Milli Egitim Bakani Özer Açiklamasi 'Meslek Liselerimize Ekmek Fabrikasi Kuracagiz'

Milli Egitim Bakani Mahmut Özer, 15 okulda ekmek fabrikasi kurduklarini ve günlük 250 bin ekmek kapasitesine ulastiklarini belirterek, “81 ilde 100 noktaya ekmek fabrikasi kuracagiz ve günlük 1 milyon ekmek üretim kapasitesiyle liselerin çikisindaki satis büfelerinde vatandasimizin düsük fiyatla ekmekle bulusmasini saglayacagiz” dedi.

Milli Egitim Bakani Özer Açiklamasi 'Meslek Liselerimize Ekmek Fabrikasi Kuracagiz'


Milli Egitim Bakani Mahmut Özer, Konya’da düzenlenen Egitimden Üretime Tarim Çalistayi’na katildi.

Selçuklu Kongre Merkezi’nde gerçeklestirilen çalistayin açilisinda konusan Bakan Özer özel sektörün meslek liselerine yönelik çalismalar yapmadigini söyleyerek, ’’Nasil tüm dünyada devlet üretim ve hizmet sektöründen tedrici bir sekilde çekilmisse, Türkiye’de de devlet üretim ve hizmet sektöründen tedrici bir sekilde çekildi. Ama dünyada olup da Türkiye’de olmayan bir süreç yasandi. Mesela Kita Avrupa’sina bakin, Uzak Dogu’ya bakin, bu süreçte mesleki egitim de, özel sektör tarafindan devralinmaya, omuzlarin üzerine yüklenilmeye baslandi. Ama Türkiye’de özel sektör maalesef meslek egitimi üzerine almak, ona katkida bulunmak istemedi. Kita Avrupa’sina bakin, özel sektörün mesleki egitimdeki payi yüzde 50’lilerin üzerindedir. O kadar anlamli bir hareket ki bu, biz mesleki egitimde kime insan kaynagi yetistiriyoruz? Özel sektöre, is gücü piyasasinin temsilcilerine. Ama egitimi ben yapiyorum, devlet olarak. Bir sekilde arz talep dengesini kurmakta dengeyi tutturamiyorum. Ögrenci sayisini artiriyorum ama sahada o elemana ihtiyaç yok, fazlalik veriyorum veya entegrasyonu saglayamiyorum. Gerçekten is gücü piyasasini talep etmis oldugu beceride insan kaynagini yetistirmekte güçlük çekiyorum. Iste bunun asil baslangiç noktasi dünyanin takip etmis oldugu modeli Türkiye’nin takip etmemis olmasi. Bunu telafi etmek için hükümetlerimiz 2012 yilinda bir tesvik yasasi çikartti. Organize sanayi bölgelerinde mesleki egitim kuran özel sektörün, egitim sürecinde ögrenci basina belli miktarda sübvansiyonuyla ilgili bir çalisma yapti. 2012 yilina kadar Türkiye’deki mesleki egitimdeki özel sektörün payi yüzde 0,79’du, yüzde 1’di. 2016 ya kadar OSB içerisindeki yapilan tesviklere daha sonra OSB disina da yayginlastirdik ve hala özel sektörün meslek egitimindeki payi yüzde 10 altinda. Bu dünyadaki egilimlerden, Türkiye’deki mesleki egitim egiliminin saptigi ilk baslangiç noktalarindan bir tanesi’’ dedi.



“1999 yilindaki kat sayi uygulamasi mesleki egitim mezunlarinin yüksekögretime erisimini kisitladi”

Bakan Özer, meslek liselerinde kaldirdiklari kat sayi uygulamasinin da egitimi olumsuz etkiledigini ifade ederek, ’’1999 yilindaki kat sayi uygulamasi mesleki egitim mezunlarinin yüksekögretime erisimini kisitladi, daraltti. Peki ne oldu? Akademik olarak basarili ögrenciler, liseden sonra yüksekögretime gitmek isteyen ögrenciler, meslek liselerine gitmedi. Tipki imam hatiplerde oldugu gibi. Bu defa ne oldu? Hiçbir yere yerlesemeyen ögrenciler, bir sekilde lisede okuyacak ögrenciler, homojen bir sekilde meslek liselerinde toplanmaya, kümelenmeye basladi.

