Istanbul'un Fethi Kastamonu'da Coskuya Kutlandi
Istanbul’un fethinin 570. yil dönümü Kastamonu’da düzenlenen sölende coskuyla kutlandi.

Nasrullah Meydaninda gerçeklestirilen programda Atabeygazi Mehteran Takimi tarafindan gösteri yapildi. Fetih ile ilgili marslarin çalindigi fetih sölenine vatandaslar yogun ilgi gösterdi.
Istanbul’un Fethi’nin kutlandigi törende konusan Türkav Kastamonu Sube Baskani Kamil Çonkor, fethin önemine dikkat çekerek, “Bir çagin kapanip yeni bir çagin açilmasina vesile olan, dünyanin gözbebegi Sehr-i Istanbul’un, sevgili Peygamberimizin övgüsüne ve müjdesine mazhar olan büyük devlet adami Fatih Sultan Mehmet ve kahraman Türk askerleri tarafindan fethedilisinin 570’inci yil dönümünde, Türkiye Kamu Çalisanlari Vakfi olarak Kastamonu Belediyesi, Kastamonu Ülkü Ocaklari ve Atabeygazi Mehteran Dernegi’nin katkilariyla kutlama programi hazirladik. Tarihin akisinin yeniden düzenlenip, yönlendirildigi bu büyük fethin aradan geçen yüzyillarda eksilmeyip çogalan coskusu içinde büyük Türk milletini kutluyorum. Basta Fatih Sultan Mehmet olmak üzere Istanbul’u Türk yurdu yapan bütün kahramanlarimizi rahmet ve minnetle aniyorum” dedi.
Istanbul’un fethi ile Türklerin Orta Asya’dan baslayan yurt edinme sevdasinin ve istikametinin Avrupa içlerine dogru yöneldigini söyleyen Çonkor, “Imparatorlugun ilerleme ve hükümranlik ufku genislemistir.
Istanbul’un Türkler tarafindan sahiplenilmesi ayni zamanda, Büyük Türk Hakani ikinci Mehmet’i "Fatih" yapan köklü bir milli suurun tasindigi veraset ve vesayetin de ifadesi olmustur. Fetih, cihan tarihi içinde derin sarsinti ve degismeleri de tetiklemis sonraki asirlarda bile yankilari süren ve küresel dengeleri degistiren muazzam bir kudret olarak tarihteki serefli yerini almistir. Fetihle beraber büyük Türk milleti, baris, huzur ve hakkaniyet arayan insanlik için adaletin ve huzurun simgesi haline gelmis, büyük cografyalari ve beseriyeti baris ve huzur içinde yönetme kabiliyeti gerçek anlamiyla ortaya çikmistir. Fatih Sultan Mehmet, Istanbul’a ilk girdigi andan itibaren sehirde yasamakta olan bütün inançlarin temsilcileri ve önderlerine, inançlarinin geregi ne ise o sekilde yasamaya devam etmelerini istemis; gerek Istanbul’da gerekse imparatorluk içinde yasayan herkesin inandiklari gibi yasayabilmeleri için devlet olarak bütün imkânlari seferber etmekten geri durmamistir.
Dolayisiyla, 29 Mayis 1453’ten itibaren Istanbul; küresel degerlerin hepsini cem eden, hosgörünün, barisin, aklin, bilimin, özgürlügün merkezi haline gelmis; bu iklim Istanbul’dan bütün dünyaya dalga dalga yayilmistir. Fetihle birlikte, dünyanin en eski kültür ve medeniyet merkezlerinden biri olan Istanbul Türk ve Islam kültür ve medeniyeti ile tanismis; yüzyillar boyu birbirinden kiymetli eserlerle adeta yeniden tezyin edilmistir” diye konustu.
Birçok Osmanli kaynaginin Fatih Sultan Mehmet’in annesi olarak Halime Hüma Hatun’u gösterdigini söyleyen Çonkor, “Fetih-Fatih ve Kastamonu bagi öncelikle Istanbul’un fethini gerçeklestiren Fatih Sultan Mehmet Han’in annesi sebebiyledir. Bu büyük fetih bu topraklarin evlatlari tarafindan gerçeklestirilmistir. Birçok Osmanli kaynagi Fatih’in annesi olarak Halime Hüma Hatun’u göstermektedir. Candarogullari hükümdari Isfendiyar Bey’in torunu yani Ibrahim Bey’in kizi Halime Hüma Hatun, 1425 yilinda yapilan muhtesem bir dügünle Osmanli hükümdari II. Murad’la evlendirilmis; Candarogullarinin baskenti Kastamonu’dan, Osmanli sarayina gelin olarak gitmistir. Bursa’da vefat etmistir. Kabri de Bursa’dadir. Ayrica 2. Murad kendi kiz kardeslerinden biri olan Sultan Hatun’u Isfendiyar Bey’in oglu Kasim Bey’le, diger kiz kardesi Selçuk Hatun’u da Isfendiyar Bey’in diger oglu Ibrahim Bey’le evlendirmistir. Bu evlilikten olan alti çocuktan dördü Kirkçesme Mahallesinde yapilan Hatun Sultan türbesinde medfundurlar. Fetih-Fatih ve Kastamonu bagi bununla da sinirli degildir: Istanbul’un fethi sirasinda Candaroglu Isfendiyar Bey’in ogullarindan Kasim Bey de görev almis, hatta Fatih onu elçi olarak Bizans’a göndermistir. Fetih hazirliklari esnasinda Kastamonu’dan donanma malzemesi ve bakir madeni gönderilmistir. Dolayisiyla Sultan Mehmet’in basarilarina sahip çikmak, Fetih-Fatih ve Kastamonu arasindaki bagi, gelecek nesillere aktarmak bizlerin sorumlulugu ve görevidir. Devletin asil evlatlari 34 yildir bu sorumlulugun bilinci içerisinde hareket etmektedir. Zulüm 1453’te basladi diyenler, Ayasofya’nin ibadete açilmasini hazmedemeyenler, Istanbul’un dünyanin en büyük Türk kenti olmasindan rahatsiz olanlar, Bizans hayaletinden medet ummakta, Haçli kalintilarindan çare beklemektedir. Maalesef ki, Türkiye’nin içinden, hatta sorumluluk mevkiini isgal edenlerden bazilari Istanbul’un aleyhine olacak sekilde, bayagilasmis ve kokusmus yabanci tezlere, uydurma iddialara destek çikmaktadir” ifadelerini kullandi.
Konusmanin ardindan dualar edilerek sehitler anildi. Programda vatandaslara çesitli ikramlarda bulunuldu.
