Cumhurbaskani Yardimcisi Yilmaz Açiklamasi 'Mayis Ayina Kadar Yillik Enflasyonda Ciddi Bir Gerileme Beklemiyoruz'

Cumhurbaskani Yardimcisi Cevdet Yilmaz, “Mayis ayina kadar yillik enflasyonda ciddi bir gerileme beklemiyoruz” dedi.

Cumhurbaskani Yardimcisi Yilmaz Açiklamasi 'Mayis Ayina Kadar Yillik Enflasyonda Ciddi Bir Gerileme Beklemiyoruz'
Cumhurbaskani Yardimcisi Cevdet Yilmaz, Ankara Sanayi Odasi’nin (ASO) 60’inci yil dönümü nedeniyle Ankara’da bir otelde düzenlenen ‘ASO 60’inci Kurulus Yili Ödülleri’ törenine katildi.

Tören, 18 Mart Sehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. yil dönümü nedeniyle saygi durusu ve Istiklal Marsi’nin okunmasiyla basladi.

Programda ASO’nun 60. kurulus yili nedeniyle bir slayt gösterisi yayinlanirken, Üretimin Ritmi Orkestrasi konser verdi.

Programda konusan Cumhurbaskani Yardimcisi Yilmaz, 18 Mart Sehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. yil dönümü nedeniyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaslari basta olmak üzere tüm sehitlere Cenab-i Allah’tan rahmet diledi. Konuklara Cumhurbaskani Erdogan’in selamlarini ileten Yilmaz, “Bir taraftan Gazze’de yasananlar, Orta Dogu’da gördügümüz barbarlikta içimizi yakiyor, yüreklerimizi dagliyor. Gida almak için sira bekleyen masumlarin dahi katledildigi bu barbarlik karsisinda tüm insanliga baris ve hayirlar getirmesini diliyoruz Ramazan’in. Bir an önce bir ateskes saglanmasini, siyasi bir sürecin baslamasini hem bölgemize, hem tüm insanlik adina bekledigimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak da Sayin Cumhurbaskanimiz, ilgili bakanlarimiz, tüm kurumlarimizla bu yönde çaba sarf etmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandi.

“Dünya genelinde manset enflasyonun düsmeye basladigini, çekirdek enflasyonun ise halen nispeten yüksek seyrettigini görüyoruz”

Covid-19 salgini ve Rusya-Ukrayna savasinin ardindan küresel ekonomide toparlanmanin yavas ve düzensiz de olsa sürdügünü belirten Yilmaz, “Küresel büyümedeki zayif seyir devam ederken, jeopolitik riskler fiyatlarin oynakligini ve risklerini arttiriyor. Bununla birlikte dünya genelinde manset enflasyonun düsmeye basladigini, çekirdek enflasyonun ise halen nispeten yüksek seyrettigini görüyoruz. Önde gelen Merkez Bankalari enflasyonu düsürmek için siki para politikasi uygulamayi sürdürüyor. Imalat sanayi özellikle gelismis ülkelerde görece zayif durumdayken, hizmetler sektörünün son dönemde hafif de olsa toparlanma içinde oldugunu görüyoruz. Böyle bir küresel iklimde geçtigimiz yildan bu yana ekonomimizde belirsizligi azaltici, tüm sektörlerin önünü daha net görebilecegi politikalari hayata geçiriyoruz. Ekonominin düsmani belirsizlik. Belirsizligi ne kadar azaltirsaniz, öngörülebilirligi arttirirsaniz ekonomiye de o derece güç vermis olursunuz” diye konustu.