Bundan sonra hocalarimiz ders anlatirken verim alamamaya basladi.

Çünkü akran egitimi yapilamiyor. Akademik olarak basarisizlik var. Basari beklentisi sürekli düsmeye basladi.

Basari beklentisi düsmeye baslayinca egitim ortamlari çok daha dezavantajli hale gelmeye basladi.

Sonra iste yasadigimiz bu gök kubbede bu semalarda yankilanan, ‘aradigim elemani bulamiyorum, ne olacak bu meslek liselerinin hali’ edebiyati, tekrar edilmeye baslandi” seklinde konustu.



“Basörtüsü yasagiyla kadinlarimizin yurt disina gitmelerine vesile olanlarin kadina siddetle ilgili konusacaklari hiçbir seyi yoktur”

Mahmut Özer, kat sayi uygulamasinin ödettigi 3 tane kronik maliyeti oldugunu anlatarak, “Birincisi, iste is gücü piyasasi aradigi elemani bulamadi. Nitelikli insan kaynagina biz is gücü piyasasiyla bulusturamadik. Aslinda bugün çok daha farkli yerde olacak bizim is dünyamiz, özel sektörümüz gelismesini tamamlayamadi. Bu is gücü piyasasinin ödemis oldugu maliyettir. Ikinci maliyet, Milli Egitim Bakanligi olarak yillardan beri ugrasmis oldugumuz okullar arasi basari farki. Asil okullar arasi basari farkinin mimari iste 1999’daki kat sayi uygulamasidir. Kat sayi uygulamasindan önce liseler arasindaki basari farki bu kadar büyük degildi. Kat sayi uygulamasindan sonra basarili olanlar ve basarili olmayanlar homojen bir sekilde liselerde farkli lise türlerinde kümelenince çok ciddi basari farki ortaya çikti. Iste bugün Milli Egitim Bakanligi olarak egitimde firsat esitligi ile okullar arasi basari farkini azaltmak, imkan farkliliklarini azaltmak için sarf etmis oldugumuz çabalarin, harcamis oldugumuz maliyetlerin asil müsebbibi iste 1999’daki o kat sayi uygulamasinin mimarlaridir. Üçüncüsü, hiç öngörülemeyen bir olayla karsilastik. Meslek liseleri devamsizlik, terk ve disiplin olaylarinin, madde bagimliliklarinin çok yaygin görüldügü okul türlerine dönüstü. Farkli bir sosyolojik problemle karsi karsiya kaldik. Artik egitimi birakip çocuklarin madde bagimliligi, okula devam etmeyle ilgili süreçleri takip etmek ve bunu rasyonel bir zemine oturtmak için dünya kadar emek, dünya kadar çaba, dünya kadar bütçe acili bir ülke. Dolayisiyla 2000’li yillardan önce bu manipülasyonlari yapanlarin bugün egitimle ilgili konusacaklari hiçbir seyi yoktur. Basörtüsü yasagiyla o kizlarimizin, kadinlarimizin yurt disina gitmelerine vesile olanlarin kadina siddetle ilgili konusacaklari hiçbir seyi yoktur. Yine onlarin degil, bugün siklikla dile getirdikleri beyin göçüyle ilgili de konusacaklari hiçbir sey yoktur. Çünkü bugün beyin göçüyle ilgili konusanlar, o gün o kadinlarimiz yurt disina gittigi zaman beyin göçü hakkinda konusmadilar. Onun için söz söyleme haklarini yitirdiler bu toplumda” ifadelerini kullandi.

