Münir Özkul'un Kizi Güner Özkul 'Sinemanin Sesi' Programina Konuk Oldu Açiklamasi
'Nasil simdi anneler, babalar eger imkanlari yoksa çocuklarini is yerine götürüyor, beni de babam setlere, özellikle Arzu filme götürürdü' 'Benim için her seyin dogrusunu babam bilirdi, Türkçe ile ilgili. Dile çok özenilen bir evde büyümüs. Dolayisiyla benim en güvendigim kisiydi babam bu konularda. O gidince gerçekten çok eksikligini hissettim'
Usta sanatçi Münir Özkul'un oyuncu kizi Güner Özkul, seslendirme dünyasi ve müzikler üzerine konusulan, ünlüleri agirlayan Radyo Bir'deki "Sinemanin Sesi" programina misafir oldu.
Gazeteci Dilek Dalliag, "Babalar Günü"ne özel hazirladigi programda Münir Özkul'un "Bizim Aile", "Neseli Günler", "Gülen Gözler", "Aile Serefi" ve "Hababam Sinifi" filmlerinde oynadigi karakterlere dikkati çekerek, "Münir Özkul, aile sicakligini, birligini seyircilere yansitan ve bunu hep sicak tutan bir isimdi." dedi.
Özkul'un kizi Güner Özkul da babasini çok sevdigini, her zaman babaci bir çocuk oldugunu, ayrica babasinin oynadigi pek çok filme senaryo asamasindan çekimlerine kadar taniklik etme firsati buldugunu dile getirdi.
- "Babam beni de setlere götürürdü"
Güner Özkul, babasiyla çocukluk anilarina deginerek, "Nasil simdi anneler, babalar eger imkanlari yoksa çocuklarini is yerine götürüyor, beni de babam setlere, özellikle Arzu filme götürürdü. Bütün o ekip çalisirken, ben onlari izlerdim. Bu açidan da benim için çok önemli bir deneyim oldu." ifadesini kullandi.
Yasi küçük olmasina ragmen bu döneme taniklik etmis olmanin degerini her zaman bildigini aktaran Özkul, "Babam çok degerli ve arkadaslari tarafindan çok sevilen bir insandi." degerlendirmesinde bulundu.
Oyuncu Özkul, Yesilçam sinemasi çekimlerinde yer alan ekibin ve oyuncu kadrosunun filmlerdeki kisiler gibi bagli oldugunun altini çizdi.
Ablasi ve abisiyle birlikte 3 kardes olduklarina isaret eden Özkul, sunlari kaydetti:
"Babama en çok benzeyen benim. Kaslarimizdaki asimetriden tutun da el, ayak seklimize kadar her seyimiz ayni. Babam bir tiyatrocu filminde peruk takmis ve kadin kiligina girmis. Kaküllü bir peruk takmis, genelde de benim de saçlarim hep kaküllü ve orta uzun boyda oldugu için ben de o babamin fotografini komik bulmustum, Facebook'a portre fotografi yapmistim. Annem de gözlügünü takmadan bakmis, 'Nereden buldun bu saçma fotografi? Niye böyle bir fotograf çektirdin?' diye bana telefon etti. Babami ben sanmis, bu kadar benziyorum."
- "Sürekli et tirnak gibi yasadik"
Anne ve babasinin sürekli tiyatro turneleri oldugu için 7 yasina kadar anneannesi ve dedesinin yaninda büyüdügünü ifade eden Özkul, "Anneannem vefat edince bir dönem onlarin yanina gittim. Fakat annemle babam ayrilinca, babamla kaldim. Yani 9 yasindan 20 yasima kadar sürekli etle tirnak gibi yasadik." dedi.
Güner Özkul, babasiyla geçirdigi zamanlarin çok güzel oldugunu belirterek, yasami boyunca, aklinda sürekli isi olan babasiyla hastaliginin son zamanlarinda iletisim kurmakta zorlandiklarini, müzikallerde seslendirdigi sarkilari birlikte söylediklerini, hatta bazen uykudan sarkilar söyleyerek uyandigini aktardi.
- "Benim için her seyin dogrusu babam bilirdi"
Bir sözcügün dogru veya yanlis söylenmesiyle ilgili tereddüt yasadiginda hemen babasina telefon ederek sormayi çok özledigini dile getiren Özkul, sunlari ekledi:
"Benim için her seyin dogrusunu babam bilirdi, Türkçe ile ilgili. Yani o çok titiz bir ortamda yetistirilmis. Tabii ki eski oyuncular, sanatçilar hani bu konuda çok titizler ve onlarin konustugu eski Istanbul Türkçesini Türkçe'nin temeli olarak kabul ediyoruz. Ama ayrica benim halalarim yani babamin ablalari da Türkoloji mezunuydu. Yani dile çok özenilen bir evde büyümüs. Dolayisiyla benim en güvendigim kisiydi babam bu konularda. O gidince gerçekten çok eksikligini hissettim.