Cumhurbaskanligi seçimi sonrasi is adamlariyla istisare içinde ilgili kesimlerle, isçisi, isvereni tüm taraflarla istisareler içinde hazirlanan Orta Vadeli Program ve Kalkinma Plani ile birlikte politika belirsizliklerinin de ortadan kalktigini vurgulayan Yilmaz, “Gerek para politikasi, gerek maliye politikasi, gerek yapisal reformlar konusunda oldukça detayli bir yol haritasini toplumumuzla paylastik. Bizzat Cumhurbaskanimiz, Orta Vadeli Program’i paylasti. Dolayisiyla siyasi belirsizliklerin ve politika belirsizliklerinin minimum düzeye indigi bir ortamda, öngörülebilirligin saglandigi bir ortamda politikalarimizi hayata geçiriyoruz. Bunun da üç ayagi var biliyorsunuz; para politikasi, maliye politikasi ve yapisal reformlar. Her üç sütunu da birbiriyle iliskilendirerek güçlü bir ekiple ve koordinasyon içinde hayata geçiriyoruz” ifadelerini kullandi.

“Yerel seçimler makro politikalarin degisme ihtimali olan seçimler degil”

Yerel seçimler vesilesiyle bazi tartismalar yasandigini gördüklerini aktaran Yilmaz, “Bunlarin hiçbir zemine sahip olmadigini bir kez daha buradan ifade etmek isterim. Yerel seçimler makro politikalarin degisme ihtimali olan seçimler degil. Yerel seçimler, yerel seçimlerdir. Genel seçimlerle Meclis belirlenir, hükümet belirlenir. Ulusal düzeyde politikalar belirlenir. Yerel seçimler ise ilimizin, sehrimizin yönetimiyle yerel hizmetlerle ilgili seçimlerdir. Dolayisiyla bu yerel seçim vesilesiyle makro politikalarimiz konusunda yapilan tartismalarin hiçbir zemine sahip olmadigini, spekülatif birtakim söylemlerden ibaret oldugunu ifade etmek isterim” dedi.



“Enflasyonla mücadelede mali disiplinin saglanmasi, büyümenin dengelenmesi, cari açigin azaltilmasi ve rezervlerin güçlendirilmesi için çalisiyoruz”

Enflasyonla mücadelede mali disiplinin saglanmasi, büyümenin dengelenmesi, cari açigin azaltilmasi ve rezervlerin güçlendirilmesi için çalistiklarini söyleyen Yilmaz, “Es zamanli bir sekilde bütün bu alanlarda çaba sarf ediyoruz. Dünya ekonomisi geçtigimiz yil 2023’de yüzde 3 civarinda büyürken, Türkiye ekonomisi olarak yüzde 4,5 büyümeyi sagladik. Biliyorsunuz dünya ekonomisi tarihsel ortalamalarinin altinda yüzde 3.6 civarinda son 20 yil ortalamasi, dünya büyümesi geçen yil yüzde 3 civarinda gerçeklesti. Dolayisiyla dünya ticareti ve ekonomisi tarihsel ortalamalarin altinda. Bizim ise son 20 yil büyüme oranimiz, ortalama yillik büyüme oranimiz 5.4. Biz de tarihsel ortalamamizin bir miktari altinda 4.5 olarak gerçeklesti büyümemiz. Ama dünyayla mukayese ettigimizde yine dünyanin bir buçuk puan daha üstünde bir büyüme hizini hayata geçirmis olduk. Orta Vadeli Program’da öngördügümüz büyümenin de bir miktar üstünde bir büyümeyle 2023 yilini kapatmis olduk” ifadelerini kullandi.

Yilmaz, sanayi yatirimlarinin güçlü bir sekilde yoluna devam ettigini, büyümenin kompozisyonunda yatirimlarin önemli bir noktaya dogru hareket ettigini gösterdigini kaydetti.



