1999 Yilinda Marmara Denizi'nde Batan 'Semele' Isimli Gemi 23 Yildir Çikartilmayi Bekliyor

1999 yilinda Belize bayrakli “Semele” isimli kuru yük gemisi ile Bulgar bayrakli “Shipka” isimli kuru yük gemisi, Ahirkapi Feneri açiklarinda çarpisti. Çarpismanin etkisi ile Semele isimli gemi, içinde bulunan 6 bin 535 metrik ton çubuk-kangal demir yükü ve orta boy tanker büyüklügündeki yakit ile birlikte batti. Istanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Isletmeciligi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cem Gazioglu, 23 yildir batik halde bulunan geminin Düzce depremindeki sarsintida ekosisteme zararli maddeler salarak Marmara Denizi için risk tasidigini ve batik gemi içinde tanker büyüklügünde yakit oldugunu söyledi.

1999 Yilinda Marmara Denizi'nde Batan 'Semele' Isimli Gemi 23 Yildir Çikartilmayi Bekliyor
Belize bayrakli 5 bin 945 grostonluk “Semele” isimli kuru yük gemisi ile Bulgar bayrakli 16 bin 166 grostonluk “Shipka” isimli kuru yük gemisi, 7 Kasim 1999 tarihinde Ahirkapi Feneri açiklarinda çarpisti. Çarpisma sonucu Semele gemisi, içinde bulunan 6 bin 535 metrik ton çubuk-kangal demir yükü ve yakiti ile birlikte batti. Yaklasik 300 metre uzunlugundaki geminin yakit ve yaglama yaglari ile demir yükü, deniz ortamini uzun zamandir kirletiyor. Batik gemi nedeniyle liman giris çikislari ve balikçilik faaliyetleri zorlasirken, siginma limani olarak kullanilan giril alan batik nedeni ile tehlike arz ediyor. Istanbul Üniversitesi’nin yaptigi bilimsel çalismada, geminin battigi konum itibariyla hem Istanbul’un ana demirleme sahasini kisitladigi hem de denizde kirlilige sebep oldugu tespit edildi.

“Üzerinde tasidigi yag yakit risk teskil ediyor”

Konuya iliskin açiklamalarda bulunan Istanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Isletmeciligi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cem Gazioglu, “Bu gemi yaklasik 23 yildir Ahirkapi demirleme sahasinda kazadan sonra batik durumda duruyor. Sonuç itibariyla bu geminin burada bulundugu süre boyunca olusan korozyonlardan dolayi üzerinde de tasidigi yag yakit bir risk teskil ediyor. Çünkü söyle düsünmek gerekiyor. Bu gemi tam kitalar arasi yük tasiyacakken ve sefere kalkmisken bir kazaya ugradi ve batti. Üzerindeki yag yakiti ortalama boy bir tanker kadar yag yakit üzerinde bulunuyor. Çünkü bu okyanus ve okyanus ötesi olarak bu demir cevherini tasiyacakti. Ve bu geminin boyu yaklasik 300 metre. Simdi biz 300 metrelik bir binayi düsündügümüzde Istanbul’da çok fazla örnegi yok. Ama bir görsel olarak düsünecek olursaniz 300 metrelik bir boy yaklasik 100 katli bir bina kadar ölçek boy verecektir” dedi.



"Bir sanayi kompleksi su anda denizin altinda yatiyor"

Batik gemilerin çikarilmasini karsilayacak olan sigorta firmalari oldugunu söyleyen Prof. Dr. Cem Gazioglu, “Bu kadar büyüklükteki bir gemi Ahirkapi demirleme sahasinda kirik vaziyette bulunmakta. Geçen sene hepimizin yasadigi müsilaj hadisesi vardi. Iste Marmara için bazi tedbirler alindi. Bu gemi gibi pek çok gemi Marmara Denizi’nde aslinda var. Ve bunlarin büyük bir kisminin sigortasi da mevcut. Söyle ki bu gemilerin uluslararasi sigortacilik çerçevesinde bu sigortalari yaptirmalari gerekiyor. O yüzden bu batik gemilerin madem çikarilmasini karsilayacak olan sigorta firmasi da var, niye burada kalsinlar. Çünkü üzerlerinde bunlarin tasidiklari yük kadar kendileri de bir ekonomik deger. 300 metrelik bir gemiden bahsediyoruz. Bu ortalama boyu aslinda bir fabrika boyutlari kadar. Ve bunun üzerindeki motor boyu kendi jeneratörleri var ama motorunun gücü Anadolu’da orta boy bir kasabadaki halki aydinlatabilecek güce sahiptir. Bir sanayi kompleksi su anda denizin altinda yatiyor” ifadelerini kullandi.

“Yag yakiti bir tanker büyüklügü kadar”

Prof. Dr. Gazioglu, “Son günlerde yasadigimiz Düzce depreminin yaklasik 40 saniye sürdügü söyleniyor. Yani Istanbul’da da bu deprem herhalde 20-25 saniye hissedilmistir. Bu tür sarsintilarin yaklasik 300 metre boyunda olan ve yer yer kirilmis, yer yer parçalanmis ve asagida stabil durumda bulunmayan bu yapinin, bu kompleksin bir durumunda degisiklige sebebi olabilir. Çünkü bu gemi yaklasik 60 metre derinliginde yatiyor. 40 metreye kadar da uzaniyor. O yüzden bu tür bir riskin olusabilecegini degerlendirmek gerekiyor. Az önce de arz ettigim gibi üzerindeki yag yakiti bir tanker büyüklügü kadar. O yüzden denizlerimizi bu tür risklere birakmamak gerekiyor. Su anda elimizde imkan varken bu geminin sigortasi bunu çikarmaya yardimciyken bu tür gemilerin tamaminin çikarilmasi gerekiyor. Ülkemiz açikçasi bu kabiliyetleri yeni yeni kazandi. Daha önce bu derin metrelerden bu tür yapilari çikarmak çok da kolay degildi. Yurt disindan çok malzeme ve ekipman ve personel getirmek gerekiyordu. Oysa günümüzde kamuda veya özel sektörde bu altyapi olusmus vaziyette. Özellikle özel sektörün bu konuda yaptigi yatirimlar mevcut. Dünyanin her yerinde bu tür gemileri çikariyorlar. Bizim ülkemizde de bunun sigorta sahibi varken niye bundan yararlanmayalim, buradaki riski ortadan kaldirmayalim?” diye konustu.

Kaynak: İHA