ERVAK Baskani Güzel Açiklamasi 'Riyakârlik, Mehmet Akif Ersoy'un Hayatinda Olmayan Kavramlardi'

Erzurum Kalkinma Vakfi (ERVAK) Baskani Eczaci Erdal Güzel, Milli Mücadele’nin manevi lideri Istiklal Marsi yazari, Istiklal Sairi Mehmet Akif Ersoy’un ölümünün 87"nci yil dönümü münasebetiyle Adalet Bakanligi Hüseyin Turgut Egitim Merkezi Konferans Salonu’nda Mehmet Akif Ersoy’un hayatini anlatti.

ERVAK Baskani Güzel Açiklamasi 'Riyakârlik, Mehmet Akif Ersoy'un Hayatinda Olmayan Kavramlardi'
Konferansa Hüseyin Turgut Egitim Merkezi Baskani Hakim Faruk Mert, Egitim Merkezi Müdürü Servet Atan, Egitim Merkezi Psikologu Öznur Kömürcü Aksoy, Kurum Sube Müdürü Murat Tozoglu, Erzurum Kalkinma Vakfi yönetim kurulu üyeleri Abdurrahman Zeynal, Yücel Çil, kursiyerler ve egitmenler katildi.



’Tam bir devlet adami, tam bir vatanseverdi’

Istiklal Marsi’nin okunmasinin ardindan, Mehmet Akif Ersoy’u anma programinda açilis konusmasini yapan ERVAK Baskani Erdal Güzel, “Mehmet Akif Ersoy, tam bir devlet adami, tam bir vatansever, ilim adami, âlim, veteriner, ögretmen, fedakâr bir baba, fedakâr bir kardes, fedakâr bir evlat, tam vatansever bir insandi. Biz Akif’i hem yasiyoruz, hem de yasatacagiz. Akif’in Istiklal Marsi’ndaki ilk misradaki sözü, Korkma! Bizde diyoruz ki; Asim’in nesli olarak kendi misralariyla; ‘ Ben ezelden beridir hür yasadim, hür yasarim. Hangi çilgin bana zincir vuracakmis? Sasarim! Kükremis sel gibiyim; bendimi çigner asarim; Yirtarim daglari, enginlere sigmam, tasarim’ ifadelerini kullandi.

87 yil önce bu gün, hafif kar yagisi altinda Beyazit Camii’nin musallasina çiplak bir tabut konuldugunu söyleyen Baskan Güzel, konusmasini söyle sürdürdü:

"Mehmet Akif’i siroz ahstaligindan kaybettik. Bas Komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü de ayni siroz hastaligindan kaybettik. Mehmet Akif burada parasiz pulsuz bakimsiz bir sekilde son nefesini verdi. Etraftakiler bir fukaranin cenazesi oldugunu zannetmislerdi. Bir müddet sonra, naas’in milli sairimiz M. Akif Ersoy’a ait oldugu duyulunca coskulu ve inançli guruplar bir anda Beyazit Camii’nin avlusunu doldurdular. Ömrünü milletine adamis, örnek insan Mehmet Akif Ersoy’u son yolculuguna bayraklar içinde, eller üstünde tekbirlerle ugurladilar. Son gününde olmamisti ne çelengi, ne top arabasi, ne de devlet töreni, zaten bu tür seramonileri ömrü hayatinda hiç sevmemis ve tasvip etmemisti. Mütevazi bir kisiligin elbette ki böyle bir arzusu olamazdi. Aldi götürdüler onu, inanmis insanlar. Kendisi de böyle bir uygulamayi arzu ederdi diye düsündüler. Ne mutlu bana ki: “Peygamber’in ölüm yasinda (63) ölecegim” demisti

