SETBIR Baskani Coskun Açiklamasi 'Sokak Sütü Satanlar Bu Alanda Geçimini Sagliyor Diye Insan Sagligiyla Oynayamayiz'
Türkiye Süt, Et, Gida Sanayicileri ve Üreticileri Birligi (SETBIR) Yönetim Kurulu Baskani Isa Coskun, Avrupa süt sanayisinde üretilen sütlerin yüzde 95’inin hijyenik ve ambalajli halde tüketiciyle ulastirildigini belirterek, “buçuk lira çig süt sokakta satiliyor. Vatandas da fiyat uygun diye aliyor. Peki bu süt ne derece hijyenik? Insanlar bu alanda geçimini sagliyor diye insan sagligiyla oynayamayiz ki” dedi.
Türkiye Süt, Et, Gida Sanayicileri ve Üreticileri Birligi (SETBIR) Yönetim Kurulu Baskani Isa Coskun, IHA muhabirine yaptigi yaptigi degerlendirmede, Türkiye’nin süt ve süt ürünlerinin gelistirilmesi için önemli bir yol kat etmesine karsin daha kat edilecek çok mesafenin oldugunu dile getirdi. 2021 yilinda, sütte 500 milyon dolara yakin ihracatin oldugunu bilgisini veren Coskun, süt ve süt ürünlerinde kalitenin çok önemli oldugunu ifade etti.
Coskun, Türkiye’nin tarimsal üretimde rakamsal deger olarak 10. siralarda yer almasina karsin verimlilikte Avrupa ülkelerinin yakalanamadigini bu yüzden de verimliligin önemli bir yer tuttuguna vurgu yapti. Coskun ayni zamanda süt ve süt ürünlerinin ihracatinda Avrupa Birligi standartlarinin da önemli oldugunu, bu standartlarin yakalanmasi ile ihracatin daha kolay yapilabilecegini söyledi.
Coskun, açik süt ürünlerinin sokakta satilan sütlerin mikrobiyolojik özelliginin ne oldugunun bilinmedigini, içindeki alfa toksin ve antibiyotik durumlarinin ne oldugunu, hangi hayvanin sütü oldugunun bilinmedigini, hayvanin hangi yemleri yediginin bilinmedigine vurgu yaparak, bu alanda geçimini saglayan insanlar var olmasindan dolayi insanlarin sagligiyla oynanmasina devam edilemeyecegini savundu.
“Biz tarimsal üretimde aslinda üretim degeri olarak Türkiye 10. sirada rakamsal deger olarak. Fakat verimlilikte ayni noktalari yakalayamiyoruz”
SETBIR Baskani Coskun, Türkiye’nin sütte kat ettigi yolun önemli oldugunu belirterek, “Ama daha kat edecegimiz çok mesafe var. Hemen bir örnekle baslayayim. Ihracatta yani küresel ortamda sütte nerede oldugunuz önemli. Rekabet açisindan bu çok önemli. Yani büyük oyuncu olabilmek bunu gerektiriyor. 2021 yilinda 500 milyon dolara yakin bir ihracat kalemi var süt ve süt ürünlerinde. Bu tabii ki önemli bir rakam aslinda ama diger ülkelere baktigimizda o ülkelerdeki rakamlar çok daha yukarida. Hollanda 7 milyar avronun üzerinde. Fransa’yi saymaya gerek yok zaten. Amerika Birlesik Devletleri, Yeni Zelanda, Avustralya gibi ülkeler çok farkli noktalar. Dolayisiyla bizim sadece içeride sadece tüketicilerin ihtiyaçlarini karsilamaya yönelik degil, küresel ölçekte ve kaliteyi de artirarak üretim yapmak hem verimlilik açisindan önemli bir nokta olacak. Bu ister istemez maliyetleri de orta ve uzun vadede azaltacak. Çünkü biz tarimsal üretimde aslinda üretim degeri olarak Türkiye 10. sirada rakamsal deger olarak. Fakat verimlilikte ayni noktalari yakalayamiyoruz. Çünkü verimlilik son derece önemli. Süt ve süt ürünlerinde kalite son derece önemli. Gida güvenligi son derece önemli. Demek ki bu alanlarda simdiye kadar yapilanlar çok önemli. Önemli seyler yapildi, itibarli markalarimiz var. Bu markalar kolay olusmadi. Standart dedigimiz zaman ise Avrupa Birligi standartlari geçerli. Bu standartlarda ürettigimiz zaman dünyanin her yerine ihracati çok kolaylikla yapabilirsiniz” diye konustu.
