Rubato Grubu'nun Solisti Özer Arkun'un Yargilandigi Davada Mütalaa
Rubato grubunun solisti Özer Arkun’un, kiz arkadasini darp ettigi gerekçesiyle yargilandigi davada mütalaasini açiklayan Savci, sanigin “kasten yaralama” ve “hakaret” suçlarindan 5 yila kadar hapsini istedi. Sanik Arkun’un 5 ayri suçtan ise beraati talep edildi.

Rubato grubunun solisti Özer Arkun’nun, eski kiz arkadasi Burcu Y.’yi darp ederek hakaret ve tehditlerde bulundugu gerekçesiyle 7 ayri suçtan 40 yil 6 aya kadar hapis cezasi talebiyle yargilandigi davada mütalaa açiklandi. Anadolu 9. Agir Ceza Mahkemesi’nde görülen durusmaya, sanik Özer Arkun katilmazken, müsteki Burcu Y. ve taraf avukatlari salonda hazir bulundu.
Cumhuriyet Savcisi durusmada mütalaasini açikladi.
Mütalaada, 4 Mayis 2020 tarihinde taraflarin iliskilerinde yasadiklari gerginlik nedeniyle tartistiklari, sanigin müstekiyi yaraladiginin sabit oldugu belirtildi. Ancak müstekinin ‘hürriyetini tehdit’ iddiasina ragmen taraflarin olayin hemen ertesi günü hastaneye gittikleri, müstekinin sanik olmaksizin muayene oldugu, bu durumda sanigin iddialarinin somut deliller ile örtüsmediginin degerlendirildigi kaydedildi.
Müstekinin cep telefonu ve bilgisayarinin zapt edildigini iddiasina ragmen, HTS kayitlarinin incelenmesinde olaganüstü bir kesintinin olmamasi ve müstekinin olayin hemen akabinde video çekebildigi degerlendirildiginde bu iddianin soyut kaldigi aktarildi. Cinsel saldiriya yönelik iddialarin da sanikça kabul edilmemesi ve tanikça dogrulanmamasi nedeniyle soyut beyanlardan ibaret oldugunun belirtildigi mütalaada, incelenen mesaj içerikleri ve beyanlara göre sanigin tehdit ve santaj anlami barindiracak eyleminin tespit edilemedigi vurgulandi.
Mütalaada, sanigin müstekiyi darp ettigini sabit oldugu ancak incelenen muayene raporuna göre künt tramva izine veya kesiye rastlanilmamasi nedeniyle eylemin iddia edildigi gibi silahtan sayilacak bardak ile gerçeklestigine dair delil bulunmadigi belirtildi. 9 Haziran 2020 tarihinde sanik Arkun’un atmis oldugu mesajla ‘sen manyak misin’ seklinde hakaret ettigi, sanigin eylemlerinin uzlasmaya tabi suçlardan oldugu gerekçesiyle dosyanin uzlastirma büroya gönderildigi ancak taraflar arasinda uzlasma saglanamadigi kaydedildi.
5 yila kadar hapis talebi
Mütalaada, sanik Özer Arkun’un “Basit tibbi müdahale ile giderilebilecek sekilde kasten yaralama” ve “Hakaret” suçlarindan 1 yil 3 aydan 5 yila kadar hapis cezasiyla cezalandirilmasi istendi. “Kisiyi hürriyetinden yoksun kilma”, “Tehdit”, “Santaj”, “Nitelikli yagma” ve “Basit cinsel saldiri” suçlarindan ise beraati talep edildi.
“Yanlislikla gelisen bir olaydir”
Bunun üzerine söz alan müsteki avukati Fatih Uzun, mütalaaya karsi yazili beyanda bulunmak üzere süre istedi. Sanik avukati Serkan Toper ise, “Müstekinin öfke krizi halinde müvekkile saldirmasi sonucunda yanlislikla gelisen bir olaydir” diyerek müvekkilinin tüm suçlardan beraatini istedi. Mahkeme, müsteki avukatina mütalaaya karsi beyanlarini hazirlamalari için süre vererek durusmayi eksikliklerin giderilmesi için erteledi.
