Hiçbir Belirtisi Yoktu Böbreginde Tümör Tespit Edildi Açiklamasi Robotik Cerrahi Ile Sagligina Kavustu
Her yil düzenli check up yaptiran 52 yasindaki Mehmet Akif Gül, erken evre böbrek kanserine yakalandigini ögrendi. Hiçbir sikâyeti ve belirtisi olmamasina ragmen çok zor tespit edilebilecek olan sol böbreginin altinda 4 santimlik tümör tespit edilen hasta, kapali yöntemle gerçeklestirilen ‘Parsiyel Nefrektomi’ robotik cerrahi islemiyle sagligina kavustu.

Kitleyi aldirmak için hemen arastirmalara baslayan aile, Ataköy Medicana Hastanesi’nde Üroloji Uzmani Prof. Dr. Yilmaz Aslan’a basvurdu. Prof. Dr. Yilmaz Aslan ve Genel Cerrahi Uzmani Op. Dr. Sinan Binboga tarafindan kapali ameliyata alinan hastanin operasyonu 2 buçuk saatte tamamlandi. Kitlesi tamamen temizlenen ve sagligina kavusan Gül, 3 günde taburcu oldu.
“Esimin israri sayesinde check up yaptirdim”
Düzenli olarak her yil check-up yaptirdiklarinin altini çizen Mehmet Akif Gül, “Is yerim Izmir’de. Ben ilk basta check up için Istanbul’a gelmek istemiyordum. Ama esim israr etti. Mutlaka gelmemi istedi. Ben de kiramadim ve geldim. Check up sonrasi ultrason yapan hocamiz, sol böbregimde alt kisimda bir kitle tespit etti. Hemen ekrani çevirip bana göstererek ‘bunu hemen aldirmanizi tavsiye ederim’ dedi.
O andan itibaren bütün psikolojim degisti. Önceliklerim ve hayata bakis açim, her seyim degisti. O psikolojide hizlica karar vermem, harekete geçmem gerekiyordu” açiklamasi yapti.
“Süreçle ilgili doktor tarafindan tek tek bilgilendirildik”
Birkaç arastirmanin ardindan ailesiyle Prof. Dr. Aslan’i bulduklarini belirten Gül, “Kendisi çok idealist. Onunla konusarak süreçle ilgili çok rahatlatici bilgiler aldik. Ardindan kendimi ona teslim ettim. Çok da hakli oldugunu ameliyat sonrasi gördüm. Çok iyi bir süreç geçirdik, kisa sürede operasyon bitti. Hekimlik çok kutsal bir meslek” seklinde konustu.
“Benim hatam kilo almak ve dengeli beslenmemekti”
Hayati boyunca sigara içmedigini söyleyen Gül, “Ama kilo aldim. Aslinda mesleki hastalik. Is yerindeyken metabolik sendrom geçirdim. O da hizli ve düzensiz beslenme, hareketsizlikten kaynakli sikintiydi. Aslinda seker ve tansiyonumun baslama hikâyesi de bu. Ardindan düzenli spor yaptim, kilomu düsürdüm ancak devamli hale getiremedim. Benim hatam da buydu” dedi.
“Bu yöntemle uzun vadede böbrek fonksiyonlarini koruyoruz”
Hastanin tansiyon ve seker disinda hiçbir cerrahi öyküsü olmadigini belirten Prof. Dr. Yilmaz Aslan, “Tedavisi için mümkünse sadece tümörlü dokunun çikarildigi ‘Parsiyel Nefrektomi’ dedigimiz ameliyati yapmayi en ideali olarak gördük. Amaç tümörlü dokuyu çikartmak. Saglikli böbrek dokusunu hastada birakmak. Bu sekilde bu hastalarin orta uzun dönemde böbrek fonksiyonlarini koruyoruz. Ve genel sagliklarina katki da sagliyoruz. Aslinda genel cerrahiden bir arkadasimizla beraber bu ameliyati gerçeklestirdik. Çünkü hastamizin çok genis bir göbek fitigi vardi. Hastamizin bundan sonraki süreçte ekstra bir korkulacak bir durumu yok. Genel yasam tarzini degistirmesi gerekiyor. Tansiyon sekerini kontrol altina almasi gerekiyor. Kilo vermesini istiyoruz. Göbek için korse kullanmasini isteyecegiz. Patoloji sonucumuz bir hafta içerisinde çikacak. Bir hafta sonraki süreçte bu hastaya benim tahminim ek bir tedavi gerekmeyecegi yönünde” açiklamasinda bulundu.
