Cem Garipoğlu'nun Adli Tıp Kurumu'na Sevkine Karar Verildi

Liseli Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun, cinayet günü akıl ve ruh sağlığının yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu'na sevkine karar verildi. Kararı değerlendiren Süreyya Karabulut, "Adli Tıp Kurumu'nun önceki sperm skandalından ötürü güvenilirliği tartışılır haldedir" dedi.
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmanın sona ermesinin ardından katil zanlısı Cem Garipoğlu ile babası Mehmet Nida Garipoğlu, ayrı ayrı cezaevi araçlarıyla adliyeden ayrıldı. Adliyeden çıkan Münevver'in annesi Nagehan Karabulut açıklama yapmazken, baba Süreyya Karabulut ile ailenin avukatı Rezan Epözdemir açıklama yaparak, duruşmayı değerlendirdi. Mahkemenin her iki tarafında taleplerini değerlendirdiğini kaydeden Epözdemir, "Bütün sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Hayyam Garipoğlu ile Makbule Garipoğlu için zorla getirme kararı verildi. Nida Garipoğlu'nun ifadesi bir hikaye, bir kurgu. Ezberlenmiş bir ifade. Amaçları diğer sorumlulukları bertaraf edip, ceza almamalarını sağlamaktır. Nida Gairpoğlu bugün ilk defa 'ben sakladım' dedi. Çünkü TCK'ye göre anne, baba, eş saklarsa ceza almıyor. Yani bunu söylemesi profesyonelce çalışmanın ürünüdür" şeklinde konuştu.
Süreyya Karabulut ise, "Nida Bey duruşmada size hitaben üzüntü duyduğunu söyledi. Bu ifadeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki soruyu yanıtladı. Bunun sözde mi yoksa özde mi söylendiğinin tartışılır olduğunu ifade eden Karabulut, "Kızımın katledilişi onun vicdanını mı sızlattı. Bulunduğu ortam nedeniyle mi bunu söyledi. O kadar medeni cesareti varsa, o kadar acı duyduysa 197 günü açıklasın. Villanın içindeki kanları açıklasınlar. Cinayetin arka bahçesini açıklasınlar" dedi.
Cem Garipoğlu'nun akıl ve ruh sağlığının yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu'na sevkiyle ilgili soruları da yanıtlayan Karabulut, mahkeme kararını eleştirdi. Karabulut, Cem Garipoğlu'nun olayın öncesini ve sonrasını bildiğini ifade ederek, "İstediği yerde susma hakkını kullanıyor ve istediği yerde de önümüzdeki durulma da beyanat vereyim diyor. Böyle bir bireyin akıl sağlığının yerinde olmadığını söylemek mümkün değil. Söyledik ama Adli Tıp'a sevkine karar verildi. Biz içerde de
söyledik, Adli Tıp Kurumu'nun önceki sperm skandalından ötürü güvenilirliği tartışılır haldedir. Bizim Adli Tıp'a açılmış bir davamız var" şeklinde konuştu.
Tutuklu sanıklardan Ahmet Batur'un avukatı Mehmet Fazıl Uçar da, müvekkilinin gereksiz yere cezaevinde kaldığını söyledi. Savcılıkta Hayyam Garipoğlu'nun ismini verdiği için müvekkilinin mağdur olduğunu savunan Uçar, "Hayyam Garipoğlu'nun avukatları tarafından cezaevine avukatlar gönderilerek telkin edilmeye çalışılmaktadır. Müvekkilimi rahat bıraksınlar. Kimse gerçekleri söylememsi hususunda telkinde bulunmasın. Kendisi tutuklu tüm sanıkların en mağdurudur. Gariban bir kişidir. 1.100 lira maaşla çalışan
bir insana bir gece emir vererek Cem'in yanında bir saat kalmasını istemişler. Olay tamamen bundan ibarettir" diye konuştu.
Garipoğlu ailesinin avukatı Aytekin Kaya da mevcut sanıkların sorgulamasının yapıldığını ve duruşmanın 30 Nisan'a ertelendiğini söyledi. Cem Garipoğlu'nun Adli Tıp Kurumu'na sevki için yapılan talebin mahkeme heyetince kabul edildiğini kaydeden Kaya, "Olay anında akıl ve ruh sağlığı yerinde mi bu hususta Adli Tıp'a sevkini istedik. Heyette bunu kabul etti. bundan sonra Adli Tıp'ta oluşturulacak heyette bu konunun araştırması yapılacak" dedi.
Kaya, Cem Garipoğlu'nun tutukluluğundan beri ilk kez babası Nida Garipoğlu ile karşılaştığını belirterek, "Allah kimsenin başına böyle bir şey vermesin, baba oğlu aynı sanık sandalyesine oturtmasın. Zor bir şey. Tabi ki orada duygusal anlar da yaşandı" ifadelerini kullandı.
Hayyam Garipoğlu'nun avukatı Orhan Kaya da müvekkilinin rahatsız olduğu için duruşmaya katılmadığını belirterek, "Raporla belgeledi. Mahkemeye raporu ibraz ettik. Hayyam Garipoğlu bir sonraki celsede bulunacak" şeklinde konuştu.