Bakan Soylu Açiklamasi 'Sakarya Ve Kocaeli'nde 300'Ün Üzerinde Kisi Yakalandi'

Çesitli temaslarda bulunmak üzere Kirsehir’de bulunan Içisleri Bakani Süleyman Soylu; 5 Aralik Dünya Gönüllüler günü dolayisiyla düzenlenen program çerçevesinde AFAD görevlileriyle bir araya geldi. Burada açiklamalarda bulunan Bakan Soylu; "

Neset Ertas Kültür Merkezi’nde düzenlenen programda konusan Içisleri Bakani Süleyman Soylu Kirsehir’de bulunmaktan dolayi duydugu memnuniyeti ifade ederek; "5 Aralik Dünya Gönüllüler Günü dolayisiyla AFAD Gönüllüleriyle bir araya geldi. Içisleri Bakani Süleyman Soylu; "Bugün Kirsehir’d3esiniz. Memleketimizin her bir kösesi medeniyet, tarih, kültür zenginligidir. Biz çok büyük bir medeniyetin çocuklariyiz. Bizim medeniyetimiz dünyaya hep iyiligi kardesligi ... Ata, baba, anne, büyüklere hürmet, küçüklere sevgi, iyilik, komsu, tarih’ demis. Ama bunlari derken, bunlari ifade ederken Yunus Emre ile bunu güzel güzel anlatmis. Bugün bir güzel sehirdeyiz. Bu güzel sehirde Ahi Evran’in sehri olarak nitelendirilen Kirsehir’deyiz. Ayni zamanda Haci Bektas’in topragindayiz, Asim Pasa’nin sehrindeyiz, Üstat Neset Ertas ve babasi Muharrem Ertas’in sehrindeyiz. Bu güzel sehir sadece bütün güzellikleri barindiran bir sehir degil, bu sehrin baska bir güzelligi daha var. Bugün bir taraftan Gönüllüler Günü, bir taraftan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934’te kadinlara seçme ve seçilme hakkinin anayasaya konuldugu 88. yildönümünü kutladigimiz gündür. Bu kutlu sehre; tarihimizin, medeniyetimizin satirlarinin, misralarini insa eden bu güzel sehre hos geldiniz" dedi.



"Afetle mücadele bir vatan savunmasidir"

