KADIN VE AİLE İÇİNDE ŞİDDET

Prof. Dr. Beyhan Asma

Prof. Dr. Beyhan Asma

Kadına yönelik şiddet sosyal, kültürel, dini farklılık göstermeksizin tüm toplumların önemli bir sorunudur. Kadına yönelik şiddet, fiziksel, ruhsal ya da cinsel olabilmekte ve bu sorun kadının sorunu değil ailenin ve toplumun bir sorunu olarak sağlıksız toplumların gelişmesine neden olmaktadır.

Yasal, siyasal, idari tedbirler alınmasına karşın, dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadın şiddeti önlenemeyen bir gerçek olarak yaşamaya devam etmektedir. Şiddet, kadınların sahip oldukları hak ve özgürlüklerden yararlanmalarını ve bunları kullanmalarını engelleyen, tüm dünyada yaygın bir insan hakları ihlalidir.

Türkiye'de kadına yönelik şiddet vakalarının çok yüksek oranlarda olduğu ve artış gösterdiği bilinmekte kadınlara karşı ayırım deyimi kadınların, medeni durumlarına bakılmaksızın ve kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya diğer sahalardaki insan hakları ve temel özgürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını ve bunlardan yararlanılmasını engelleyen veya ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan ve cinsiyete bağlı olarak yapılan herhangi bir ayırım, mahrumiyet veya kısıtlama anlamına gelecektir.

Kişilere yönelik şiddet, bir insan hakkı ihlalidir. Bu nedenle günümüzde bu sorun özel alan sorunu olmaktan çıkarak toplumsal alanda tartışılmakta ve mücadelesi bir devlet politikası olarak kabul edilmektedir. Kadın-erkek eşitliğinin sağlanması, kadının insan haklarının teminat altına alınması devletlerin sorumluluğundadır. Kadına şiddete idam mı geliyor? Gün geçmiyor ki kadına şiddet haberi duyulmasın okunmasın!

Devlet adamlarımızın kadına şiddet önerisi nedir? Gün geçmiyor ki kadına şiddet haberi gelmesin. Türkiye'de kadına şiddetin önüne geçilmesi için bir takım adımların atılması bekliyor, geriye sayım başlamalı artık! Sayısız kardeşimiz, annemiz, kızımız sokakta yürürken, evde otururken, işte çalışırken hiç tanımadığı bir ruh hastası, bir sadist, bir canavar tarafından maalesef hayattan koparılıyor. Bu caniler acımasızca gözü dönmüşçesine hedef olarak seçtikleri kadınlarımızı hiç acımadan kanlarını döküyor.

Artık zaman konuşma zamanı değil bilakis tedbirleri sırasıyla alma zamanıdır, toplumsal farkındalığı hızla güçlü kılmaktır. Biz geciktikçe bir yerlerde kadınlarımıza saldırı yapılmaktadır. İnsanlık değerlerini ayaklar altına alan hiçbir caniye tahammül edilemez, sabır gösterilemez. Artık ‘Kadın Cinayetleri ‘iç barış ve huzur ortamımızı tahrip edecek boyuta gelmiştir. Artık alışılagelmiş sözler geçersizdir, vakit şiddetin kökünü kazıma vaktidir.

Türkiye'nin kanayan yarası olan kadına şiddete yönelik bir takım öneriler üzerinde durulması lazım. İşte olmuştur. Peki bu yaptırıcı önlemler neler olmalıdır? Başta ‘Ailenin Korunması' konusunda kapsamlı bir ruh sağlığı yasasının bir an evvel yasalaşması gerekir.

Hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmaksızın İyi hal indirimi, akli denge sorunu veya bir başka sebeple canilerin ceza indirimlerine imkan tanınmamalıdır. Caydırıcı, kalıcı ve kapsayıcı sonuçlar alabilmek için gerekirse idam cezası bile tartışmaya açılmalıdır. Medyada kadınlara yönelik cinayetlerin tekrar tekrar gösterilmesine izin verilmemelidir. Şiddetin beslendiği hiçbir referans insani ahlaki ve İslam dinine uygun olmaz.