Son zamanlarinda. serilmis görünen gölgesine imrenmekteydi. Ömrünü yüksek degerler ugrunda geçiren sarsilmaz bir dava adamiydi. Ahlâki meziyetleri, insani vasiflari sairliginden ve bilgeliginden daha yüksekti. Inandigi gibi yasayan, yasadigi gibi dünyayi terk eden insan-i kâmil ender bir kisilikti. O Türk-Islam kültürünün tüm fevkaladeliklerini yasamina sigdirma ve bunlari gelecek nesillere aktarma gayretinde olan idealist bir insandi.“Türk eriyiz, silsilemiz kahraman Müslüman’iz Hakk’a tapan Müslüman.”Misralarinda bu düsüncesini ne güzel ifade etmisti. Düsünmez baslar, aldirmaz yürekler, pasli vicdanlar, kirli yüzler, secdesiz alinlar en nefret ettigi kisiliklerdi.

’Hurafelerin, cahillerin yönlendirdigi eksik islam anlayisi çok rahatsiz ediyordu’

Taassuba, cehalete ve sapikliga hiç tahammülü yoktu. Zulmü alkislamadi, zalimi asla sevmedi, siyasetten Allah’a sigindi. Çökmekte olan bir imparatorlugun sikintilarina çareler ariyordu. Bagimsizlik savasimizda büyük görevler yapti. Su anda millet olarak okudugumuz Istiklâl Marsimizin yazariydi. Onu sadece bu özelligi ile tanimak ne kadar büyük bir eksikliktir. Hurafelerin, örf ve gelenegin hâkim oldugu, cahillerin yönlendirdigi eksik bir Islami anlayis onu çok rahatsiz ediyordu. “Peygamber’e atf ile binlerce yalan uydurdun / Yiktin da dini mübini, kendine yeni bir din kurdun” diyerek bu endisesini dile getiriyordu. Gelismeye engel gördügü bu Kuran disi anlayis karsisinda asrin idrakine Islam’i söyletmeye çalisiyordu. Gelisen yeniliklere karsi direnen bagnazlara “ Eski, eski oldugu için atilmaz, fena olursa atilir. / Yeni, yeni oldugu için alinmaz, iyi olursa alinir” düsüncesiyle kalemini kullandi.

’Kuran kaynakli, aslindan sapmamis gerçek Islam’in arayisindaydi’

“Ah o din nerede, o azmin dini, o yerin gökten inen dini, hayatin dini?” misralari kesinlikle bu özlemin ifade ile, kaderci ve teslimiyetçi bir din anlayisini “Ölüler dini degil, sende bilirsin ki; bu din, diri dogmus duracak! Dipdiri durdukça zemin” diyerek elestiriyorum. Kuran’in evrensel mesajlarinin Müslümanlarca yeteri kadar bilinmemesi, onu son derece rahatsiz ediyordu.

’Riyakârlik ve dalkavukluk Akif’in hayatinda olmayan kavramlardi’

Ülkeyi içinde bulundugu, karanlik günlerden aydinliga çikaracak, yeni bir nesil pesindeydi. Namusunu çignetmedi ve çignetmeyecek Asim’in nesliydi o nesil. M. Akif ismi geçtigi anda; hangi birimizin yüreginde ve hafizasinda sayginlik, onur, erdem, fazilet vs. gibi müsbet kavramlar olusmaz ki, genellikle çocuklarimiza M. Akif ismi vermemizin altinda yatan ideal bir kisilik arzusu degil midir? Onun istedigi bir nesil olusturabildigimizi söylemek oldukça güç olsa gerek. Içimiz aciyor, maalesef Akif’in aziz hatirasina yeterince sahip çikmadigimizi utanarak ifade etmek durumundayiz. M. Akif’in çocuklarindan ve torunlarindan ne kadar haberimiz oldu. Akif’in emanetleri olan bu insanlara vefa borcumuzu ödeyebildik mi? Ilelebet payidar olacak bir ülkeye, Istiklâl Marsi’ni kazandiran bu ulvi kisiligin manevi mirasina sahip çikmadigimiz ortadadir. Bu vatan topraklarinda sanli bayragimiz dalgaldigi sürece Mehmet Akif’e sahip çikmaliyiz. Istiklal Marsi Türk Milletinin kükreyen sesi olmustur’...