“Biz bazen söyle elestiriler aliyoruz: ‘Biz neden bugday ithal ediyoruz?’ Ithal edecegiz tabii ki”
Hollanda’nin yüzölçümü bakimindan Türkiye’den daha küçük olmasina karsin süt ve süt ürünlerinde 7 milyar avroluk ihracata sahip olmasi baglaminda konusan Coskun, “Biz hiçbir zaman kendimizi küçümsemeyelim ama ben hep onu söylüyorum. Burada olay su: Biz iyi uygulama örneklerine bakarak ama kendi sartlarimizi da göz önünde bulundurmaliyiz. Bizde inanilmaz bir dinamizm var. Rekabette kendi bildiginiz gibi olamazsiniz. Küresellik öyle bir sey. Biz bazen söyle elestiriler aliyoruz: ‘Biz neden bugday ithal ediyoruz?’ Ithal edecegiz tabii ki. Bugdayi ithal edip makarna ve un olarak ihraç ediyorsaniz yapacaksiniz bunu tabii ki. ‘Biz kendimize yetmiyor ama ithal ediyoruz’ Hayir. Öyle bir durum gelir ki biz hammaddeyi ithal ederiz. Ona katma deger yapar ihraç ederiz. Hollanda o ihracat rakamina her seyi kendi içinde ürettigini ihraç ederek o rakamlara ulasmiyor. Zeytinyagini ham halde aliyor. Onu çok güzel ambalajlarla disariya satiyor. Katma degerli ürün demek böyle bir sey demek. Çünkü siz ne kadar ugrasirsaniz ugrasin, onun üstüne kattiginiz deger ve onun pazarlama usulleri önemli. Bu sekilde biz kendimizi dünyadan soyutlayamayiz” dedi.
“Su kitliginin yasandigi bir on yil sonra gida önemli bir kalem olacak”
“Biz tarim ülkesiyiz, büyük ülkeyiz” söylemlerini ele alan Coskun, “Tamam ama biz Amerika’ya da bakacagiz. Amerika dijital tarim diyor. Neden? Amerika bugün dijital tarim yöntemiyle bugün sizin hangi toprakta ne ürettiginizi görebiliyor. Demek ki dijital tarim gibi alanlar önemli alanlar. Mesela vahsi sulamadan vazgeçmemiz gerekir. Su kitliginin yasandigi bir on yil sonra gida önemli bir kalem olacak. Aslinda dünyada gida, pandemiden sonra birinci siraya oturdu. Ne kadar çok bu alanda bir seyler yapabilirsek o kadar katki yapmis oluruz. Hepimiz de mutlu oluruz. Dolayisiyla gida üretimi konusunda ‘Ne olursa üretelim’ diyorlar. Yanlis. Sözlesmeli tarim diye bir kavram var. Yani üretici, ürününü ürettigi zaman eger maliyetin üzerinde bir fiyatla satamiyorsa veya satamiyorsa o zaman bir anlami yok ki. Demek ki üretimde ister istemez diger ürünler gibi degil. Planlama sart. Hafiza bazli planlama gibi. Simdiye kadar birtakim mesafeler alindi ama bence daha hizli hareket etmemiz gerekir diye düsünüyorum” ifadelerini kullandi.
