Bakan Özer Açiklamasi 'Liselerde Ortaya Çikan Okullar Arasi Basari Farkinin Kaynagi Okul Öncesi Egitimdir'

Milli Egitim Bakani Mahmut Özer, okul öncesi egitimin yalnizca egitimde firsat esitligi için önemli bir durum olmadigini belirterek, “Eger 5 yasindaki okullasma orani yüzde 11’se bu ülkenin garibi okul öncesi egitime erisemiyorsa birinci sinifta hazir bulunmuslukta ciddi fark olur. Ben bu farki kapatamam. Liselerde ortaya çikan okullar arasi basari farkinin kaynagi okul öncesi egitimdir” dedi.

Milli Egitim Bakani Mahmut Özer, bakanligin 2023 yili bütçesinin TBMM Plan Bütçe Komisyonundaki görüsmelerinde milletvekillerinin sorularini yanitladi. Bakan Özer, verilerle konusan ve seffaf bir bakan oldugunu savunarak, “Yapabildigime yaparim derim ve yaparim. Yapamadigima da yapamam derim ve söz vermem. Allah’a sükür 15 ay içerisinde Allah beni hiç mahcup etmedi. Bir yil içerisinde Istanbul’da göreve geldigim zaman 147 tane devlet anaokulu vardi. Bin 538 tane özel ögretim anaokulu vardi. Bin tane anaokulu yaptik Istanbul’a. Istanbul’da 5 yasindaki okullasma oranlari yüzde 45’ti. Su anda yüzde 90’a geldi. Bizden önce neden yapmadiklarini önceki bakana sorun. Niye yapmadigini sorun” diye konustu.



“Liselerde ortaya çikan okullar arasi basari farkinin kaynagi okul öncesi egitimdir”

Okul öncesi egitimin yalnizca egitimde firsat esitligi için önemli bir durum olmadigini kaydeden Özer, “Ben ne için okul öncesi egitime önem verdim? Çünkü okul öncesi egitim, eger 5 yasindaki okullasma orani yüzde 11’se bu ülkenin garibi okul öncesi egitime erisemiyorsa birinci sinifta hazir bulunmuslukta ciddi fark olur. Ben bu farki kapatamam. Liselerde ortaya çikan okullar arasi basari farkinin kaynagi okul öncesi egitimdir. Ben kaynaga indim. Bir yilda yaptigimiz bu olay bir devrimdir. Bunu egitim tarihi daha sonra yazacaktir” ifadelerini kullandi.

“Bu ülkenin gençlerinin çok daha bilissel ve bilissel olmayan becerilerini tam olarak yetistirmek için okul öncesi yatirimi yaptim”

Okul öncesi egitimin sadece bilissel becerileri gelistiren bir egitim kademesi olmadigini ifade eden Bakan Özer, “Amerika’daki boylamsal çalismalara baktiginiz zaman okul öncesi egitime devam eden bireylerin, egitimde ve istihdamda kaldiklari sürenin okul öncesi egitime devam etmeyen bireylere göre çok daha yüksek oldugunu ve suça meylin çok daha az oldugunu ortaya koymaktadir. Ben bu yatirimi yaparak, bu ülkenin gençlerinin çok daha bilissel ve bilissel olmayan becerilerini tam olarak yetistirmek için okul öncesi yatirimi yaptim. Çok az maliyetle yaptim bunu” dedi.



“Akademik olarak basarili ögrencileri mesleki egitimden ve imam hatiplerden çekmek için katsayi uygulamasi yapildi”

Bakan Özer, bakanlik görevinde öncelik verdigi ikinci konunun mesleki egitim oldugunu aktararak, “Sabahtan beri egitimde firsat esitligi ile ilgili konusuyorsunuz. Sanki katsayi uygulamasini AK Parti iktidari çikardi. Katsayi uygulamasi niye yapildi bu ülkede? Bu ülkede gariban kisileri mesleki egitime gidip hiçbir yere yerlestirmemek için yapildi. Is gücü piyasasinin ihtiyaç duydugu nitelikli insan kaynagini yetistirmemek için yapildi. Akademik olarak basarili ögrencileri mesleki egitimden ve imam hatiplerden çekilmek için yapildi” degerlendirmesini yapti.

