriktiren sığınmacılarla çeşitli suçlardan sabıkası bulunanların, insan kaçakçılığına yöneldiği belirtiliyor. Bunun yanında göçmen kaçakçılığı operasyonlarında son dönemde çok sayıda taksi şoförü, balıkçı ve tekne turu düzenleyen esnafın da yakalandığı belirtiliyor.

Bot veya tekne başına kazanç hesabı yapan, çoğu zaman 6 kişi kapasiteli bir bota 20-25 kişiyi bindiren kaçakçılar, olası kazalarda "ölüme sebebiyet verme" suçlamasından kurtulmak amacıyla bot ve teknelerin dümenini, deniz aracı kullanma tecrübesi olmayan hatta yüzme dahi bilmeyen sığınmacılara teslim ediyor.

Ege Denizi'nde yaşanan çok sayıda ölümlü kazanın bundan kaynaklandığına dikkat çeken emniyet yetkilileri, son olarak Dikili'de  20 kişinin ölümüyle sonuçlanan teknenin de bir göçmenin idaresine bırakıldığının tespit edildiğini bildirdi.

-"Cezalar caydırıcı değil"

Sığınmacı ve göçmenlere hukuki danışmanlık desteği veren Mültecilerle Dayanışma Derneği (MülteciDer) Yönetim Kurulu Başkanı avukat Eda Bekçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, göçmen kaçakçılığı suçunun ciddi cezai yaptırımları olmasına rağmen hem göçmen hem organizatör sayısının arttığını söyledi.

Cezaların caydırıcı olmadığını savunan Bekçi, Yunanistan'da bu suça verilen cezanın daha yüksek olduğunu, organizatörlerin tekne veya bottaki kişi sayısı kadar katlanan oranlarda cezalarla yargılandığını belirtti.

Kaçakçıların, göçmenlerin mağduriyetini istismar ettiğini, hayatında bota binmemiş insanların dümenin başına oturtulduğunu anlatan Bekçi, yakalanan göçmenlerin de kaçakçı olarak yargılandığına dikkat çekti.

Suç örgütlerinin gün geçtikte güçlendiğini, gelecekte mücadele edilmesi çok zor bir büyüklüğe ulaşacağını ileri süren Bekçi, Türkiye'den üçüncü ülkelere iltica etme yollarının kapatılmasının kaçakçılığa davetiye çıkardığını öne sürdü.

Bekçi, şöyle konuştu:

"Sığınmacıların Türkiye'de yaşama, ikamet etme şansları var ama çalışma izinleri söz konusu değil, sosyal haklara ulaşamıyorlar. Sığınmacılar, kendilerini Türkiye'de kapana kısılmış hissediyorlar ve bu durum onları kaçakçıların kucağına düşürüyor. Suçlular açısından durum iştah kabartıcı. Türkiye'deki sığınmacı sayısının yüksek olmasını bir fırsat olarak görüyorlar. Son dönemde daha önce hiç suça bulaşmamış insanların da kazancı nedeniyle bu işe soyunduklarına şahit oluyoruz."

-Rakamlar katlanarak artıyor

İzmir İl Jandarma Komutanlığı verilerine göre 2015 yılında 585 olayda 19 bin 689 göçmen yakalandı, göçmen kaçakçılığı suçlamasıyla mahkemeye sevk edilen 657 kişiden 252'si tutuklandı.

İzmir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü verilerine göre de 2015 yılında, göçmen kaçakçılığından tutuklanan kişi sayısı geçen yıla göre 4 kat artarak 77'den 332'ye çıktı. Tutuklananların 264'ü Türk, 63'ü Suriyeli, 3'ünün ise farklı ülke uyruklu olduğu tespit edildi. Operasyonlarda yakalanan göçmen sayısı da aynı dönemde 938'den 11 bin 679'a yükseldi.

Kaynak: AA