Köy Korucuları: Silahlı Mücadele Bitti, Sıra Fikri Mücadelede

Türkiye Geçiçi Köy Korucuları ve Şehit Aileleri Federasyon Başkanı Orhan Kandemir, koruculuğun, en basit tanım ile kendi ev, köy ve ailesini bile bırakarak devletin yanında olmak olduğunu belirtti.

Türkiye’nin son zamanlarda attığı her adımı desteklediklerini belirten Kandemir, "Vatan sevmek her koşulda devletin yanında olmak demektir. Barışı sağlamak bütün savaşlardan daha zordur. Devletimiz zor olanı başarmak ve 76 milyon vatandaşımızı terör belasından kurtarmak gayretindedir. Dünyaya, ülkemizi bölmeyi hiç kimsenin gücünün yetmeyeceğini gösterdik. Şimdi sıra, fikri mücadelemizde aynı başarıyı göstermektir.” dedi.

Mardin’in Ömerli ilçesinde Ömerli Geçici Köy Korucuları Derneği tarafından dayanışma yemeği düzenlendi.

Ömerli Gazi Yatılı Bölge Okulu'nda düzenlenen dayanışma yemeğine Mardin Valisi Turhan Ayvaz, İl Jandarma Komutanı Albay Vural Erol, Ömerli Belediye Başkanı Yılmaz Altındağ, Mardin Emniyet Müdürü Derviş Kara,Ömerli Kaymakamı Tekin Erdemir, Türkiye Geçiçi Köy Korucuları ve Şehit Aileleri Federasyon Başkanı Orhan Kandemir ve 160 geçici köy korucusu katıldı.

"SİLAHLI MÜCADELE BİTTİ, SIRA, FİKRİ MÜCADELEMİZDE AYNI BAŞARIYI GÖSTERMEK"
Dayanışma yemeğinde konuşan Türkiye Geçiçi Köy Korucuları ve Şehit Aileleri Federasyon Başkanı Orhan Kandemir, korucuların, her zaman olduğu gibi vatanın birlik ve teminatı için mücadelesini sürdüreceğini belirtti.

Kandemir, şöyle konuştu: ”Sizler ayrılıkçı fikirlerin söylemlerini hiçbir zaman dikkate almayın. Biz korucular, her koşulda nasıl devletimizin yanında isek devletimiz de her zaman bizim yanımızda olacaktır. Koruculuk, bir meslek değil bir yaşam mücadelesidir. Her zaman on yıl sonrası ülkemizin nasıl daha huzurlu ve refah içinde olacağını tartışıyoruz. Bütün silahlı arkadaşlarımızın umutsuzluğa kapılmamasını istiyorum. Bizler her zaman devletimizin yanındayız.” şeklinde konuştu.

"CEHENNEMİN YAKMAYACAĞI GÖZ VATANINI ÜLKESİNİ BEKLEYEN GÖZDÜR"
Mardin Valisi Turhan Ayvaz ise şimdiye kadar korucuların çok kutsal ve hassas görevler yaptıklarını belirtti.

Ayvaz, şu anda bir çözüm sürecine girildiğine işaret ederek, şuyle devam etti: "Hepinizin kafasında bir soru işareti vardır. Bundan sonraki bizim için süreç ne olacak diye. Bugün sayın bakanımız bize haber yolladı. Siz korucular için devlet her zaman sizin yanınızdadır. Bundan sonraki sosyal haklarınız için özlük haklarınız için daha güzel bir çalışma yapmakta ve kısa bir zamanda müjdeli haberler alacaksınız.
Dinimizde en kutsal görev vatan bekçiliğidir. Cehennem'in yakmayacağı göz vatanını, ülkesini bekleyen gözdür. Kutsal görevden sonra devlet elbette ölünceye kadar yanındadır. Zaten şimdiye çıkartılan bu karışıklıklar baştan beri bir hayaldi. Biliyorsunuz, 90 yıl öncesinde ülkemizde sadece dağdaki birkaç insana karşı değil, dünyanın en büyük, en güçlü devletlerine karşı mücadele eden bir milletiz. Yetmedi Avrupası, Avustralya’ya kadar, asker getirdiler. Ama bir karış toprağı alamadılar. Dolayısı ile bizde toprak verme diye bir kavram mümkün değildir.

Ancak burada 76 milyon insanın hepsi birer birer şehit edilmesi gerekir ki ancak bir karış toprak alınabilir. Bu da fiziken imkânsızdır. Neden biz bu kadar ülkemize, toprağımıza bu kadar gönül veriyoruz. Şundan dolayı, çocukluğumuzdan beri yetişirken daima kafamızda şu var. Bizim kırmızı çizgilerimiz vardır. Cenabı Hakk'ın bize verdiği hükümler vardır. Bizi direk Cehennem'e götürecek ilkeler vardır. Nedir onlar anne babaya saygısızlık vardır. İnsanlığı öldürmek, zina, yetim hakkı, kul hakkı yemek gibi, insanı direk Cehennem'e götüren kurallar vardır. En büyük kurallardan birisi de bu kebair dediğimiz kurallardan biri de cepheyi terk etmektir. Biz bir karış toprağı başkasına teslim edersek zaten direk Cehennemlik oluruz. Onun için bizim bilinçaltımızdaki bu şuurumuz şimdiye kadar tarihte bir karış toprağı şehit olmadan verdirmemiştir.

Avrupa’yı ekonomide bu kadar zorladığımız için onlarda böyle değişik kumpaslar kuruyor. Sebebi şudur; bakın dünya üzerindeki özellikle ekonomide, inşaatta dünyada ilk 3’e giriyoruz. Tekstilde diğer sanayilerde de ilk 3’e giriyoruz. Avrupa’yı ekonomide bu kadar zorlasak onlar da böyle değişik kumpaslar kurarlar. Yani karışıklığın bazılarının Avrupalıların özünde bu vardır. Fakat sonunda ne oluyor şimdiki geldiğimiz nokta gibi herkes yanlılığın farkına geliyor. Doğru yola geliyor. Bundan sonra ne olacak, inşallah ülkemiz kanatlanacak. Bakın yıllardır IMF faizinden ve borcundan, doğan çocuğumuz borçlu doğarken, iki hafta sonra bu borcumuz olan 400 milyon dolar borcumuzu ödüyoruz. Şimdi biz onlara 5 milyar dolar kredi açıyoruz. Bu dahi ülkemizde içimizde yaşayan bazılarını rahatsız ediyor. Ülkenin ekonomisi kötüye gitse daha rahat edecekler. Biz siyasete karışmıyoruz. Mardin’in önü çok açık ova sulandığı zaman yıllık ortalama milli gelir kişi başı 10 bin, 30 bin dolara dayanacaktır. Sadece biz samimi bir şekilde tarihimize kadim tarihimize sahip çıkalım. Birlik ve beraberlik içinde yaşayalım. Tek yapacağımız budur.”

İl Jandarma Komutanı Albay Vural Erol ise her zaman yanlarında gördüğü köy korucularına teşekkür ederek, "Dün nasıl ki sizlerle idik, şimdi de sizlerle birlikte ve yanınızdayız." dedi.

Mardin Valisi Turhan Ayvaz, İçişleri Bakanı Muammer Güler'in selamını koruculara ileterek, "Sizler yalnız değilsiniz. Sizler her zaman olduğu gibi yine her türlü sosyal hakkınız ve güveninizle birlikte devlet sizlerin yanınızda olacaktır. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın." diye konuştu.