“Insanlar bu alanda geçimini sagliyor diye insan sagligiyla oynayamayiz”
Avrupa süt sanayisinde üretilen sütlerin yüzde 95’inin hijyenik ve ambalajli halde tüketiciyle ulastirildigi bilgisini veren Coskun, sunlari söyledi:
“Tüm çabamiz bu noktayi yakalamak. Ambalaj olamayan, kontrolleri yeterince saglanamayan ürünler var. Bu insan sagligi açisindan da önemli. Diger alanlar gibi degil. Gidanin her alaninda böyle ama süt ve et gerçekten çok kolay bozulabilen ürünler. Tarim ve Orman Bakanliginin açikladigi listeye bakalim. 50 sayfalik listede 10 sayfa süt ve süt ürünleri var. 10 sayfa et ürünleri var. Demek ki fiyatlarin arttigi dönemlerde bu çok önemli. Sunu diyemeyiz: ‘Türkiye’de bir realite var. Sokak sütü var’ Tabii ki kolay degil bazi seyleri degistirmek. 7 buçuk lira çig süt sokakta satiliyor. Vatandas da fiyat uygun diye aliyor. Ben isin vergi kismini geçtim. Onu geçelim. O apayri bir konu. Peki bu süt ne derece hijyenik? Çünkü onun mikrobiyolojik özelligi nedir? Içindeki alfa toksin, antibiyotik durumlari nedir? O hangi hayvanin sütüdür? O hayvan hangi yemleri yiyor? Bunlari biliyor musunuz? Insanlar, ‘Ben yan köyden gelen sütü aliyorum, yogurt yapiyorum’ diyor. Bunlara kesin bir sekilde bir sey demek mümkün degil ama onun hikayesini biliyor musunuz? Hadi sizin elinizin altinda bir hayvaniniz vardir. Onu bildiginiz yemlerle beslersiniz. Bildiginiz sekilde veteriner kontrolü olur. Sütünü sagarsiniz ve belirli usullerle yogurt yaparsiniz. Bu tabii ki dogal bir sey. Bunun yani sira siz hiç bilmediginiz, süt sogutma tanklari ile gelen sütler ne derece içilir? Dolayisiyla insanlar bu alanda geçimini sagliyor diye insan sagligiyla oynayamayiz ki. Buna yönelik olarak burada çok mesafe alinmasi gerekiyor. Burada hizli hareket etmek gerçekten zor Türkiye sartlarinda. Gelismis ülkelerdeki birtakim seyleri alacagiz ama Türkiye’nin sartlari bazen hizli hareket etmeyi zorlastiriyor. Zorluk burada. Onun için de bu tür projeler, bu tür çalismalar bence çok degerli.”
Kaynak: İHA
Coskun, Türkiye’nin tarimsal üretimde rakamsal deger olarak 10. siralarda yer almasina karsin verimlilikte Avrupa ülkelerinin yakalanamadigini bu yüzden de verimliligin önemli bir yer tuttuguna vurgu yapti. Coskun ayni zamanda süt ve süt ürünlerinin ihracatinda Avrupa Birligi standartlarinin da önemli oldugunu, bu standartlarin yakalanmasi ile ihracatin daha kolay yapilabilecegini söyledi.
Coskun, açik süt ürünlerinin sokakta satilan sütlerin mikrobiyolojik özelliginin ne oldugunun bilinmedigini, içindeki alfa toksin ve antibiyotik durumlarinin ne oldugunu, hangi hayvanin sütü oldugunun bilinmedigini, hayvanin hangi yemleri yediginin bilinmedigine vurgu yaparak, bu alanda geçimini saglayan insanlar var olmasindan dolayi insanlarin sagligiyla oynanmasina devam edilemeyecegini savundu.
