Türk Telekom Karbon Emisyonlarinda 2050'De Net Sifir'a Ulasmayi Hedefliyor
Sürdürülebilir bir gelecek için teknoloji alanindaki birikimini hayatin tüm alanlarina yansitan Türk Telekom, çevresel ve sosyal alanlarda önemli adimlar atiyor. Sürdürülebilirlik ilkelerini is stratejilerinin merkezine yerlestiren, iklim riski yönetimine katkida bulunmak amaciyla çalismalarini yürüten ve Birlesmis Milletler Küresel Ilkeler Sözlesmesi’nin (UNGC) 10 temel evrensel ilkesine uygun davranacagina dair taahhüt veren sirket, karbon emisyonlarini 2030 yilina kadar yüzde 45 azaltmayi, 2050’de ise ‘Net Sifir’i hedefledigini açikladi.

Türkiye’nin dijital dönüsümüne liderlik edenlerden biri olan Türk Telekom, gelecek nesillere daha yasanabilir bir dünya birakma vizyonunu tüm is süreçlerine yansitiyor. Teknoloji birikimini hayatin tüm alanlarina aktararak Türkiye’yi gelecege tasiyan çalismalara imza atan sirket, çevresel sürdürülebilirlige katki saglamak adina somut adimlar atmaya devam ediyor.
Türk Telekom Finans Genel Müdür Yardimcisi Kaan Aktan, “Sirket olarak sürdürülebilirlik en önemli odak konularimizin basinda geliyor. Sadece bugünün ihtiyaçlari için degil, yarinlarin sürdürülebilirligi için önemli adimlar atiyoruz. Bu yolculukta, karbon ayak izimizi azaltmak ve çevresel sürdürülebilirlige katkimizi artirmak için somut adimlar atiyoruz. Bu kapsamda, Yönetim Kurulumuza bagli Sürdürülebilirlik Komitemizin aldigi karar ile 2030 itibariyla Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarimizda 2020 baz yilina nispeten yüzde 45’lik bir azaltim yapmayi, Türkiye ve GSMA hedefleri ile uyumlu olacak sekilde, 2050 yilinda ise Net Sifir’i hedefliyoruz. Verdigimiz sözün, rakamlardaki azalisi ifade eden bir hedefin ötesinde, sirket olarak sürdürülebilir bir gelecek olusturmak için duydugumuz sorumlulugun göstergesi olduguna inaniyoruz” dedi.
Yapilan açiklamaya göre, yakin zamanda küresel sürdürülebilirlik standartlarina uygun olarak, ’Bilim Temelli Hedefler Girisimi’ne (SBTi) dahil olup taahhüdünü yineleyecek olan Türk Telekom’un bu adimi; sürdürülebilirlik taahhütlerini pekistirirken, gelecege yönelik stratejilerinin bilimsel temellere dayandigina isaret ediyor.
