Karavani Atölyeye Dönüstürdüler, Ürettikleri Ürünleri Satarak Dünyayi Geziyorlar
Antalya’da yasayan Esra ve Ömer Aydogan çiftinin 15 yildir hayalini kurduklari dünya turu plani, atölyeye dönüstürdükleri karavanla gerçege dönüstü. Antalya’dan yola çikan çift, karavanda ürettikleri deri ürünleri pazaryerlerinde satarak dünyayi gezecek ve Türk kültürünü tanitacak.

Antalya’da yasayan Esra ve Ömer Aydogan çifti, 15 yil önce dünyayi gezmek için hayal kurmaya basladi.
Bunun için bir süre önce karavan satin alan Aydogan çifti, satin aldiklari karavani hem ev hem de atölye olarak kullanacak sekilde tasarladi. Dünyayi gezmek için 10 gün önce yola Antalya’dan yola çikan çift, Ege Bölgesindeki illeri gezerek Kastamonu’ya ulasti. Aydogan çifti, atölyeye çevirdikleri karavanda deri, tas ve çelikten ürettikleri taki ürünlerini pazaryerlerinde açtiklari tezgahta satisa sunuyor. Satisini yaptiklari deri ve taki ürünlerinden elde ettikleri gelir ile Karadeniz Bölgesi’ndeki illeri gezecek olan çift, daha sonra Gürcistan’a gidecek. Gürcistan’da bir süre deri üzerine egitim almayi planlayan çift, daha sonra dünyayi gezmek için kendilerine rota belirleyecek. Kastamonu’da birkaç gün konaklayan Aydogan çifti, sehrin tarihi ve kültürel yerlerini gezerek sehirden ayrildi.
“Deri sanatini gelistirerek el isçiligiyle yaptigimiz ürünlerle dünyayi gezmeyi planliyoruz”
El isçiligiyle yaptiklari ürünleri pazaryerlerinde satarak dünyayi gezmeyi ve planladiklarini söyleyen Ömer Aydogan, “28 yillik devlet memurlugu hayatini bitirerek emeklilige ayrildim. Yaklasik 15 yildir hayalimiz olan dünya turuna karavanla baslamis bulunmaktayiz. Dünya hayalimiz sürekli vardi, dünyayi gezmek istiyorduk ama sadece gezmekle kalmasin istedik. Gezdiklerimizi ve gördüklerimizi kendimize saklamayalim, gezerken kendi kültürümüzü yansitalim istedik. Gerekirse de halk ile iletisim içerisinde olup gittigimiz toplumlarin kültürlerinden de yararlanalim istedik. Bununla ilgili ne yapabiliriz ve geziyi nasil anlamlandirabiliriz diye degisik fikirler üzerinden çalisirken deri sanatiyla tanistik. Deri sanatini gelistirerek yaptigimiz ürünlerle dünyayi gezmeyi ve gezimizi de bu sekilde finanse etmeyi planladik. Tamamen kendi ürettigimiz el isçiligi derilerle yerel halk ile iletisim içerisinde olup, satis ve hediyelesme yaparak gerekli kültür aktarimini saglamak düsüncesiyle Antalya’dan dünyayi geçmek üzere esim ile birlikte yola çiktik. Ege sahillerinden bulundugumuz Kastamonu’ya kadar geldik. Buradan da yine Karadeniz sahili üzerinden Samsun, Ordu, Trabzon, Rize, Artvin’den yurtdisina dogru devam etmeyi düsünüyoruz. Ilk olarak Gürcistan’a gidecegiz. Ardindan o zamanki duruma göre diger ülkeleri degerlendirecegiz” dedi.
“Hem üretiyoruz hem yasiyoruz hem geziyoruz”
Hem ürettiklerini hem de gezdiklerini ifade eden Ömer Aydogan, “Biz, asagi yukari karavan hayatina geçeli 1 ay oldu. Antalya’dan da yola çikali 10 gün oldu. Bir ay süreyle karavani deneyip test ettik. Testleri bitirdikten sonra 10 gündür de tam zamanli olarak yollardayiz. Hem üretiyoruz hem yasiyoruz hem geziyoruz. Daha çok günlerimiz dogada geçiyor. Bugüne kadar yasadigimiz sehirden, sehirlerden kalmaktansa, bina ve yapilardan uzaklasarak doga ile bütünlesip bu sekilde yasamayi tercih ettik” diye konustu.
“Karavani hem atölye hem karavan hem de yasam alani olarak planladik”
Karavanin birçok yerini kendilerinin yaptigini belirten Ömer Aydogan, “Çünkü sadece karavan olarak degil, hem atölye hem karavan hem de yasam alani olarak planladik. Gezerek üretimde yapabilecegimiz sekilde hazirladik. Mutfak, yatak odasi, banyoyu arka tarafa tasarladik. Ön tarafa da atölye, atölyenin tezgahi, derilerimiz ve onlari koyabilecegimiz bölümler. Bu sekilde tasarladik. Burada yaptigimiz ürünleri birebir gittigimiz sehirlerde halk ile bütünleserek satisini ya da hediyelesmeyi yaparken ayni zamanda yerel yöneticilerle de görüserek pazaryerlerinde tezgah açarak satis yapabilmeyi umuyoruz. Kastamonu’da pazaryerinde tezgahimizi açtik ve burada satisimizi yaptik” seklinde konustu.
“Karadeniz sahili boyunca gezerek Gürcistan’a kadar gidecegiz”
Karadeniz sahili boyunca gezerek Gürcistan’a kadar gideceklerini söyleyen Esra Aydogan ise, “Kimya okudum, 10 yil özel sektördü çalistim. Daha sonra özel sektörde yapamayacagimi anlayinca kendime özgü bir seyler aradim. Bende deri ile tanistim. Deri isi yaparken Ömer ile tanisip evlendim. Beraber deri isini yapmaya basladik. Pazarlarda tezgah açip taki yaptim, dogal tas yaptim, taslardan takilar yaptim, çantalar yaptim. Bu sekilde bir yerlere gelmeye çalistik. En önemlisi karavanda esinin destek olmasi, esimin bazi seyleri yapabilmesi bunlar karavanda yasamak için çok önemli. En büyük destegim esim. Benim için burasi ev konforundan daha rahat karavanda yasamak. Çünkü burada hem çalisiyorum hem üretiyoruz hem satiyoruz hem geziyoruz her sey bizim elimizin altinda. Dört duvar arasinda degiliz. En güzeli bu. Sahil boyu Kastamonu’dan çikip Sinop, Samsun, Ordu, Rize, Trabzon, Artvin gibi illerin hepsini gezip son olarak Gürcistan’in Batum sehrine gitmek istiyoruz. Su anda Kastamonu’dan çikamadik, birkaç günlük için geldik ama Kastamonu insani, havasi bizleri çok cezbetti. Ne zaman çikariz bilemiyoruz ama yola çiktigimizda sevdigimiz bir yer olursa Kastamonu gibi orada da birkaç gün geçiririz. Gürcistan’dan sonra yolumuz bizi nereye götürürse oraya gidecegiz. Nerede mutlu olursak, nereyi seversek, oralarda yasamayi düsünüyoruz” ifadelerini kullandi.