" Ne kadar çok vatandasimizi bu ise dahil edersek o kadar basarili oluruz" diyen Bakan Soylu, afetle mücadelede kurumlarin yaninda gönüllülerin de önemli bir yer tuttugunu aktardi. Bakan Soylu; "12 Kasim’da bir tatbikat yaptik, 12 Kasim Düzce depreminin yildönümüydü. Hem onu anlattik, hem orada kaybettiklerimizi rahmetle yad ettik, ayni zamanda gelecegimize ait yapabileceklerimizi, gelecek nesillerimize birakabileceklerimizi afet anlaminda bir kez daha bütün milletimizle paylasabilmek için bir tatbikat gerçeklestirdik. Ardindan tatbikatin tarihini ve tatbikati yapmamiza adadigimiz Düzce’ce bir deprem oldu. Biz afet bölgesiyiz. Depremleri yasiyoruz, selleri yasiyoruz, cumhuriyet tarihinin en büyük yanginlariyla yüzlestik. Çig, kaya düsmesi ve birçok afet çesidiyle karsi karsiya kalan bir ülkeyiz. Elbette ki burada toplumumuzu, milletimizi buna hazirlamak bizim en temel görevimizdir. Düzce depreminde de hep beraber sunu gördük, sabah erkenden oradayiz tüm kurum ve kuruluslariyla. Sabah erkenden bu ülkenin cumhurbaskani Düzce depremi için ayaktaydi, bakanlar oradaydi, genel müdürler oradaydi. Bütün herkes vatandasinin karsi karsiya kalmis oldugu endise ve korkunun ortadan kalkabilmesi için çaba sarf ediyorlardi. Tedbirleri alabilmek, tespitleri yapabilmek, atilacak adimlari belirleyebilmek için oradaydi ve günlerce orada kaldi. Allah’a sükür can kaybimiz olmamisti ama hep beraber Düzce’nin yillar önce yasadigi hem 17 Agustos’ta hem de 12 Kasim’daki deprem travmasinin hep birlikte tekrar yasanmasindan sonra bunun atlatilabilmesi için oradaydik. Okullar tatil edildi, bütün binalar yeniden tespit edildi. Tekrar çadirlar kuruldu, konteynirlar kuruldu, yardimlar yapildi. Devlet bütün unsurlariyla beraber vatandasini yalniz birakmadi. Ama bir de iyiligin çocuklari olarak ’biz de buradayiz’ diyen gönüllüler de oradaydi. Ilk önce ’afet gönüllülerinin olmasi lazim’ dedigimiz andan sonra yaptigimiz çalismalar çerçevesinde afet gönüllüleriyle ilk karsilastigim yerin Elazig ve Malatya depreminden sonra Giresun sel afeti oldugunu biliyorum. Bugünkü gibi hatirliyorum. Sabahin erkeninde Giresun’a gittigimde neredeyse birinci katlarin üzerindeki bir toprak yigintisinin üzerinden gidiyor idik. Allah kimseyi böyle bir afetle karsi karsiya birakmasin. Hedefsiz ve nereye gittigi belli olmayan, belki belirsiz adimlarinin kendisini nereye götürdügünü bilmeyen insanlarin basimiza nasil bir sey geldigini düsünmekten o kararsiz adimlarini bugün de hatirliyorum. Sadece biz sonunda olusan adayi gördük ama onlar yasamislardi. O suyun gelisini, selin gelisini ve o korkuyu yasamislardi. Bizim yapabilecegimiz en önemli sey oradan onlari çekip çikarmakti. Ardindan birçok afet yasadik. Türkiye’nin neresi olursa olsun görevli kurumlarinin disinda AFAD gönüllülerinin de orada oldugunu görmek bize güç verdi. Biz onlara güç veriyordu, onlar bize güç veriyordu. Gönüllülük büyük bir erdemdir. Aynisini Kastamonu Bozkurt’ta yasadik. Onlarin tecrübelerinden istifade etmeye çalistik. Bazen de yeni adimlara, kampanyalara, afet yönetiminin gelecegine odaklandik. Böylece hazirlik gibi, egitim gibi, tatbikat gibi temalari ve bunlara ait uygulamalari, çalismalari hayata geçirdik. Bununla birlikte arama, kurtarma personel kapasitemizde nicelikle birlikte niteligi de artirmanin gayretinde olduk. Öte yandan afet yönetiminde tüm kurum ve kuruluslari sivil toplumun içerisine dahil etmeyi basardik. Etkili bir organizasyon ve koordinasyonla bir büyük güç olusturmayi basardik. Tüm bu toplantilardan çikan önemli sonuçlar var ama en önemlilerinden birisi afetle mücadele bir vatan savunmasidir. Bunu hep birlikte yapmaliyiz. Ne kadar çok vatandasimizi bu ise dahil edersek o kadar basarili oluruz. Sayimiz arttikça basarimiz artmaktadir" seklinde konustu.



"Elestirenler oldu, mizah malzemesi yapanlar oldu ama muhtesem bir is yaptik"

Ülke genelinde 94 bin tatbikat yapildigini da aktaran Bakan Soylu; "Tüm Türkiye’de deprem tatbikati, ’çök, kapan, tutun’ tatbikati yaptik. Elestirenler oldu, kusur bulanlar oldu. Hatta bazilari mizah malzemesi yapti. Olabilir, dogaldir, bu elestiriler de bir nevi tatbikattir. Ama sunu söylemek isterim, tüm Türkiye olarak muhtesem bir is yaptik. Bunu Düzce’ye gittigimde depremle karsi karsiya kalan vatandaslarimizin büyük bölümü ’çök, kapan, tutun yaptik, öyle çiktik’ dediler. Toplumumuzun bütün kesimiyle, kurumlarimizla beraber 94 bin tatbikat gerçeklestirdik. Yapmadigimiz tatbikat türü kalmadi. Bütün bunlari yaparken de AFAD’in kapasitesini, ülkenin kapasitesini hep beraber ortaya koyduk. Egitim sadece okulda olmaz, egitim ayni zamanda hayatin içerisinde alinir" ifadelerini kullandi.