“Biz tarimsal üretimde aslinda üretim degeri olarak Türkiye 10. sirada rakamsal deger olarak. Fakat verimlilikte ayni noktalari yakalayamiyoruz”
SETBIR Baskani Coskun, Türkiye’nin sütte kat ettigi yolun önemli oldugunu belirterek, “Ama daha kat edecegimiz çok mesafe var. Hemen bir örnekle baslayayim. Ihracatta yani küresel ortamda sütte nerede oldugunuz önemli. Rekabet açisindan bu çok önemli. Yani büyük oyuncu olabilmek bunu gerektiriyor. 2021 yilinda 500 milyon dolara yakin bir ihracat kalemi var süt ve süt ürünlerinde. Bu tabii ki önemli bir rakam aslinda ama diger ülkelere baktigimizda o ülkelerdeki rakamlar çok daha yukarida. Hollanda 7 milyar avronun üzerinde. Fransa’yi saymaya gerek yok zaten. Amerika Birlesik Devletleri, Yeni Zelanda, Avustralya gibi ülkeler çok farkli noktalar. Dolayisiyla bizim sadece içeride sadece tüketicilerin ihtiyaçlarini karsilamaya yönelik degil, küresel ölçekte ve kaliteyi de artirarak üretim yapmak hem verimlilik açisindan önemli bir nokta olacak. Bu ister istemez maliyetleri de orta ve uzun vadede azaltacak. Çünkü biz tarimsal üretimde aslinda üretim degeri olarak Türkiye 10. sirada rakamsal deger olarak. Fakat verimlilikte ayni noktalari yakalayamiyoruz. Çünkü verimlilik son derece önemli. Süt ve süt ürünlerinde kalite son derece önemli. Gida güvenligi son derece önemli. Demek ki bu alanlarda simdiye kadar yapilanlar çok önemli. Önemli seyler yapildi, itibarli markalarimiz var. Bu markalar kolay olusmadi. Standart dedigimiz zaman ise Avrupa Birligi standartlari geçerli. Bu standartlarda ürettigimiz zaman dünyanin her yerine ihracati çok kolaylikla yapabilirsiniz” diye konustu.
“Biz bazen söyle elestiriler aliyoruz: ‘Biz neden bugday ithal ediyoruz?’ Ithal edecegiz tabii ki”
Hollanda’nin yüzölçümü bakimindan Türkiye’den daha küçük olmasina karsin süt ve süt ürünlerinde 7 milyar avroluk ihracata sahip olmasi baglaminda konusan Coskun, “Biz hiçbir zaman kendimizi küçümsemeyelim ama ben hep onu söylüyorum. Burada olay su: Biz iyi uygulama örneklerine bakarak ama kendi sartlarimizi da göz önünde bulundurmaliyiz. Bizde inanilmaz bir dinamizm var. Rekabette kendi bildiginiz gibi olamazsiniz. Küresellik öyle bir sey. Biz bazen söyle elestiriler aliyoruz: ‘Biz neden bugday ithal ediyoruz?’ Ithal edecegiz tabii ki. Bugdayi ithal edip makarna ve un olarak ihraç ediyorsaniz yapacaksiniz bunu tabii ki. ‘Biz kendimize yetmiyor ama ithal ediyoruz’ Hayir. Öyle bir durum gelir ki biz hammaddeyi ithal ederiz. Ona katma deger yapar ihraç ederiz. Hollanda o ihracat rakamina her seyi kendi içinde ürettigini ihraç ederek o rakamlara ulasmiyor. Zeytinyagini ham halde aliyor. Onu çok güzel ambalajlarla disariya satiyor. Katma degerli ürün demek böyle bir sey demek. Çünkü siz ne kadar ugrasirsaniz ugrasin, onun üstüne kattiginiz deger ve onun pazarlama usulleri önemli. Bu sekilde biz kendimizi dünyadan soyutlayamayiz” dedi.