(GE-CGK
- BBP Genel Baskani Mustafa Destici:
- “Avrupa, Ukrayna’da görmezden geldikleri Bosna Savasini ve Bosna’da Müslümanlari hedef alan soykirimi saymazsak, 2. Dünya Savasi’ndan sonra ilk defa, savasin karanlik yüzüyle yüzlesiyor"
-"Avrupa tüm dünyayla birlikte, Rus güçlerinin çekilmesiyle baskent Kiev yakinlarindaki Buça’da ortaya çikan manzaranin sokunu yasiyor”
Ahmet Umur Öztürk - Ibrahim Berat Yilmaz
ANKARA - Büyük Birlik Partisi Genel Baskani ve Ankara milletvekili Mustafa Destici, “Avrupa, Ukrayna’da, görmezden geldikleri Bosna Savasini ve Bosna’da Müslümanlari hedef alan soykirimi saymazsak, 2. Dünya Savasi’ndan sonra ilk defa, savasin karanlik yüzüyle yüzlesiyor. Avrupa tüm dünyayla birlikte, Rus güçlerinin çekilmesiyle baskent Kiev yakinlarindaki Buça’da ortaya çikan manzaranin sokunu yasiyor” dedi.
BBP Genel Baskani Destici, TBMM’de basin toplantisi düzenledi.
Destici, 5 Nisan tarihinin Avukatlar Günü oldugunu hatirlatarak, “Yargi mekanizmasinin üç temel ayagindan ‘savunma’yi temsil eden, vatandaslarimizin adalet önündeki hak arama mücadelelerinin simgesi avukatlarimizin meslek günlerini kutluyorum” ifadelerini kullandi.
Destici, 5 Nisan 1990 tarihinde Dogu Türkistan’da gerçeklesen Barin Katliami’nin 32. Yildönümü oldugunu söyleyen Destici, “Üzerinden geçen 32 yila ragmen, Barin Katliami’nda kaybettigimiz kardeslerimizin, soydaslarimizin acilarini yüreklerimizde tasiyoruz. Dogu Türkistan’da bugün halen devam eden ve bahsi geçen tarihlerde yogunlasan, Çin’in bölge halkinin bekasina yönelik büyük tehdit olusturan, aile planlamasi adi altinda baslatilan ‘dogum yasagi’, ‘Çinlilerin, Dogu Türkistan’a gayri mesru göçü ile iskani’ gibi uygulamalara karsi bölgede yasayan Türklerin tepkileri, Barin’da, Ramazan ayinda, bir caminin onarimi sirasinda çikan tartismalarla fiili bir gerilime dönüstü. Çin ordusu, 5 Nisan 1990’da, Ramazan ayinda, Dogu Türkistan’in Kasgar vilayetine bagli Aktu ilçesi Barin kasabasina yönelik büyük bir saldiri gerçeklestirdi. Çin’in silahsiz protestoculara ates açmasiyla baslayan olaylar, Çin yönetiminin bölgeye 22 bin 750 silahli asker, tankli birlik, helikopter ve uçaklar sevk ederek bölgeyi abluka altina almasiyla devam etti. Yaklasik 20 bin nüfusu olan Barin kasabasina dogru büyük bir taarruz baslatan Çin güçleri, korkunç bir katliam ve yikima imza atti. Hedef gözetilmeden açilan ates ve bombardimanlar sonucu, Barin kasabasinin yok edildigi, binlerce sivilin vahsice katledildigi ögrenildi. Çin, ancak ‘soykirim’ kelimesiyle isimlendirilebilecek bu büyük katliam sonrasinda, güvenlik bahanesiyle, Dogu Türkistan’in Kasgar, Artus, Aksu ve Hoten illerini abluka altina aldi ve 10 binden fazla Uygur genci isyanla iliskilendirilip tutuklanarak, idam ve ömür boyu hapis cezalarina çarptirildi” seklinde konustu.