“Enflasyon temel meselemiz. Burada mücadeleyi uzun ve orta vadeli bir perspektifle kararlilikla sürdürmemiz gerekiyor”

"Enflasyon temel meselemiz. Burada mücadeleyi uzun ve orta vadeli bir perspektifle kararlilikla sürdürmemiz gerekiyor" diyen Yilmaz, “Dünyada da böyle, bizde de böyle. Bize özgü bir sey degil. Bütün dünyada enflasyonla mücadele belli bir zaman alan bir mücadele. Burada kararlilik göstermemiz, sabirla dogru politika, israrla ve sabirla takip etmemiz önemli. Dogrultuyu görmemiz önemli. Gündelik degisimler olabilir. Dünyada bir haber çikar, bir hadise olur, Türkiye’de konjonktürel, günlük haftalik gelismeler olabilir. Bunlari bir kenara koyarak söylüyorum. Esas mesele politika çerçevemiz ve dogrultunuzdur. Bunun sizi nereye götürdügü; dogru bir yola girmisseniz er veya geç hedefinize ulasirsiniz. Bir hafta erken olur, üç gün geç olur ama hedefinize ulasirsiniz. Dolayisiyla politika çerçevemiz ve gittigimiz yolun önemli oldugunu ifade etmek istiyorum” açiklamalarinda bulundu.

“Mayis ayina kadar yillik enflasyonda ciddi bir gerileme beklemiyoruz”

Enflasyonla mücadelede aylik sonuçlar almaya basladiklarini söyleyen Yilmaz, “Ocak ve subat biraz beklentilerin üstünde geldi. Çesitli sebeplerle burada vakit açisindan detayina girmek istemiyorum. Ama giderek ivme kaybediyor, kaybedecek. Martla birlikte bunu daha da görecegiz insallah. Mayis ayina kadar yillik enflasyonda ciddi bir gerileme beklemiyoruz. Mayistan sonra yaz aylarinda haziran enflasyon rakamlarini aldigimizda, ki haziranin rakami çikiyor biliyorsunuz. Ama hazirandan baslayarak fiilen yillik bazda enflasyondaki belirgin düsüsleri de görecegiz. Yilin ikinci yarisinda bu düsüsleri görecegiz. 2025yili için Orta Vadeli Program’da öngördügümüz yüzde 15’ler civarinda bir enflasyon. 2026 için ise tek haneli enflasyona yeniden dönüsü öngörüyoruz. Buna göre bütün planimizi, programi yapmis durumdayiz” dedi.

Yilmaz, cari açikta bir gerilemenin oldugunu, cari açigin 2023 ortalarinda 60 milyar dolarlara kadar çiktigini ifade etti.



“Türkiye’de sürdürülebilir kalkinmanin önündeki en büyük engellerden biri cari açiktir”

Cari açigin yil sonunda 45 milyara geriledigini belirten Yilmaz, “Ocak ayinda 37,5 milyar dolara kadar cari açigin düstügünü görüyoruz. Yilliklandirilmis, geriye dogru 12 aylik cari açiktan bahsediyorum. Subat ayi verileri de geldi ama daha cari açik hesabi çikmadi. Subat ayindaki verilerden ön bir degerlendirme yapacak olursak daha da düsecegini rahatlikla söyleyebiliriz. Muhtemelen 32, 33 milyar dolarlara falan düsecek cari açigimiz. Bu da çok sevindirici. Türkiye’de sürdürülebilir kalkinmanin önündeki en büyük engellerden biri cari açiktir. Sürdürülebilir kalkinma açisindan cari açigi belli bir seviyeye çekmek durumundayiz. son derece olumlu bir gelisim trendi içinde oldugumuzu söyleyebilirim. Baktigimizda mayis ayindan ocak ayina 22.6 milyar dolar bir düsüs var cari açikta. Bu iyilesmenin özellikle son dönemde ihracatçimizi destekleyen, ithalati azaltici politikalarimizin ve dis ticareti dengelemeye dönük politikalarimizin burada etkili oldugunu söyleyebiliriz" diye konustu.