“Su kitliginin yasandigi bir on yil sonra gida önemli bir kalem olacak”
“Biz tarim ülkesiyiz, büyük ülkeyiz” söylemlerini ele alan Coskun, “Tamam ama biz Amerika’ya da bakacagiz. Amerika dijital tarim diyor. Neden? Amerika bugün dijital tarim yöntemiyle bugün sizin hangi toprakta ne ürettiginizi görebiliyor. Demek ki dijital tarim gibi alanlar önemli alanlar. Mesela vahsi sulamadan vazgeçmemiz gerekir. Su kitliginin yasandigi bir on yil sonra gida önemli bir kalem olacak. Aslinda dünyada gida, pandemiden sonra birinci siraya oturdu. Ne kadar çok bu alanda bir seyler yapabilirsek o kadar katki yapmis oluruz. Hepimiz de mutlu oluruz. Dolayisiyla gida üretimi konusunda ‘Ne olursa üretelim’ diyorlar. Yanlis. Sözlesmeli tarim diye bir kavram var. Yani üretici, ürününü ürettigi zaman eger maliyetin üzerinde bir fiyatla satamiyorsa veya satamiyorsa o zaman bir anlami yok ki. Demek ki üretimde ister istemez diger ürünler gibi degil. Planlama sart. Hafiza bazli planlama gibi. Simdiye kadar birtakim mesafeler alindi ama bence daha hizli hareket etmemiz gerekir diye düsünüyorum” ifadelerini kullandi.
“Insanlar bu alanda geçimini sagliyor diye insan sagligiyla oynayamayiz”
Avrupa süt sanayisinde üretilen sütlerin yüzde 95’inin hijyenik ve ambalajli halde tüketiciyle ulastirildigi bilgisini veren Coskun, sunlari söyledi:
“Tüm çabamiz bu noktayi yakalamak. Ambalaj olamayan, kontrolleri yeterince saglanamayan ürünler var. Bu insan sagligi açisindan da önemli. Diger alanlar gibi degil. Gidanin her alaninda böyle ama süt ve et gerçekten çok kolay bozulabilen ürünler. Tarim ve Orman Bakanliginin açikladigi listeye bakalim. 50 sayfalik listede 10 sayfa süt ve süt ürünleri var. 10 sayfa et ürünleri var. Demek ki fiyatlarin arttigi dönemlerde bu çok önemli. Sunu diyemeyiz: ‘Türkiye’de bir realite var. Sokak sütü var’ Tabii ki kolay degil bazi seyleri degistirmek. 7 buçuk lira çig süt sokakta satiliyor. Vatandas da fiyat uygun diye aliyor. Ben isin vergi kismini geçtim. Onu geçelim. O apayri bir konu. Peki bu süt ne derece hijyenik? Çünkü onun mikrobiyolojik özelligi nedir? Içindeki alfa toksin, antibiyotik durumlari nedir? O hangi hayvanin sütüdür? O hayvan hangi yemleri yiyor? Bunlari biliyor musunuz? Insanlar, ‘Ben yan köyden gelen sütü aliyorum, yogurt yapiyorum’ diyor. Bunlara kesin bir sekilde bir sey demek mümkün degil ama onun hikayesini biliyor musunuz? Hadi sizin elinizin altinda bir hayvaniniz vardir. Onu bildiginiz yemlerle beslersiniz. Bildiginiz sekilde veteriner kontrolü olur. Sütünü sagarsiniz ve belirli usullerle yogurt yaparsiniz. Bu tabii ki dogal bir sey. Bunun yani sira siz hiç bilmediginiz, süt sogutma tanklari ile gelen sütler ne derece içilir? Dolayisiyla insanlar bu alanda geçimini sagliyor diye insan sagligiyla oynayamayiz ki. Buna yönelik olarak burada çok mesafe alinmasi gerekiyor. Burada hizli hareket etmek gerçekten zor Türkiye sartlarinda. Gelismis ülkelerdeki birtakim seyleri alacagiz ama Türkiye’nin sartlari bazen hizli hareket etmeyi zorlastiriyor. Zorluk burada. Onun için de bu tür projeler, bu tür çalismalar bence çok degerli.”