Ben seslendirme isi yaptigim için dil çok önemli, dili, cümleleri dogru kullanmak, vurgular çok önemli. Dolayisiyla bazen iddialasiyorsunuz, iste öyle oldugu zaman 'Babam böyle derdi' diyerek isin içinden çikiyorum. 'Benim için dogrusu babamdir. Sizin ne dediginiz beni ilgilendirmez.' diyorum."
Kaynak: AA
Gazeteci Dilek Dalliag, "Babalar Günü"ne özel hazirladigi programda Münir Özkul'un "Bizim Aile", "Neseli Günler", "Gülen Gözler", "Aile Serefi" ve "Hababam Sinifi" filmlerinde oynadigi karakterlere dikkati çekerek, "Münir Özkul, aile sicakligini, birligini seyircilere yansitan ve bunu hep sicak tutan bir isimdi." dedi.
Özkul'un kizi Güner Özkul da babasini çok sevdigini, her zaman babaci bir çocuk oldugunu, ayrica babasinin oynadigi pek çok filme senaryo asamasindan çekimlerine kadar taniklik etme firsati buldugunu dile getirdi.
- "Babam beni de setlere götürürdü"
Güner Özkul, babasiyla çocukluk anilarina deginerek, "Nasil simdi anneler, babalar eger imkanlari yoksa çocuklarini is yerine götürüyor, beni de babam setlere, özellikle Arzu filme götürürdü. Bütün o ekip çalisirken, ben onlari izlerdim. Bu açidan da benim için çok önemli bir deneyim oldu." ifadesini kullandi.
Yasi küçük olmasina ragmen bu döneme taniklik etmis olmanin degerini her zaman bildigini aktaran Özkul, "Babam çok degerli ve arkadaslari tarafindan çok sevilen bir insandi." degerlendirmesinde bulundu.
Oyuncu Özkul, Yesilçam sinemasi çekimlerinde yer alan ekibin ve oyuncu kadrosunun filmlerdeki kisiler gibi bagli oldugunun altini çizdi.
Ablasi ve abisiyle birlikte 3 kardes olduklarina isaret eden Özkul, sunlari kaydetti:
"Babama en çok benzeyen benim. Kaslarimizdaki asimetriden tutun da el, ayak seklimize kadar her seyimiz ayni. Babam bir tiyatrocu filminde peruk takmis ve kadin kiligina girmis. Kaküllü bir peruk takmis, genelde de benim de saçlarim hep kaküllü ve orta uzun boyda oldugu için ben de o babamin fotografini komik bulmustum, Facebook'a portre fotografi yapmistim. Annem de gözlügünü takmadan bakmis, 'Nereden buldun bu saçma fotografi? Niye böyle bir fotograf çektirdin?' diye bana telefon etti. Babami ben sanmis, bu kadar benziyorum."
- "Sürekli et tirnak gibi yasadik"
Anne ve babasinin sürekli tiyatro turneleri oldugu için 7 yasina kadar anneannesi ve dedesinin yaninda büyüdügünü ifade eden Özkul, "Anneannem vefat edince bir dönem onlarin yanina gittim. Fakat annemle babam ayrilinca, babamla kaldim. Yani 9 yasindan 20 yasima kadar sürekli etle tirnak gibi yasadik." dedi.
Güner Özkul, babasiyla geçirdigi zamanlarin çok güzel oldugunu belirterek, yasami boyunca, aklinda sürekli isi olan babasiyla hastaliginin son zamanlarinda iletisim kurmakta zorlandiklarini, müzikallerde seslendirdigi sarkilari birlikte söylediklerini, hatta bazen uykudan sarkilar söyleyerek uyandigini aktardi.
- "Benim için her seyin dogrusu babam bilirdi"
Bir sözcügün dogru veya yanlis söylenmesiyle ilgili tereddüt yasadiginda hemen babasina telefon ederek sormayi çok özledigini dile getiren Özkul, sunlari ekledi:
"Benim için her seyin dogrusunu babam bilirdi, Türkçe ile ilgili. Yani o çok titiz bir ortamda yetistirilmis. Tabii ki eski oyuncular, sanatçilar hani bu konuda çok titizler ve onlarin konustugu eski Istanbul Türkçesini Türkçe'nin temeli olarak kabul ediyoruz. Ama ayrica benim halalarim yani babamin ablalari da Türkoloji mezunuydu. Yani dile çok özenilen bir evde büyümüs. Dolayisiyla benim en güvendigim kisiydi babam bu konularda. O gidince gerçekten çok eksikligini hissettim.
Ben seslendirme isi yaptigim için dil çok önemli, dili, cümleleri dogru kullanmak, vurgular çok önemli. Dolayisiyla bazen iddialasiyorsunuz, iste öyle oldugu zaman 'Babam böyle derdi' diyerek isin içinden çikiyorum. 'Benim için dogrusu babamdir. Sizin ne dediginiz beni ilgilendirmez.' diyorum."