“Gariplerin degil herkesin cazibe merkezi olarak mesleki egitime yönelebilmesinin mekanizmalarini insa edebilmektir gerçek egitim sistemi”

“Biz 28 Subat’in akittigi suyu tersine çevirdik” diyen Bakan Özer, “Yüzde 1’lik basari diliminden ögrenci almaya basladi meslek liseleri. ASELSAN Mesleki Lisesi, TEKNOPARK Istanbul Mesleki Teknik Anadolu Lisesi, ITÜ, Yildiz Teknik Üniversitesi Mesleki Teknik Anadolu Lisesi, Konya ASELSAN Mesleki Teknik Anadolu Lisesi, en son Demirören Medya Mesleki Teknik Anadolu Lisesi 0.12 puanla ögrenci aldi. Istanbul Fen Lisesi’ne gidecek ögrencinin aldigi puandan daha yüksek puanli ögrenci meslek lisesine gitti. Iste bu akintinin tersine dönmesi demektir. Gariplerin degil herkesin cazibe merkezi olarak mesleki egitime yönelebilmesinin mekanizmalarini insa edebilmektir gerçek egitim sistemi” diye konustu.



“Türkiye’de 4 arti 4 ile 8 sene Komprehensif (çagdas egitim planlamasi) egitim yapiliyor sonra mesleki egitim devreye giriyor”

Almanya modeli egitim sisteminin alt sosyal sinifi ezen bir mesleki egitim sistemi oldugunu söyleyen Bakan Özer, “On yasinda ‘tracking’ yapiyor. On yasinda Türk çocuklarini mesleki egitime gönderiyor. Akademik çizgiden döndürüyor. Türkiye’de 4 arti 4 ile 8 sene Komprehensif (çagdas egitim planlamasi) egitim yapiliyor sonra mesleki egitim devreye giriyor. Biz mesleki egitimdeki bu iyilestirmeyi yaparken ayni zamanda geleneksel; çiraklik, kalfalik, ustalik ile ilgili gerçekten devrim yaptik” ifadelerini kullandi.

“964 bin çirak, kalfa, usta mesleki egitim merkezinde”

Bakan Özer, geçtigimiz yil görüsülen bütçede Halklarin Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakir Milletvekili Garo Paylan’i isaret edip, mesleki egitim merkezlerinde 1 milyon çirak, kalfa ve ustanin olacagini söyledigini hatirlatarak, “2022’nin 3 Kasim’indayiz. 964 bin çirak, kalfa, usta mesleki egitim merkezinde. Çirak kalfa kim için gerekli? Küçük ve orta boyutlu isletmeler (KOBI) için gerekli. Bu ülkenin ‘Ögretimde, Istihdamda veya Egitimde Degil (NEET)’, dedikleri enstrümana ihtiyaci var. Niye çünkü egitimle is gücü piyasasinin geçiskenliginin performansini ölçer. Evet dogru, Türkiye’nin ortalamasi bu durumda yüzde 24’lerde. OECD ortalamasinin iki kati. Biz bakanlik olarak bununla ilgili dört sey yapiyoruz” dedi.



“Mesleki egitim merkezlerindekilerin yüzde 55’i 18 yasin üzerinde. Hangi çocuk isçiligi?”

NEET oranini düsürmek için yaptiklari ilk hamlenin mesleki egitim merkezlerini güçlendirmek oldugunu ifade eden Bakan Özer, “Iste 964 bin kisinin yüzde 55’i 18 yas üzeri. NEET 15-29 yas araliginda. Ne egitimde ne istihdamda olan kesimi mesleki egitim merkezi ile bulusturuyoruz, siz çocuk isçiligi diyorsunuz. Yetiskin ya. Yüzde 55’i 18 yasin üzerinde bunlarin. Hangi çocuk isçiligi?” dedi.

