Türk-Is Genel Baskani Atalay Çevrim Içi Düzenlenen 109. Uluslararasi Çalisma Konferansi'nda Konustu Açiklamasi

'Sendikali is yerlerinde virüse (Kovid19) maruz kalan veya zarar gören isçilerin sayisi, diger is yerlerine göre çok düsük sayida kaldi' 'Emekçilerin saglikli ve güvenli kosullarda çalismalarini saglamak zorundayiz. Örgütlenme, toplu pazarlik, grev ve diger haklar hiçbir ayrim, kisitlama veya baski olmadan özgürce kullanilmalidir' 'Salgin döneminde zorunlu uygulanan evden çalisma ve diger esnek çalisma biçimlerinin, yayginlasarak kalici hale gelmesini sakincali buluyoruz'

Türk-Is Genel Baskani Ergün Atalay, "Sendikali is yerlerinde virüse (Kovid-19) maruz kalan veya zarar gören isçilerin sayisi, diger is yerlerine göre çok düsük sayida kaldi." dedi.

Kovid-19 salgini nedeniyle geçen yil ertelenen Uluslararasi Çalisma Örgütünün (ILO) 109. Uluslararasi Çalisma Konferansi, çevrim içi olarak "Kovid-19 ve Insan Odakli Iyilesme" gündemiyle toplandi.

Konferansa çalisan kesimi temsilen Türkiye Isçi Delegesi olarak Türk- Is Genel Baskani Atalay katildi.

Atalay, konferansta yaptigi konusmada, Kovid-19 salgininin halk sagligini ve ekonomileri alt üst ettigini, çalisma hayatinda çözüm bekleyen sorunlarin birikmesine neden oldugunu söyledi.

Sendikalarin uyarilari görmezden gelinerek bu zorlu dönemi atlatmanin mümkün olmayacagini dile getiren Atalay, "Hayat boyu egitim, asgari ücret, çalisma kosullari ve fazla çalisma saatleri, esit ise esit ücret ilkesi, is sagligi ve güvenligi alanindaki düzenlemeleri göz ardi eden ülkeler, en fazla is kayiplarina ve ekonomik tahribata ugramistir. Oysa örgütlenme, toplu pazarlik haklari ve sosyal diyalogu önemseyen ülkeler, sorunlarin çözümünde daha basarili olmuslardir." diye konustu.

Atalay, salgin sürecinde üyelerinin ve tüm emekçilerin sagligini, güvenligini saglamak, is ve gelirlerini korumak için çalistiklarini vurgulayarak söyle konustu:

"Sendikali is yerlerinde virüse maruz kalan veya zarar gören isçilerin sayisi, diger is yerlerine göre çok düsük sayida kaldi. Ülkemde is kazasina ugrayan isçiler için de benzeri bir durum söz konusudur. Daha kirilgan ve savunmasiz olan sendikasiz isçiler, kayit disinda çalisanlar, göçmenler, kadinlar ve gençler bu süreçte en çok magduriyet yasayan kesimler olmustur. Benim ülkemde de is ve gelir kaybina ugrayan kesimler için koruyucu tedbirler alinmistir. Ancak, bu yardim ve destekler ihtiyacin gerisinde kalmistir. En gelismis ülkelerde dahi yasanan zafiyetler, 'sosyal devletin' daha güçlü bir sekilde yeniden insa edilmesi gerektigini ortaya koymustur."

- "Emekçilerin saglikli ve güvenli kosullarda çalismalarini saglamak zorundayiz"

Her türlü saglik riskine ragmen üretim ve yasamin, emekçilerin büyük özverisiyle devam ettigini anlatan Atalay, "Emekçilerin saglikli ve güvenli kosullarda çalismalarini saglamak zorundayiz. Örgütlenme, toplu pazarlik, grev ve diger haklar hiçbir ayrim, kisitlama veya baski olmadan özgürce kullanilmalidir. Salgin döneminde zorunlu uygulanan evden çalisma ve diger esnek çalisma biçimlerinin, yayginlasarak kalici hale gelmesini sakincali buluyoruz." ifadelerini kullandi.

Atalay, dünyanin büyük bir bölümünde insanlarin asiya erisemedigine deginerek, "Artik ölümleri durdurmak, ekonomileri ayaga kaldirmak, kaybedilen is ve gelirleri geri kazanmak ve artan yoksullugun önüne geçmek için insan odakli bir yapi insa etmek ve gelecegimizi yeniden sekillendirmek durumundayiz. Ancak, uluslararasi dayanisma olmadan bu mümkün degildir." degerlendirmesinde bulundu.

ABD ve Avrupa Birligi ülkelerine seslenen Atalay, "Insan haklarini politikalarinin merkezine koyduklarini söyleyen ülkelere ve uluslararasi topluma sesleniyorum. Herkese asi ve tedaviye esit erisim imkani saglamak için elinizden geleni yapin." dedi.

- "Terör örgütlerine hep birlikte karsi çikilmalidir"

Filistin'de yasanan insanlik draminin durdurulmasi çagrisinda da bulunan Atalay, sunlari kaydetti:

"Suriyeli göçmenler ve yardima muhtaç tüm insanlar konusunda sorumluluk üstlenin. Türkiye, 4 milyonu ülkemizde olmak üzere toplam 9 milyon Suriyeliye insani yardimda bulunmaktadir. Bölgemizdeki terörden çikar bekleyen, destekleyen, 20 bin tir silah gönderen, para veren devletler bulunmaktadir. Bölgeyi istikrarsizliga, kaosa sürüklemeyi amaç edinen ve aslinda birbirinden farkli olmayan terör örgütlerine hep birlikte karsi çikilmalidir. Bu terör örgütlerine karsi en büyük mücadeleyi Türkiye vermistir. Bunu muhataplarimiz iyi bilmektedir."
Kaynak: AA