Destici söyle konustu:
“Bugün, Çin’de, toplama kamplarinda 3 milyondan fazla Uygur Türkünün varligindan bahsediliyor ve 3 milyondan fazla insan, bu çilenin, iskencelerin ne zaman bitecegini bilmeden tecrit sartlarinda yasiyorlar. Dogu Türkistanli kardeslerimizin, bu duruma sessiz kalan Birlesmis Milletler, Islam Isbirligi Teskilati ve Avrupa Birligi ülkelerine yaptigi ’sessiz kalmama’ çagrilarini destekliyoruz. Barin Katliami’nda hayatini kaybeden sehitlerimiz basta olmak üzere, insanlik onurunu korumak için hayatini kaybeden tüm insanlara Allah’tan rahmet diliyorum. Bu vesileyle Çin’in 1949 yilindan beri uygulamakta oldugu insanlik disi uygulamalarini kiniyorum.”
Destici, Türk Polis Teskilati’nin kurulusunun 77. yilini ve Polis Haftasi’ni kutladiklarini belirterek, “Devletin en önemli görevlerinden biri, kamu düzenini ve halkin güvenligini saglamaktir. Bu yönleriyle milletimiz, Türk Polisi’nin tarihini, milletimizin tarihiyle akran sayar. Suçun önlenmesi ve suçla mücadele gibi önemli toplumsal görevleri yerine getiren Türk Polisi, bu asli görevlerini yaparken, aslinda kamuya ait tüm alanlarda, devletin vatandasa hizmet ulastirabilmesi için uygun sartlari saglamis olur. Bu yönüyle polis teskilatimizin, tüm kamu hizmetlerine ve sosyal hayatin bütününe önemli bir katki sagladigini söylemek zorundayiz. Bütün kamu görevlilerinden fakli olarak, yilin 365 günü ve 24 saat görev yapan polislerimiz, bu agir yükün yaninda, meslek hayatlarinin her anini ölüm tehlikesiyle geçirmeleri itibariyle de çok agir bir sorumluluk üstleniyorlar. Bu yönleriyle de emniyet mensuplarimiz, milletimizin hayatinda ve gönlünde önemli bir yer tutuyorlar. Bunun yani sira milletimiz, Emniyet Teskilatimizin mensuplarini, ‘ülkemizin özellikle son kirk yilinda, teröre karsi, milletin istikbalini, çukurlara, hendeklere gömme hayali kuranlara karsi, 15 Temmuz’da devleti yikmaya kalkanlara karsi verdikleri kahramanca mücadeleyle hatirliyor, onlari yüreginde tasiyor’”
Ukrayna-Rusya olayina deginen Destici, “Savasan her iki ülkeyle de önemli, siyasi, askeri, ekonomik ve sosyal baglarimiz var. Dolayisiyla Türkiye, pek çok alanda, savasin etkilerine maruz kaliyor. Bunun yani sira, Türkiye, ‘insani yardimlar’ ve ‘barisin saglanmasi’ konularinda, tarihi bir rol üstleniyor. Savasta hayatini kaybedenlerin acilarini paylasiyoruz. Savasin, yasanan ölümlerin, yikimlarin son bulmasini; barisin bir an önce tesis edilmesini diliyorum. Avrupa, Ukrayna’da, görmezden geldikleri Bosna Savasini ve Bosna’da Müslümanlari hedef alan soykirimi saymazsak, 2. Dünya Savasi’ndan sonra ilk defa, savasin karanlik yüzüyle yüzlesiyor. Avrupa tüm dünyayla birlikte, Rus güçlerinin çekilmesiyle baskent Kiev yakinlarindaki Buça’da ortaya çikan manzaranin sokunu yasiyor. Uluslararasi ajanslar, Buça’da, onlarca sivilin baslarindan vurularak infaz edildiginin bilgi ve görüntülerini kamuoyuyla paylastilar. Ukraynali yetkililer, Buça ve yine Kiev’in banliyölerinden Irpin’de en az 410 sivilin cesetlerinin bulundugunu açikladilar. Buça Belediye Baskani Anatoly Fedoruk, kurbanlarin tümünün vurularak öldürüldügünü, Ruslarin öldürdükleri 280 sivili ise toplu mezara gömdügünü söyledi.
Buça’da bir apartmanin bodrum katinda elleri arkadan bagli 5 kisinin cesedine ulasildi” diye konustu.