Bakan Özer, NEET oranini düsürmek için yaptiklari ikinci hamlenin okul öncesi egitime yatirim oldugu bilgisini vererek, “Sabahtan beri cinsiyet esitliginden istihdamdan bahsediyorsunuz is gücü piyasasinda. Eger okul öncesi egitimi yayginlastiramiyorsaniz kadinin istihdamini saglayamazsiniz. Eger okul öncesi egitimi yayginlastiramazsiniz tek ebeveynli bireylerin istihdama katilimini zorlastirirsiniz. Is gücü piyasasinda sürtünme meydana gelir. Iste ben okul öncesi egitimi yayginlastirarak o istihdama katilma potansiyeli oldugu halde okul öncesi egitime çocugunu gönderemeyen kadinlarin istihdamini artiracagim” dedi.



“Kadinlari daha güçlü yapacagiz, istihdam kabiliyetlerini artiracagiz”

NEET oranini düsürmek için yaptiklari üçüncü hamlenin hayat boyu ögrenme oldugunu aktaran Bakan Özer, “Milli Egitim Bakanligi sadece egitim çagi nüfusuna egitim vermiyor. Yetiskinlere de egitim veriyor. 998 tane halk egitim merkezinde 30’un üzerinde olgunlasma enstitüsü üzerinden tüm vatandaslara egitim hizmeti veriyor. Milli Egitim Bakanligi 2021’de 4-5 milyon yetiskine egitim verdi. 2022 yilinda dedik ki: Her ay bir milyon vatandasa ulasacagiz. Neden biliyor musunuz? Çünkü bunlarin yüzde 70’i kadin. Kadinlari daha güçlü yapacagiz. Istihdam kabiliyetlerini artiracagiz. Su ana kadar 10 milyon 500 bin vatandasa ulastik” diye konustu.



“Orta ögretimdeki okullasma oranini bir sonraki bütçeye Garo Bey’e ragmen yüzde yüze ulastirarak gelecegiz”

NEET oranini düsürmek için yaptiklari dördüncü hamlenin yeni kurduklari Erken Uyari Sistemi oldugunu söyleyen Bakan Özer, “Erken terk risk olan tüm bireyleri tek tek takip ediyoruz. O çocuklarimizin hepsini insallah egitim ile bulusturacagiz. Orta ögretimdeki okullasma oranini bir sonraki bütçede yüzde yüze ulastirarak gelecegiz. Garo Bey’e ragmen” ifadelerini kullandi.

“Bir egitim sistemi ögretmeni kadar güçlüdür” sözünü alintilayan Bakan Özer, “Bir toplum ögretmeni kadar güçlüdür. Peki ögretmene ne yapiyoruz? Yalnizca özlük hakki degil. Özlük hakki ile ilgili bir sürü iyilestirmeler yapiliyor. Ögretmenlerin en büyük ihtiyaci olan sey hayat boyu ögrenenler olarak sürekli kisisel ve mesleki gelisimlerini çok boyutlu olarak destekleme ihtiyaci” dedi.



“Okul müdürüne parayi gönderirim, ögretmenin egitimini planlar. Okula bütçe gönderirim, okulun ihtiyaçlarini karsilar”

Özer, ögretmenlerin mesleki gelisiminde önemli paradigma degisimi yaptiklarini savunarak, “Bakanlik olarak, merkezi olarak ögretmenin mesleki gelisim planlamasini biraktik. Okullara biraktik. Okullarda ögretmenler, ögretmenlerinin hangi egitimi almasini istiyorsa biz sadece bütçe gönderiyoruz. 2021 yilinda kullanilan bütçe, 8,9 milyon liraydi. 2022 yilinda 292 milyon liralik bütçe kullandik. Bunun 210 milyonu okullara gönderdik. Bir milletvekili arkadasimiz, ‘okullari ayaga kaldirmamiz lazim’ dedi.