“Tespit edilmeseydi orta vadede çok büyük bir böbrek tümörüyle karsi karsiya kalabilirdi”
Prof. Dr. Yilmaz Aslan, “Tümörün tahminen birkaç yil içinde 4 santimetreye geldigini düsünecek olursak tümör tespit edilmeseydi muhtemelen kisa- orta vadede çok büyük bir böbrek tümörüyle karsilasacakti. Belki de yayilacakti ya da cerrahisi daha zor olacakti. Tüm böbregin alinmasi gerekecekti” dedi.
“4-5 delikten yapilan minimal invaziv bir ameliyatti”
Genellikle bu tip hastalarda tedavinin geleneksel açik cerrahiyle yapildigini belirten Prof. Dr. Aslan, “2000’li yillardan sonra ise hayatimiza robotik cerrahi girdi. Bu cerrahi yöntem; daha az agri, daha az kanama, daha kozmetik olmasi ve daha ince isçiligi tatbik edebilme gibi avantajlari nedeniyle son zamanlarda tercih edilen bir tekniktir. Hastaya önerimiz ve onun da tercihi sonrasinda bu operasyonu gerçeklestirdik. 4-5 delikten yapilan minimal invaziv bir ameliyatti. 2,5 saat sürdü. Cerrahisi zor olan vakalarda bu saat uzayabiliyor. Hasta, ameliyattan 48-72 saat sonra kendine geliyor” ifadelerini kullandi.
“10 santimetreye kadar olan tümörlerde uygulanabilir”
Bu operasyon için tümör boyutunun önemine deginen Prof. Dr. Aslan sunlari söyledi:
“Tümör boyutu kabaca 10 santimetreye olan kitlelerde bu ameliyat uygulanabilir. Sadece boyut degil, kitlenin yerlesimi de oldukça önemlidir. Böbregin atardamarina, toplardamarina, idrar havuzcuklarina yakinligi; tümörün böbregin arkasinda ya da önünde olusu, üstünde ya da altinda olusu gibi birçok faktör var. Bu tümörle ilgili olanlar. Bunun disinda hastayla ilgili olan faktörler de var. Hastanin yasi, ek hastaliklari daha önce geçirilmis cerrahisinin olup olmadigi da önemlidir. Örnegin daha önce sayisiz karin ameliyati geçirmis bir kiside belki bu kapali yöntem gerçeklestirilemeyebilir. Ciddi kalp hastaliklari olan kisilerde de gerçeklestirilemeyebilir. Çünkü karin içi basinci arttirildiginda bu sefer kalple akcigerle ilgili sikintilar yasayabiliriz. Böbrekte birden fazla tümör olabilir. Bu gibi durumlarda sadece kitleyi çikartmak mümkün olmayabilir.”
“Günümüzde hiçbir belirti vermeden hastalarda böbrek tümörünün tespitinde artis var”
Prof. Dr. Aslan, “Dünyada böbrek kanserinde erkekler 6’nci sirada. Eskiden belirtiler arasinda agri, kanama ve kitle olusmasi yer alirdi. Hastalarin yüzde 10’u bu sekilde geliyor. Fakat günümüzde, Mehmet beyde de oldugu gibi hiçbir klinik bulgu vermeden rastgele olarak basvuruyorlar. Burada güncel radyolojik incelemelerin yaygin kullanilmasinin bir avantaji var. Hastalar ultrason, tomografi, check up sirasindaki incelemelerle bu kitlelerle karsilasilabiliyor” dedi.
“Asitli içecek ve tuzdan uzak durun”
Böbrek kanserine yakalanmamak için öneri ve uyarilarda bulunan Prof. Dr. Aslan sunlari söyledi:
“Asitli gazli içecekler tüketmeyin. Bol su için. Soda içmeyi de abartmamak gerekir. Mevsimlere göre sivi alimini ve hareket, egzersizi ayarlamalisiniz. Idrar renginiz koyu degil, açik olmalidir. Koyulugu sivi azligindan kaynaklanir. Tuz tüketimi sinirlandirilmalidir. Çocuklarda 3, eriskinlerde 5 gram tüketilir. Masada tuz olmamalidir. Abur cuburdan uzak durulmalidir. Özellikle patlamis misir ve cips gibi tuzlu gidalardan uzak durun. Bunlar içerigi nedeniyle orta ve uzun vadede tansiyon hastaligina zemin hazirliyor. Obeziteye de neden oluyor. Obezite de böbrek tümörü olusmasina etkide bulunuyor.”
