Diyarbakir'da 1895 Yilinda Ermeni Komitelerin Saldirisi Sonucu 8 Cami Yakilarak Kanli Cuma Yasandi
Tarihçi Doç. Dr. Oktay Bozan, sözde Ermeni Soykiriminin olmadigini, olaylarin aslinda 1895 yilinda Ermeni komitelerin Diyarbakir’da çikarttigini ve saldirilar sonucunda basta tarihi Ulu Camii olmak üzere 8 cami yakildigini söyledi. Bozan, saldirilarin kanli Cuma olarak tarihi kayitlarda oldugunu ve 878 dükkanin yakildigini ifade etti.

Her yil 24 Nisan oldugu zaman Avrupa’da belli çevreler, belli ülkeler, Türkiye’yi, milletimizi, tarihini ve devletimizi itibarsizlastirmak için bir soykirim suçlamasi yapildigini aktaran Doç. Dr. Bozan, gazeteci görünümlü, aydin görünümlü, milletvekili görünümlü bir takim Ermenilerin, Ermeni komitelerin desteklemesi üzerine devlettin almis oldugu tedbirlerin baslangiç günü oldugunu belirtti.
‘Ermeniler, Müslümanlari kardes, Müslümanlarda, Ermenileri sirdas kabul ederdi’
Ermeniler ile Türkler yaklasik olarak 11. Yüzyildan itibaren beraber yasadigina deginen Doç. Dr. Bozan, “Daha öncede 7. Yüzyildan itibaren Müslümanlarin idaresi altinda yasiyorlardi. 19. Yüzyilin sonlarina kadar Ermeninler ile Müslümanlar arasinda kayda deger bir hadise yasanmadigini görüyoruz. Hatta bunu suradan görebiliriz. Diyarbakirli devlet adami, tarihçi Ali Emiri Efendi sunu söylüyor. Vilayeti Sarki adli eserinde diyor ki, ‘Bir Müslüman hacca gittigi zaman ailesini Ermeni komsusuna birakirdi. Bir Ermeni’de Kudüs’e ya da baska yerlere gittigi zaman ailesini Müslüman komsusuna birakirdi.’ Bundan dolayi Ermeniler, Müslümanlari kardes, Müslümanlarda, Ermenileri sirdas kabul ederdi. Peki ne zamana kadar? 1878 yili sonrasinda iki toplum arasindaki iliskilerin kopmaya basladigini görüyoruz. Fakat, 1877-78 tarihinde Osmanli- Rus harbi yasaniyor. Savastan sonra Ermeni meselesi uluslararasi bir mesele haline dönüstürülüyor. Osmanli devletini kafasina koyan, bunu planlayan büyük devletler. Bunlar kim? Ingiltere, Fransa, Rusya’dir, bunlari Ermeni meselesini uluslararasi bir meseleye dönüstürüyorlar. Bunun üzerinden Ermeni toplumunu politize etmeye basliyorlar. Bu süreçten sonra dogu vilayetlerinde konsolosluklar, misyonerlik kurumlari, yabanci okullar ve Ermeni din adamlari tamamen Müslümanlar ile Ermeniler arasindaki o kadim iliskileri bozmaya çalisiyorlar. Bir süre sonra buralarda komiteler kuruluyor. Hinçak ve Tasnak örgütleri kuruluyor ve bunlar birçok yerde bomba yapmayi ögreniyorlar. Halep’e giden tüccar bomba, silah getiriyor. Ve gittikçe toplumun burada silahlanmaya basladigini görüyoruz” dedi.
“1895 Cuma günü Diyarbakir’da 8 camiye es zamanli saldiri düzenleniyor”
1890 tarihinde binlerce yildir bir arada yasayan kadim halklar arasinda bir güvensizlik ortaya çiktigini kaydeden Bozan, sözlerini söyle sürdürdü:
“Mesela Ingiliz konsoloslugu Diyarbakir’da diyor ki, ‘siz olay çikarin biz size müdahale edelim.’ Diyarbakir’da 1895 tarihinde önemli bir olay olacak. O olaydan hemen birkaç önce imam Ömer Efendi sarigindan tutulup sürükleniyor burada. Müslümanlar tahrik edilmeye, büyük olaylar çikarilmaya çalisiliyor. Bunlara ragmen sagduyunun galip geldigini görüyoruz. Ama bütün bunlarin sonrasinda 1895 yili 1 Kasim’ina geldigimiz zaman, birçok vilayet gibi Diyarbakir’da da olaylar oluyor. Diyarbakir’daki olaylarin perde arkasina bakildigi zaman Tomas Mendilciyan diye bir kisinin evinde yakalanan bir mektup var. Mektupta diyor ki, ‘ huzurun devam etmesi bizim aleyhimizedir.’ Müslümanlari tahrik etmek için onlarin mabetlerinize saldirmamiz gerek.’ 1 Kasim 1895 Cuma günü Diyarbakir’da 8 camiye es zamanli saldiri düzenleniyor. Basta Diyarbakir Ulu Camii olmak üzere, Seyh Mattar Camii, Sultan Sasa Camii gibi camilere es zamanli saldiri yapiliyor.”
“Nitekim 1915 sevk ve iskan kararina giden sürecin aslinda en önemli ayagi 1895”
Bu saldirilarin oldugu gün, Diyarbakir’da namaza kilinmadigini animsatan Doç. Dr. Bozan, “Diyarbakir’da kanli bir Cuma yasaniyor. Ve bu kanli Cuma nedeniyle birçok Müslüman cami avlusunda hayatini kaybediyor. Cami avlusunda Müslümanlar ile Ermeni komiteciler arasinda mukatele yasanmis oluyor. Bu olaylarin oldugu gün ayni zamanda hemen ilerimizde olan Demirciler Çarsisinda yangin çikariliyor. Bu yangin birçok yere yayilacak. Bu yangin sipahiler pazari, bugdaycilar pazari dedigimiz yerlere yayilmasiyla beraber Diyarbakir’da 878 tane dükkan, atölye, depo, tezgah bir nevi Diyarbakir’in can damarinin yandigini görüyoruz. Halk arasinda (Çarsiya savuti) dedigimiz yanik çarsi hadisesi böylece 1 Kasim 1895 tarihli hadise oldugunu görüyoruz. Olaylar 3 gün sonra kontrol altina alinmis oluyor. Nitekim 1915 sevk ve iskan kararina giden sürecin aslinda en önemli ayagi 1895 yili diyebiliriz” seklinde konustu.