"Sakarya ve Kocaeli’nde 300’ün üzerinde uyusturucunun imal ve ticaretini yapan kisi yakalandi"

Tatbikatlarin yani sira egitimlere de önem verdiklerini ifade eden Içisleri Bakani Süleyman Soylu, hiçbir alani bos birakmamaya çalistiklarini belirtti.

Sabah Kocaeli ve Sakarya’da yapilan uyusturucu operasyonunda 300’ün üzerinde kisinin yakalandigini da sözlerine ekleyen Bakan Soylu; "En iyi narkotik polisi anne’ projemiz var. Sabah Kocaeli ve Sakarya’daydim. Ankara’dan 03.00’te çiktim, sabah 04.30 Kocaeli, 05.30’da da Sakarya’da yaklasik 2 bini askin kahraman polis teskilatimizin mensuplarinin uyusturucu saticilarini sabahin günesi dogmadan derdest edebilmesi için ’Allah ayaginiza tas degdirmesin’ diyerek operasyonu baslattik. 300’ün üzerinde uyusturucunun imal ve ticaretini yapan, organizatörlügü yapan kisileri yakaladilar ve bugün Sakarya ile Kocaeli bassavciliklarina teslim ettiler. Polisin elde ettigi sonuç su idi; uyusturucu kullananlarin önemli bir bölümü ailesiyle beraber yasiyor. Biz nasil ulasmaliydik? Elbette ki devletin kendi adina olusturdugu kaynagi var ama eger biz annelere ulasirsak, çocuklarinin uyusturucuya basladigini anlayabilirlerse ilk etapta onlara elini uzatabilme firsatlarini onlara verirdik. Suana kadar 1 milyon 300 bin üzerindeki anneye bu egitimi verdik. Bunlari milyonlara çikaracagiz. Siber suçlar var, çocuklarimizi kendi tuzaklari içerisinde düsürmek isteyenler var. Suana kadar yaklasik 6 buçuk milyon çocugumuza bu yil SIBERAY egitimi verdik. Bir yandan afet egitimi, bir yandan en iyi narkotik polisi anne egitimi, bir yandan SIBERAY egitimi veriyoruz. Sadece bu yil 6 buçuk milyon insanimiza trafik egitimi verdik. Hiçbir alani bos birakmaya çalismiyoruz, her alani doldurmaya çalisiyoruz" dedi.



4 buçuk milyon kadin KADES’i telefonuna indirdi

Kadina siddetle mücadele çerçevesinde 4 buçuk milyon kadinin KADES uygulamasini cep telefonuna indirdigini de sözlerine ekleyen Bakan Soylu; "Bütün dünyada kadina siddet büyük bir problem. Bizim medeniyetimizde böyle bir sey söz konusu degil, olmamasi gerekir. Bizim medeniyetimizin kabul etmeyecegi bir sey. Burada da elbette ki KADES’i 4 buçuk milyon kadinin cep telefonuna yüklendi, elektronik kelepçe merkezi kurduk ama yeterli degil. Uyusturucudan, kadina siddete, afete kadar birçok alanda büyük bir mücadele ortaya koyuyoruz" diye konustu.



"Siz ecdadimizin emanetini gelecege tasiyan iyilik elçilerisiniz"

Sadece Türkiye’de degil kilometrelerce uzakliktaki ülkelerde de ihtiyaçlarin giderildigini dile getiren Bakan Soylu konusmasini söyle sürdürdü;

