Uzmandan Uyari, Kapali Ortamda Hava Sirkülasyonunun Az Olmasi Solunum Sistemi Hastaliklarina Sebep Olabiliyor

Çocuk Endokrinoloji Uzmani Dr. Ögretim Üyesi Gül Trabzon hava sicakliginin 50 dereceyi buldugu Hatay’da depremzede vatandaslara, kapali ortamlarda hava sirkülasyonunun az olmasindan dolayi ortaya çikabilecek hastaliklara karsi uyarilarda bulundu.

Uzmandan Uyari, Kapali Ortamda Hava Sirkülasyonunun Az Olmasi Solunum Sistemi Hastaliklarina Sebep Olabiliyor
Depremin vurdugu Hatay’da depremzede vatandaslar, yasamlarini çadirlarda ve konteyner kentlerde sürdürmeye devam ediyor. Hava sicakliginin 50 dereceyi buldugu kentte depremzede vatandaslar, klima ve vantilatöre bagimli yasar hale geldi. Mustafa Kemal Üniversitesi Tip Fakültesi’nde görevli Çocuk Endokrinoloji Uzmani Dr. Ögretim Üyesi Gül Trabzon, depremzede vatandaslara sicak havalarda yapmalari ve yapmamalari gerekenler konusunda uyarilarda bulundu.

“Sicakliga bagli saglik sorunlarini daha sik görmeye basladik”

Hatay’da yasanan hava sicakligina ve günes çarpmasi vakalarinda artis olduguna dikkat çeken Trabzon, “Hatay bölgesi konumu itibariyle yüksek sicakliklarin gerçekten çok fazla yasandigi bir yer. Son bir haftadir sicakliklar artti ve biz de günes çarpmalarini, yani sicakliga bagli saglik sorunlarini daha sik görmeye basladik. Öncelikle yüksek sicakliklara bagli neler olabilir. Yüksek sicakliklar vücut isisinin normalize olmasini zorlastirir. Uzun süre günese maruz kalmak, günes çarpmalarina yol açabiliyor ve ciddi saglik sorunlarina yol açabiliyor” dedi.



“Çadir ve konteynerlerde isi birikimi çok fazla, hava sirkülasyonu çok az”

Çadir ve konteynerde ortaya çikan isi birikiminden dolayi çogalan mikroplarin kronik hastaliklara neden olabileceklerini ifade eden Trabzon, “Artan sicakliklar nedeniyle insanlar çok terlemeyle çok fazla su ve tuz kaybi yasayabiliyorlar. Bu da insanlarda bas agrisi, bas dönmesi, halsizlik gibi belirtilere yol açabiliyor. Tabii simdi çadirlarda ve konteynerlarda yasiyor buradaki halk. O nedenle de isi birikimi çok fazla hava sirkülasyonu çok az. Biriken isi nedeniyle hava kirliligi olabiliyor. Bu ortamlarda mikroplarin çogalmasi artabiliyor. Kronik hastaliklarin artisina sebep olabiliyor. Solunum sistemi hastaliklari, kalp damar sistemi hastaliklari bunlardan en çok görülenleri. Artan enerji nedeniyle elektrik kesintileri de çok sik yasanmaya basladi tabii. Bu da vantilatör ya da diger sogutuculari kullanma ihtimalini azaltiyor. Bu da dogal olarak hastalarin, insanlarin sicaga maruziyetini arttiriyor. Psikolojik etkilerini hiç saymiyorum zaten. Deprem bölgesindeyiz. Depremzede insanlar. Bir de bunun üzerine yüksek sicaklik eklendi. Bunlarin hepsi bu insanlarin gerçekten saglik sorunlarini arttiriyor” dedi.



“Dus alamiyorlarsa islak bezlerle vücutlarini nemlendirebilirler”

Deprem bölgesinde yasayan vatandaslari, dus alamadiklari zamanlarda vücutlarini islak bezle silmeleri konusunda uyaran Trabzon, “Peki neler yapilabilir bu konuda. Su tüketimi olmazsa olmazimiz. Normalde zaten insanlarin, tabii cinsiyetine, yasina, aktivasyonuna göre degisebilir ama ortalama olarak iki üç litre su tüketmesi gerekiyor. Ama artan isiyla beraber bu tüketim iki buçuk dört litreyi bulabilir. Günesten korunmak çok önemli. Dermatologlarin önerdigi yüksek faktörlü günes koruyuculari kullanmalarini, günese çikarken sapka ya da gözlük kullanmalarini mutlaka öneriyoruz. Serin yerler, gölgeler tercih edilebilir. Sik dus almak, sik soguk suyla dus almak önemli ama hakikaten deprem bölgesinde su anda su sikintisi yasaniyor. Yetkililer bu konuda bir seyler yapabilirse halk da rahatlar. Hafif kiyafetler giymek çok önemli. Pamuklu giysiler gibi hava alan kiyafetler özellikle. Disari çikmak için saat seçimi yapabilirler. Özellikle günes isinlarinin dik geldigi saat olan öglen saatlerinde disariya çikmamak mümkünse bunu, sabah ya da aksam üzeri yapmak önemli. Beslenme açisindan da hafif gidalar tercih edilmeli bol sebze ve meyve tüketebilirler” seklinde konustu.

Kaynak: İHA