SİHİRLİ MİKROFON'UN YÜZSÜZLERİ

Yorgunum.
Ama çok yorgunum.
Gariptir, bu yorgunluk daha da dinlendiriyor beni.
Beyaz Futbol ve Derin Futbol'un ertesi,
Malumunuz daha da yoruyor beni.
Tatlı yorgunluk.
Huzur dolu bir yorgunluk.
Hemen diğer işlere başlatıyor salı gününün ilk ışıkları beni.
medyahaber.com ve diğer prodüksiyon çalışmalarım.
Mutsuz değilim çok şükür.
Koştukça daha da dinleniyorum.
Hele bir de davetler olunca,
Değmeyin keyfime.
Bu hafta Zorlu'da iki büyük organizasyona katıldım.
İki gece üst üste.
İlkinde Fatih Belediyesi'nin muhteşem organizasyonuna;
Sihirli Mikrofon Ödülleri'ne katıldım.
Salı günüydü.
Sayın Başkan gönül dostu Mustafa Demir Beyefendiyi yürekten kutlarım,
Radyocuları unutmadı, unutturmadı.
Ödüllerde ise ufak tefek sıkıntılar vardı.
Kendisine de söyledim.
Durumdan haberi fazlası ile var.
Öncelikle hak ederek ödül alanları yürekten kutlarım.
Herkes değil ama bazıları var ya bazıları...
Gezi ve 17 Aralık döneminde 'ÇIĞIRTKANLIK' yapanlar,
Kul hakkına girerek iftira atanlar ,
Ödüle doyuruldular.
Utanmadan !
Sıkılmadan !
Yüzsüzce geldiler,
Ödül aldılar.
İftira attıkları, hakaret ettikleri adam gibi adamın (Mustafa Demir) yüzüne bir şey yokmuş gibi baktılar.
Hatta onunla el sıkıştılar !!!
Sahneye çıktığında sırtını Başkan Demir'e dönerek dakikalarca konuşan radyocu ?
Ah Canım Türkiyem !!!
Midem bulandı.
Kendileri gibi düşünmeyenlere 'Yalaka' diyerek radyolarında nara atanlar,
Yüzüme hatta gözümün içine sahte sahte, utanmadan baktılar.
Neyse !
Güzel olan şeyler de vardı.
Fatih Belediyesi'nin muhteşem organizasyonu,
Ve Başkanı Sayın Mustafa Demir'in muhteşem misafirperverliği .
Kendisine yakın zamanda iftira atanlara,
Öyle bir cevap verdi ki,
Tokat gibiydi !
Nankörlerin gönlünü çaldı.

KOD ADI K.O.Z. VE ...
Gelelim Çarşamba'ya.
Hava buz.
Garip bir heyecan var içimde.
Bir gün önce geldiğim yere,
Bu defa film izlemek için gidecektim.
Zorlu'daydım yine.
KOZ'um vardı elimde.
Kullanacaktım o gecede.
KOD ADI K.O.Z.'a
Gittim.
KOD ADI K.O.Z.'u
İzledim.
Ellerim terledi.
Yüreğim sıkıştı.
Sıkıldım.
Hem de çok.
Filmden değil.
Yaşananlardan,
Bu ülkeye yaşatılanlardan.
Emeği geçenlerin, oynayanların, yönetmenin, yapımcının herkesin eline sağlık.
Çok iyi anlatılmış.
Anlamak ise çok kolaylaştırılmış.
Herkesin anlayacağı dilden, gözden yapılmış.

Rahmetli Muhsin Başkan'ın sahnesinde göz yaşımı tutamadım,
Paralel oyunlara lanet okudum !
'Ya SEN olmasaydın' dedim ?
Ne olurdu bu ülkenin hali ?
Gezi hayranlarına yalvarasım geldi ,
Atmak istedim sokağa kendimi,
Haykıracaktım avaz avaz ne olur gelin izleyin şu FİLMİ!'
Görün kim, kimlerle yapmış bu hain planı ?
Ve dedim ki sessizce içimden,
'Tasalanma Yiğidim Zaman Bizden Yanadır!'
Ve yine dedim ki sessizce içimden,
'Hepimiz FİDAN'ız bizi toplayınca Amazon ormanları kadarız!'
Radyoların, radyocuların Kralı Afrikalı Ali'yi ise ayrıca tebrik ederim.
Kısa rol almış ama iyi oynamış.
Esas tebriği ise cesaretinden dolayı fazlası ile hak etmiş.
Kendisine oyuncuyum diyen 'korkak oyunculara' taş çıkartmış.

Film birden bire bitti.
Bir mesaj verilerek; FİLMİN DEVAMI GELECEK, İKİNCİSİ DE ÇEKİLECEK!
Öyle bir sahnede kesildi ki film.
Yürekler ağızlara geldi.

Tek bir eleştirim var KOD ADI K.O.Z. için;

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın yüzüğüne takıldım.
Yüzüğüne de değil ,
Yüzük taktığı parmağına!
Filmin röportaj sahnesinde Sayın Erdoğan'ın sol eline ve parlayan yüzüğüne dikkat kesildim.
Sayın Erdoğan hiç bir zaman sol el parmağına yüzük takmaz,
Yüzük sağda olmalıydı.
Bu da nazarı olsun KOZ'un,
Türkiye'nin tek sıkıntısı,
Erdoğan'ın sağ yerine sol ele takılan yüzüğü olsun!



Ve son olarak diyorum ki;
İki bulut arasında kalan dostlara,
Vakit varken gidin, görün karar verin.
N'olur gidin bakın neler yapmışlar ?
Nasıl kandırmışlar?
Beni,
Seni,
Onu,
Bizi,
Sizi,
Hepimizi,
Türkiyemizi!
Gidin...