"Bu devlet nizamini, bu millet nizamini anlatmakla mükellefiz. Irak’i, Suriye’yi, Afganistan’i, Pakistan’i, Yemen’i, Libya’yi, Lübnan’i, Orta Dogu’yu, Afrika’yi görüyoruz. Biz bugün Arakan’da variz. Biz arkadaslarimiz ile birlikte Arakan Müslümanlarinin bulundugu Banglades’e gittik. Biz oradaki ziyaretimizi yaptik. Ssivil toplum örgütleri kamu, kurum ve kuruluslari hepsi oradalar. Hepsi bir köse basindalar. Saglik Bakanligimiz çok güzel bir hastane olusturmus. Kadinlara, çocuklara bakiyor. Onlarin 100 bin kadar bir kismini 300 milyon dolarla tesislerini yaptiklari bir adaya sevk etmek istiyorlar. Okyanus oldugu için ve bazen çok güçlü firtinalar oldugu için o adayi emin bulmuyormus. Arakanli Müslümanlar etrafimizi çerçevelerdi. Önderleri geldiler. Ne kadar büyük bir sorumluluga sahip oldugumuzu bu salona bir kez daha affiniza siginarak hatirlatmak için bunlari söylüyorum. Dediler ki; ‘bizi o adaya götürmeye çalisiyorlar. Eger siz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, bizim önümüzde olur. Evet bu adaya beraber gidelim derseniz, gidecegiz. Aksi takdirde biz o adaya adim atamayiz.’ Binlerce kilometre ötedeki Arakanli kardeslerimize eminlik veren bir milletin ve devletin mensuplariyiz. Allah’imiza sükürler olsun. 2 sene önce Hirvatistan’da deprem oldu. Hirvatistan ile ilk temasi kuran orada ilk konteynir kenti kuran ve çadirlari gönderen ülke biz olduk. Dediler ki; ‘Bizim Avrupa’daki en iyi dostlarimiz bize 20 çadir gönderdiler, siz burada ay yildizli bayraklarinizla bir konteynir kent kurdunuz ve gidasindan tüm ihtiyaçlarina kadar her seyi karsiladiniz.’ Bundan 1 yil önce Lübnan heyeti Türkiye’ye geldi. Lübnan tarihin en büyük ekonomik krizini yasiyor. Hakikaten büyük bir krizle karsi karsiyalar. Orada bize dediler ki; ‘bizim 0-2 yas araligindaki çocuklarimiz anne sütüne ve süte erisemiyorlar. 0-2 yasindaki çocuklar süt alamazlarsa hayatlari boyunca bunun eksikligini yasayacaklar. Sayin Cumhurbaskanimiz beni çagirdi. Dedi ki ‘Lübnan’daki bütün 0-2 yas araligindaki çocuklarin süt ihtiyaçlarini biz karsilayacagiz.’ Lübnan Osmanli Devleti için bambaskadir. Onlar bizim kardeslerimizdir. Omuz omuza beraber olduklarimizdir. Siz ecdadimizin emanetini gelecege tasiyan iyilik elçilerisiniz."

"Her ilimiz için il risk azaltma planlarimizi tamamladik"

Türkiye Afet Risk Azaltma Plani’ni olusturduklarini ve bu planin önümüzdeki süreç için temel yol haritasi olacagini da söyleyen Soylu konusmasini; "Elbette ki afet yönetimine tamamen haziriz demek, buna inanmak ve rehavete kapilmak gibi bir yaklasimimiz olmasi mümkün degildir. Ancak ciddi ve basarili bir süreç içerisindeyiz. Önemli adimlar attik. Mesafe kat ettik ve bunu sürekli degistiriyoruz. Hiçbir adimimiz rastgele degildir. Bugün Türkiye’nin 3 asamali bütünlesik bir afet yönetim sistemi vardir. Afet öncesi hazirlik, afet ani müdahale ve afet sonrasi iyilestirme olarak, 3 asamali bir afet yönetimi uyguluyoruz. Türkiye afet müdahale planimiz, afet risk azaltma planimiz, afet müdahale planimiz ve Türkiye afet sonrasi iyilesme planimiz sadece yazili belgeler degil, yasayan ve kendine ait alt yapilari olan belgelerdir. Afetlerde bunu hep birlikte uyguladik ve bu planlar bize büyük bir rehberlik ortaya koydu. Her ilimiz için il risk azaltma planlarimizi tamamladik. Bunlari bir araya getirerek, Türkiye Afet Risk Azaltma Plani’ni da olusturduk. Bu plan önümüzdeki süreç için temel yol haritasi olacaktir" seklinde tamamladi.
Kaynak: İHA