“Kadinlarin egitimi arttikça mesleki egitimi artti. Daha fazla kadin istihdami görecegiz”

Her gittigi yerde is dünyasiyla bulustugunu ve sorunlari bildigini söyleyen Yilmaz, “En önde gelen sorunlardan biri vasifli ve birçok bölgemizde de vasifli olmayan is gücü bulmada zorluklar sanayicimizin dile getirdigi. Bunun üzerine hep birlikte gerçekten kafa yormaliyiz, çalismaliyiz. Ekonomi Koordinasyon Kurulunda da bu konulari tartisiyoruz. Bir özel çalisma grubu da olusturduk. Mesleki egitim konusunda ciddi çalismalar yürütüyoruz. Sizin de önemli isler yaptiginizi biliyorum bu konuda. Is gücü piyasamizla egitim sistemimiz arasindaki örtüsmeyi arttirmamiz gerekiyor. Kadinlarin egitimi arttikça, mesleki egitimi artti. Daha fazla kadin istihdami görecegiz. Bu is gücü açiginin kapanmasinda ve girisimciligin artmasinda önemli bir katkida bulunacak diye de inaniyorum” diye konustu.

Sanayi istihdaminda gençlerin üretken alanlara, sanayiye ve tarima daha fazla yönlendirilmesi gerektiginin altini çizen Yilmaz, “Bu alanlarin prestijini de katkilarini da arttirici bir yaklasim içinde olmamiz gerekir. Gençler daha çok baska alanlara yöneliyorlar. Ama sanayiye ve tarima gençlerin daha fazla ilgisini cezbetmek durumundayiz” dedi.

Yilmaz, Türkiye’nin bankacilik sisteminin saglam bir yapiya sahip oldugunu sözlerine ekleyerek, sermaye yeterlilik oranlarinin yasal gerekliliklerin çok üzerinde oldugunu söyledi.

Yilmaz, bütçe açiginin milli gelire oraninin 6,4 olarak öngörüldügünü ancak 5,2 seklinde gerçeklestigini dile getirdi. 5,2 olarak gerçeklesen cari açigin 3,7’sinin depremle baglantili harcamalar olduguna deginen Cumhurbaskani Yardimcisi Yilmaz, bütçe açiginin deprem harcamalari hariç yüzde 1,6 civarinda olduguna dikkati çekti.

Risk primlerinin düstügünün altini çizen Yilmaz, “Iste cari açigin düsmesi, bütçe açiginin beklenenden daha düsük olmasi, kurdaki olumlu gelismeler. Bütün bu risk unsurlarindaki olumlu gelismeler kredi risk primlerimize yansimis durumda. CDS dedigimiz ülke risk primi geçen yilin ortalarinda 700 civarindaydi. Bugün geldigimiz noktada 300’ler civarinda seyrediyor. Kredi derecelendirme kuruluslarinin da giderek ülkemizin yatirim notunu yükselttigini görüyoruz. En FITCH’in karari oldu. Programimizi uyguladikça, sonuçlari almaya devam ettikçe bu notlarin daha da artacagindan ve ülkede risk primlerimizin daha da asagilara geleceginden hiçbir süphemiz yok” dedi.



“Trilyon dolarlik ekonomiler ligine girmis olduk”

Yilmaz, geçen yil 13 bin 110 dolari bulan kisi basina düsen milli geliri 2026’da sonunda 15 bin dolara ulastirmayi hedeflediklerini belirterek, “Ilk defa geçen yil trilyon dolarlik bir ekonomi olduk. Artik trilyon dolarlik ekonomiler ligine girmis olduk. Bu 15 bin dolara dogru giden süreçte de yüksek gelirli ülkeler ligine dahil olmus olacagiz. Ekonomide de esikler önemli. Esitleri asmak bazen zordur zaman alir ama o esigi bir defa astiktan sonra daha rahat bir sekilde yol alirsiniz, mesafe alirsiniz. Türkiye bu kritik esigi kamusuyla, özel sektörüyle bir millet olarak güçlü bir devlet olarak asacaktir. Bundan da hiçbir süphemiz yok. Cumhurbaskanimizin yüksek sahiplenmesiyle öncülük ettigi programimizi sabirla, israrla, kararlilikla uygulamaya devam edecegiz” degerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: İHA