Topkapı Sarayı’nın Bir Zamanlar Enkaz Olduğunu Biliyor Musunuz?
İçinde bizzat padişahların namaz kıldığı 'BEŞİR AĞA' camiiİçinde bizzat padişahların namaz kıldığı 'BEŞİR AĞA' camiidare eden Divan-ı Hümayun Toplantılarının yapıldığı Kubbe altı salonun giriş kısmı 400 sene önce dünyayı idare eden Divan-ı Hümayun Toplantılarının yapıldığı Kubbe altı salonun giriş kısmı ' bahçesinin sağ tarafındaki saray mutfağına giriş kapısıSaray bahçesinin 'BİRUN' bahçesinin sağ tarafındaki saray mutfağına giriş kapısınlerde Cami olması için hazırlık yapılan Ayasofya ile dopdolu. Tabiri caiz ise bir kısmımız Ayasofya ile yatıyor, Ayasofya ile kalkıyor. Ben de bir değişiklik yapıp Ayasofya'yı değil onun hemen yanı başında bulunan Topkapı Sarayı'nı yazmak istedim.Ama yok yok hayır yanlış anladınız. Sarayın kim tarafından kaç tarihinde yaptırıldığı, bugün müze olarak kaç lira gelir elde ettiği gibi konulara girmeyeceğim. Benim konum biraz eski ve biraz can yakıcı…
Pandemi sürecinden biraz önce Dolmabahçe Sarayı'na gitmiştim. Saray rehberi, sarayı ve içinde yaşanan hayatı anlatırken yanımdaki adam yanındaki kadına;
“ Vay be adamlardaki satafata, lükse, israfa bak. Ne hayat yaşamışlar”dedi.
Yanında eşi olması muhtemel hanımefendiye bu sözleri söyleyen abi muhtemelen hiç Avrupaya çıkmamıştır. Çıkmışsa da işçi olarak fabrika koridorlarından başka bir şey görmemiştir. Zira Almanya'da bırakın Alman Kralı'nın sarayını bir “Lord”un sarayını bile gezseydi bu “cahilce” sözleri söylemeyecekti.
Osmanlı İmparatorluğunun sarayları ve şaşaası üzerine çok söz söylenir.
Çok slogan atılır. Art niyetli insanlar kafalarındaki sapık dünyayı “Harem”e mâl eder. Bütün Cumhuriyet nesilleri, okul kitaplarında “Maliyenin iflası ve saraylarda yapılan bin bir gece alemleri arasında kurulan ilişkilerin” hikayesiyle büyümüştür.
Oysa Avrupa'nın ve Rusya'nın başkentlerindeki sarayların insanlarımız tarafından gezilmeye başlandıktan sonra daha iyi fark edilmeye başlandı ki; Bizim saraylarımız yapıldıkları çağlarda Dünyanın en mütevazı ve en sade saraylarıdır.
Unutulmasın ki, Osmanlı İmparatorluğu “Büyük Devletler” denilen kategoridendir. Hatta 1400 ile 1750 li yıllar arasında dünyanın en büyük tek hakim gücüdür. Büyük devletlerin kendilerine göre protokolleri vardır ve bu protokollerin kendine göre gerekleri vardır. 19. yüzyıldan itibaren dünya üzerinde tamamen değişen bu protokol kurallarını hiç şüphesiz ki bizim Topkapı Sarayı'nın kaldırması mümkün değildi.
Sultan Abdûlmecid Han'dan itibaren Osmanlı padişahlarının kullanmayı terk ettiği saray, o tarihten itibaren arşiv, hazine ve maliye bürokratları tarafından kullanıldı. Ayrıca tahta çıkan Osmanlı padişahları da tahta çıkma ve biat merasimlerini hatta bazıları kılıç kuşanma merasimlerini burada yaptı. O tarihlerde sağlam ve kullanmaya müsait olduğu tarihi belgelerden anlaşılan saray, ne oldu da 1930'lu yılların sonunda yani saltanatın kaldırılışının 16, hilafetin kaldırılışının 18. senesinde resimlerden de anlaşılacağı üzere tam bir harabe ve yıkıntı haline gelebildi. Bu sorunun uzmanlar tarafından açıklanmaya ihtiyacı vardır. Bir yapıyı kendi haline bile bıraksan 16 senede bu hale gelmez.
Ben sözlerimi uzatmadan resimlere geçiyorum. Buyurun 622 yıllık köklü bir maziye sahip Koca Osmanlı İmparatorluğunun en büyük sarayı olan Topkapı Sarayı'nın 1930'lu yılların sonunki pek çoğunuzun ilk defa göreceği hazin ve hüzün dolu görüntüleriyle İmparatorluğun 400 sene dünyayı idare ettiği tarihi Topkapı Sarayı'nın can yakan vaziyeti…
NOT: Bu fotoğraflar 1939 ile 1942 seneleri arasında çekilmiştir.

Saray bahçesinin 'BİRUN' bahçesinin sağ tarafındaki saray mutfağına giriş kapısı

400 sene önce dünyayı idare eden Divan-ı Hümayun Toplantılarının yapıldığı Kubbe altı salonun giriş kısmı

Fatih Sultan Mehmed Han'ın Topkapı Sarayı'ndan önce ev olarak kullandığı ve bugün Arkeoloji Müzesi'nin bahçesindeki Çinili Köşk

İçinde bizzat padişahların namaz kıldığı 'BEŞİR AĞA' camii

İçinden Sancak Valiler, Kadılar, Beylerbeyi çıkan Enderun Mektebi'nin iç kısmı
Yasal Sorumluluk
Sitemizde yayımlanan köşe yazıları ve yorumlar yazarların kendi görüşleridir.
Tüm hukuki ve cezai sorumluluk yazarlara aittir.
Site yönetimi bu içeriklerden dolayı sorumlu tutulamaz.
Tüm hukuki ve cezai sorumluluk yazarlara aittir.
Site yönetimi bu içeriklerden dolayı sorumlu tutulamaz.
Yazarın Önceki Yazısı
Aslında Bütün Suç Minik Merdan’ı Ünlü Yapamayanlarda…
Aslında Bütün Suç Minik Merdan’ı Ünlü Yapamayanlarda…
Yazarın Sonraki Yazısı
Ayasofya İle İlgili Bakanlar Kurulu Kararı Sahte Mi?
Ayasofya İle İlgili Bakanlar Kurulu Kararı Sahte Mi?

