GAZZE VE İNSANLIK DERSİ

Prof. Dr. Beyhan Asma

Prof. Dr. Beyhan Asma

Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır. (Şura Suresi, 39)Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak mücadele edenleri sever. (Saff Suresi, 4)

Türk Pop `unun tanınmış Şarkıcısı Yaşar ‘ın bir şarkısı vardır son zamanlarda bir hayli popüler olan güzel anlamlı sözleri ve kulağa hoş bir seda bırakan müziği ile : “Geç kalacaksın hiç yok zaman; Düşünme sakın olma pişman; Yalnız kalamaz hiçbir yaratık; Vakit yok gemi kalkıyor artık; Bu gemide ah bende olsaydım; Açık denizlere yol alsaydım; Vız gelirdi her şey inan bana; Yeter ki ben sana varsaydım; Sormuyor musun kendi kendine; Dünyada her şey dengi dengine; Aldırma saat işliyor tıktık; Vakit yok gemi kalkıyor artık; Hayat zalim yollarda pürüz; Bir damla güneş sonra hep güz; Mutlu olmak en büyük varlık; Vakit yok gemi kalkıyor artık.” Gazze tarihin gördüğü en uzun ve en zalim ablukalardan biri altında can çekişiyor. Bu ablukaya karşı koymaya çalışan zalim işgalci İsrail, sadece gıda değil, ilaç değil, aynı zamanda insanlığın onurunu rencide ediyor. Elektriği suyu kesmesi, yakıtın engellenmesi, ilaçların ulaşmaması sadece Savaşı`n ayrı bir yüzü değil, tamamı ile bir yok etme zihniyetidir. Çocukların bebeklerin bırak doğal sütü, süt tozuna ulaşamadığı, hastaların oksijen tüpü bulamadığı, kitapların dergilerin, yazılı basının dahi engellendiği bir yerde artık mesele askeri siyasi ekonomik değil, insanlığa karşı işlenen zalim bir suçtur. Bu zalimlik Hitleri bile geçmiştir. Tarih literatürün gösterdiği bir gerçek vardır: Zulüm işkence normalleştikçe buna izin verilirse bu olaya sessiz kalınırsa , adalet hak hukuk yok olur. Zalim İsrail`e karşı bir “insanlık ablukası” uygulanmalıdır. Ne diyor adaletin kılıcı Hz. Ali “ Bütün dünyayı verseler ve buna karşılık bir karıncanın ağzındaki taneyi almamı isteseler, bu zulmü yapmam.” Sayın Cumhurbaşkanımız geçenlerde bir demecinde bu konuyla alakalı düşüncesini açıkça vurgulamıştır: İsrail`in zulmü bir “dine değil, sapkın bir ideolojiye” hizmet etmektedir. Bu sözler, Filistin meselesini dini bir çatışmanın ötesine taşıyarak, bir insanlık meselesi olarak konumlandırmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın “Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs Filistinlilerindir” çıkışı, sadece diplomatik bir söz değil, tarihe geçmiş bir sözdür, büyük bir bildiridir. Gelecekte vicdanların sorgulanacağı geniş yürektir. Netanyahu`yu Hitler ideolojisi ile benzerlikte eş görmek, tarihin acı deneyimlerinden çıkan zalimleri tekrar hatırlatan iyi bir benzetmedir. İşte ”Dünya Beşten Büyüktür” sözü bir kez daha karşımıza çıkıyor. Tarihin derin sayfalarını geriye doğru çevirirsek, Haçlı Kuşatmalarının anlatıldığı Kudüs Tarihinde şehrin açlıkla susuzlukla teslim alınmaya çalışıldığına şahit oluruz. Kudüs`ün kapılarında yaşanan bu trajik drama , sadece askeri değil sivil halkın çaresizlikle insani ihtiyaçlardan mahrum bırakılarak sınandığı bir kara tarih sayfasıdır. Bugün Gazze`de yaşananlara baktığımızda aynısını görürüz. Modern dünyada, üst teknolojilerin yaşandığı 21. Yy da kuşatma biçimidir; tankların tüfeklerin yerini diplomatik suskunluk durgunluk ve yaptırım korkuları almıştır. Ama zalimliğin metodolojik yapısı yöntemi geçmişte yaşanılanların tıpkısının aynısıdır. Bu direniş insani hareket ümmeti Müslümanı birleştirmiş bir araya getirmiştir, dünya ayağa kalkmıştır. Mevlana`nın çok beğendiğim bir sözü vardır: “Duvarların yardımı olmasa evler, ambarlar nereden meydana gelirdi?” İçinde yaşadığımız gün bu gün Gazze için sesini yükseltmeyenler, yarın bir gün geldiğinde kendi vicdanlarının içinde azap çekecektir. İnsanlık işgalcinin karşısına çıkar ona zırhı andıran büyük bir duvar çekerse bu zor görevi hakkıyla yerine getirmiş insanlık kazanmış olur. İşgalci İsrail`e insanlık ablukası uygulanmadıkça bu trajedi, bu insanlık ayıbı hiçbir zaman kapanmayacaktır.