Riyakârlik ve dalkavukluk Mehmet Akif’in hayatinda olmayan kavramlardi. Onun düsüncelerini ve siirlerini siyasetlerine alet eden yalakalarin, sahte Akif sevgileri de; ne yazik ki sahit oldugumuz bir durumdur. 1967’de bir çöp bidonunun yaninda cesedi bulunan bes parasiz Emin Ersoy ile 1985 yilinda cenazesi Üsküdar Belediyesi tarafindan kaldirilan Tahir Ersoy’un, Mehmet Akif’in çocuklari oldugundan, 1991 yilinda kirada oturduklari bir Gayri Müslim’in evinden sokaga atilan Akif’in kizi ve torunlarinin durumlarindan ne kadar haberdariz. Bu utanç tablosu karsisinda; M. Akif’e verdigimiz kiymeti sorgulamak durumunda degil miyiz. Mehmet Akif’in manevi mirasina nasil sahip çiktigimiz, ahde nasil vefa gösterdigimiz ortadadir. Bu tabloya bakildiginda riyakârlik, münafiklik, dalkavukluk, korkaklik gibi kavramlari görmekteyiz.

Sevgili kursiyerler, birileri, ’Vatan topragi kutsaldir kaderine terk edilmez’ diyerek ortaya çiktilar. Milli Mücadeleyi baslattilar. Iste o Milli Mücadelinin ugrunun nabzinin attigi yer bu sehirdir, Erzurum’dur. Bu sehri çok iyi taniyin ve analiz edin, sahislar üzerinden asla degerlendirme yapmayin. Iste o isgal günlerinde, çaresizlik günlerinde Erzurum insaninin bir marsi var. Istiklal marsi bestelenmemis, Erzurum insani Dadaslar Hürriyetlerine düskün insalar, çare ariyorlar, bu böyle olmaz ’Tarih aglar vatan yanarken, Eller öz vatanda nara atarken, Ufukta ümidin nuru batarken,Ilk sesi haykiran yüce Erzurum’ Vatani kurtaran yüce Erzurum’ Müstak Sitki Dursunoglu’nun yazdigi bu siirle Erzurum’da okullar da resmi dairlerde bu marsi biz okuyorduk’

’Akif’in düsünceleri ve uyarilari herkes tarafindan dikkate alinmalidir’...

Özellikle son yillarda yapilan Akif’i anma toplantilarinda bu samimiyetsizligin en somut örneklerine sahit olmaktayiz. Büyük üstat, seçkin kisilik, milli sairimiz Mehmet Akif Ersoy, toplum olarak sana helâl edecek bir hakkimizin olmadigini biliyoruz. Yalniz senin ugrunda bir ömür tükettigin bu topluma, hakkini helâl edeceginin endisesini tasidigimizi da söylemek isteriz.“Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince, günler su heyhûlâyi da er geç silecektir/ Rahmetle anilmak, ebediyet budur amma; sessiz yasadim, kim beni nereden bilecektir. Bu safaklarda yüzen al sancak oldugu müddetçe, sen milletinin kalbinde ebediyen yasayacaksin. Nur içinde yat! Büyük insan, Allah cennetiyle sereflendirsin. Bir hilal ugruna güneslerin battigi bugünlerde, Akif’in düsünceleri ve uyarilari herkes tarafindan dikkate alinmalidir. Bu duygu ve düsüncelerle vefatinin 87’inci yil dönümünde Vatan Sairi Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle aniyorum."

Konusmanin ardindan Hüseyin Turgut Egitim Merkezi Baskani Hakim Faruk Mert, ERVAK Baskani Erdal Güzel’e tesekkür ederek çini porselen hediye etti.
Kaynak: İHA