"Muhafazakar aileler, kiz çocuklarini okullara göndermiyor diye suçlandi”

Ülkede muhafazakar ailelerin kiz çocuklarini okullara gönderemiyor diye sürekli suçlandigini kaydeden Özer, ’’Muhafazakar aileler kiz çocuklarini okullara göndermiyor diye sürekli suçlandilar degil mi bu ülkede. Ama onu diyen insanlar okul yapmadi. Tüm Türkiye’yi kucaklayacak sekilde derslik sayilarini artirmadilar. 2000’li yillarda 300 bin dersligi olan bir egitim sistemi vardi. Bugün 855 bin bin dersligi olan bir egitim sistemi var. Cumhuriyet tarihinde ilk kez kiz çocuklarinin okullasma orani erkek çocuklarini geçti son 19 yilda. Demek ki yeterli arzi üretebiliyorsak, vatandasin ayagina hizmeti götürebiliyorsak, vatandasin egitimle ilgili hiçbir sorunu yok. Hiçbir problemi yok. Ama iste bu mühendislik projelerini üretenlerle, toplumsal manipülasyonlar yapmak isteyenlerin zihinleri böyle çalistigi için, hem imkan vermeyecek hem de suçlayacak. Ayni Milli Egitim Bakanligi’ni böyle patinaj yapmaya zorladiklari gibi. Hem kat sayi uygulamasini devreye sokacaklar, hem de diyecekler ki Milli Egitim Bakanligi mesleki egitimi güçlendirsin. Nasil güçlendirecekler? Iste 10 yil beklendi. 2012 yilinda ancak iste mahkemeler iptal ediyor, bakanlik kat sayi uygulamasini kaldirmaya çalisiyor, danistay iptal ediyor, yürürlügü durduruyor. Tekrar gidiyor, tekrar geliyor. Ancak 10 yil sonra kaldirilabildi. Kat sayi uygulamasindan sonra günümüze kadar, 10 yilda tüm bakanlarimiz gece gündüz demeden meslek egitimini güçlendirmek için çaba sarf etti. Son vurusu da Allah bize nasip etti” dedi.



“Vatandasimizin düsük fiyatla ekmekle bulusmasini saglayacagiz”

Özer, okullarda kagit havlu üretilmeye baslandigini, bu üretimin artip 2022-2023 egitim dönemine tüm okullarda ögrencilerin lavabolarda kagit havlu kullanabilecegini kaydetti.

15 okulda ekmek fabrikasi kurduklarini aktaran Özer, ’’Su anda günlük 250 bin ekmek üretim kapasitesine ulastik. Geçen hafta Gaziantep Büyüksehir Belediye Baskanimizla ekmek satis reyonlarinda günlük 50 bin ekmek üretim protokolünü imzaladik. Biz 1,5 TL’ye verecegiz, belediyemiz de 2 TL civarinda satacak. Türkiye’de 81 ilde 100 noktaya, Meslek Lisemize ekmek fabrikasi kuracagiz ve günlük 1 milyon ekmek üretim kapasitesiyle o liselerin çikisindaki satis büfelerinde vatandasimizin düsük fiyatla ekmekle bulusmasini saglayacagiz” seklinde konustu.



Konya Valisi Vahdettin Özkan, böyle güzel bir toplantinin Konya’da olmasindan dolayi büyük bir mutluluk duydugunu ifade ederek, “Projenin çiktilari itibariyle yasam kalitemizi artiran egitime, tarima katki sunan çiktilar elde etmemizi temenni ediyorum. Milli Egitim Bakanimiza, Tarim ve Orman Bakanimiza ve bütün teskilatlarina tesekkür ediyoruz” dedi.

AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, Milli Egitim Bakani Mahmut Özer’in Konya’da önemli bir çalistaya vesile oldugunu söyleyerek çalistayin çok hayirli olacagini temenni etti.

Konya Büyüksehir Belediye Baskani Ugur Ibrahim Altay, “Bugün bu toplantida yarinlarimizi garanti altina alacak bir çalistay gerçeklestiriyoruz. Emegi geçen herkese tesekkür ediyorum. Insallah çalistayimizin sonuçlari çok güzel neticelenecektir” ifadelerini kullandi.

Tarim ve Orman Bakan Yardimcisi Ebubekir Gizligider de, Konya’da olmaktan son derece mutlu oldugunu söyleyerek, mesleki egitimin sart oldugunu, imza altina alinan bu protokolün ardindan mesleki egitimin canlanacagini temenni etti.

Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy ise, çalistayin üniversiteye, sehre ve ülkeye hayirli olmasini diledi.

Programa, AK Parti Konya Il Baskani Hasan Angi, Il Milli Egitim Müdürü Seyit Ali Büyük, okul yöneticileri ve ögretmenler de katildi.

Kaynak: İHA