Okullar böyle ayaga kaldirilir. Okul müdürüne parayi gönderirim, ögretmenin egitimini planlar. Okula bütçe gönderirim, okulun ihtiyaçlarini karsilar. Kimseye de muhtaç olmaz. Ne STK’ye ne sendikaya ne de baska paydasa muhtaç olur. Dimdik ayakta durur. 2020 yilinda bu ülkede ögretmen basina düsen egitim saati 44 saatti. 857 bin sinifin yüzde 56’si yirmi bes kisinin altindadir. Elbette gönlümüzdeki bunun çok daha öteye tasinmasidir. Bunun için çirpiniyoruz. Güçlendirmeleri bunun için yapiyoruz. Yikim-yapim çalismalarini bunun için yapiyoruz” diye konustu.



“Sizin ögretmene verdiginiz deger bu: Ögretmen ucunda para varsa gider, para yoksa gitmez diyorsunuz”

Ögretmenlik Meslek Kanunu’na iliskin konusan Bakan Özer, “Ögretmenlik meslek kanunu sembolik olarak ögretmene duyulan bir sayginin ürünüdür. Bu da AK Parti iktidarina nasip olmustur. 20 yillik yatirimi, ögretmenlik meslek kanunu ile taçlandirmistir. Siz ögretmenleri asagiliyorsunuz. Biz ögretmenlik meslek kanunu tüm ögretmenlerin kisisel özlük haklarini iyilestirmek için yapmadik. Biz kariyer sistemini sistematik içerisinde ögretmenlerin lisansüstü çalismalar, doktora çalismalari ve belirli bir kidem yilinda bir sistematik çerçevesi için bir özlük hakki ile destekleyecek bir mekanizma olarak insa ettik. Bunu basitlestirip de ‘ögretmenin yeterliligini ölçmüyormus, bir tane kiytirik sinav ile uzman ögretmen mi olurmus, olmazmis’ diye bunu süfli bir sekilde saçma sapan baglamlarin içine koymak ögretmenlere saygisizliktir. O kiymetli ögretmenlerimiz, zorunlu oldugu için katilmiyor. Ögretmenlerin yüzde 98’i basvurdu. Para ucunda diyorsunuz. Sizin ögretmene verdiginiz deger bu. Ögretmen ucunda para varsa gider, para yoksa gitmez diyorsunuz. Ögretmen bayraktir, onun için ögretmenin oldugu yer vatandir. Ögretmen bizim egitim sistemimizin en kutsalidir” dedi.



“Baba siz niye yapmadiniz hiçbir sey?”

Muhalefet milletvekillerine, çocuklarin okullasmasi ile ilgili gerekli imkanlarin neden daha önce saglanmadigi sorusunu yönelten Bakan Özer, “Gelismis ülkeleri ele aliyorsunuz. OECD ülkelerine bakin. O ülkeler 1950’li yillarda ülkelerinin tüm egitim kademelerindeki okullasma oranlarini yüzde 90’a ulastirdi. Türkiye neden 2002 yilini bekledi? Küçümseyesiniz diye mi? Peki böyle kolay mi oldu? Ücretsiz kitap yillardan veriliyor. 4 buçuk milyar kitap çocuklara veriliyor. O sizin ‘kenara atiyorlar’ diye küçümsediginiz ama Cizre’de, Silopi’de her çocugun elinde büyük tutkuyla tasidigi kitaplari devlet veriyor. AK Parti yaptigi zaman görevi, ondan önceki zamanlarda herkes keyfinde aleminde. 5 yasindaki okullasma orani yüzde 11. Bunlarda hiçbir problem yok öyle mi? Orta ögretimde okullasma orani yüzde 44. Hiç problem yok. Ama biz yüzde 95’e çikardigimiz zaman ‘AK Parti’nin görevi zaten, yapmasi gerekiyor’ diyorsunuz. Baba siz niye yapmadiniz hiçbir sey?” ifadelerini kullandi.

Görüsmelerin ardindan Milli Egitim Bakanliginin 2023 yili bütçesi kabul edildi.
Kaynak: İHA